saat 4e kadar okulda kaldık .Dersler bittikten sonra toparlanıp çıktık. Bizim yere gelince yalnız olmadığımızı fark ettik. Bizim dışımızda iki tane yaşlı teyze vardı. Oturmuş dedikodu yapıyorlardı. Resmen kendimizi görmüştük o teyzelerde.
Yere kurulup Piknik moduna girdik. Işıl yemekleri açarken ona doğru döndüm ve konuşmaya başladım.
A:Şimdi sana bişey söyleyeceğim ama beni dövmeyeceksin.
I:DÖKÜL
A:okuldan rastgele numaralarla bi gurup kurdum ve onlarla konuşuyorum ve içlerinde o da var.
Konuşmam bitince hızlıca gözlerimi kapadım ve gelecek darbeyi bekledim. Aradan 30 saniye geçti ama hala sağlamdım. İnme mi indi diye dönüp Işıla baktım. Valla sapasağlam duruyordu hatta termostan çayını içiyordu.
A:iyi misin yavrum
I: senden zaten böyle bi hamle bekliyordum o yüzden şaşırmadım.
A:nasıl yani
I:son günlerde sürekli ondan bahsediyordun ve bu platonikliğin bitmesini istediğini söylüyordun.
Bunu yapman şaşırtmadı ama açıkçası anonimden yazarsın sanıyordum.
Işılın söyledikleri karşısında ağzım açık kalmıştı. Bu kadar mı belli mi etmiştim.
I:AY tamam kapa şu koca ağzını, banada adam çıkar mı gruptan onu söyle.
A:neden olmasın buluruz sanada birini, hatta biraz daha samimileşirsek senide eklerim gruba.
I:E super o zaman
Biraz daha goy goy yapıp evlere dağıldık. Işılın evi ile benimki farklı taraflarda kalıyordu o yüzden birlikte yüriyemedik.
Apartmanın girip dairenin kapısına ulaştım ev şu an boştu demekki halamlar gitmişti. Zaten sadece kontrole gelenlere görünmek için gelmişlerdi. Neyse odama geçip yatağıma kıvrıldım. Ve uykunun sıcak kollarına doğru yola koyuldum.
Saat 2ye doğru sokaktan gelen sağanak ve şimşek seslerine uyandım. 2 kişilik ufak balkona çıkıp çamaşırları topladım.
O sırada sokağın ortasında yatan bedeni fark ettim. İçimdeki korkuya engel olamadan elimdekileri yere fırlattım, balkonun demirliklerinin üstünden atlayıp kaldırıma doğru dizlerimin üstüne atladım. Zaten 1 katta oturuyordum ama yinede az da olsa yerden yüksekti.
Hızlıca yerdeki bedene doğru adımladım. Yerdeki kişi Kaan'dı??
Hızlıca yanına çöktüm gözleri kapalıydı, kolunu dürtecektim ki ona doğru uzattığım elimi tutup beni
Zemin ike arasına aldı.
ŞOK ŞOK ŞOK
Resmen kalbim boğazımda atıyordu ben olduğumu anlayınca elimi bırakıp Hızlıca üstümden kalktı.
Kulağından sarkan kulaklığı görünce kendime küfrettim. O sadece müzik dinliyordu. Ama bu soğukta ve yağmurun altında yerde uzanması hiç sağlıklı değildi. Çünkü ben sadece 5 dakikadır burda olmama rağmen sırılsıklam olmuştum.
A: burda napıyorsun soğuk alacaksın.
K:iyiyim ben bana birşey olmaz.
A:aynen canım aynen küçük superman seni. Çabuk içeri girelim sana kuru kıyafet ve sıcak bir meyve çayı vereceğim. Sakın gelmiyorum diye triplere girme bu bir soru veya rica değildi.
Hiçbirşey söylemeden arkamı dönüp yürümeye başladım. Beni takip ettiğini biliyordum. Öyle bi korkuyla çıkmıştım ki anahtar bile almamıştım. Balkondan girecektik napalım.
A:anahtar içerde kaldı o yüzden balkondan gireceğiz haberin olsun.
Umursamazca omuzlarını silkti banane der gibi. Önden ben arkadan o eve girdik. Eline gri bir eşofman, beyaz bir tişört ve kuru bir havlu verip banyoya yolladım.
Mutfağa geçip ısıtıcıyı açtım ardından odama geçip bende üstümü değiştirdim. Ben odadan çıkarken o da banyodan çıkıyordu. Önden benim geçmem için elini öne uzattı bende jesti anlayıp ileri adımladım. Mutfaktan çayları alıp salona geçtik. Koltuklara kurulduk. Nerden başlayacağımı bilemiyordum. Ama sordum.
A:yağmurun altında ne yapıyordun?
..
..
..
..
..
