Fazlaca rahatsız hissetsem de bunu belli etmemeliyim diye düşünüyordum.
Yaşadığım olay sıradan ve kolay bir şey değildi.Yaşadım ve bitti olarak kalmıyordu.Henüz birkaç saat önce ölümün pençelerinde kurtulmak için zavallıca hamleler yaparken,cesur ve yırtıcı tarafım çoktan beni terketmişti.O suratı unutmam imkansızdı.Daha sonra gelip Bay Kim'in o adamı öldüresiye dövmesini de unutmayacaktım,galiba.Kesinlikle unutmayacağım bir şey de omzunda ağlarken burnuma dolan ve asla istemeyerek içime çektiğim kokuydu.Baharın temiz havası,kışın soğuk havası ile birleşmiş gibiydi.Sıcak ama bir o kadar da soğuktu.Her şeyden önce garip bie şekilde rahatlatıyordu.
Bay Kim herkesin ilgisini çekebilen bir adamdı ki bu olaylardan önce de mükkemmel bir tarzı ve yüzü olduğunu da söylemiştim.En az bir odun kadar sert ve kaba biriydi.Gülünce bile bazen aşağılanmış gibi hissedip içinize bir korku geliyordu.Hastane'de böyle olaylar elbette ki olacaktı bunu biliyordum.Üsttekiler alttakileri her zaman ezerdi.Yine de bu Bay Kim'in kaba olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.Ve yine de kokusu hâlâ hissedebildiğim gerçeğini de.
Hadi ama?Kim olsa aynısını hissederdi buna eminim.
Evet,kesinlikle öyleydi.
Öyle olmasa bile artık öyleydi.
Ellerim ile oynarken gelen aramalara cevap vermiyor,Rosé'nin gelmesini bekliyordum.Küçükken evde kimse olmadığında birisi gelsin diye bekleyen Lalisa'yı anımsadım.Sabırsızca ve korkulu bir beklemeydi.
Telefonumdan rastgele bir müzik açarak sesini tamamen açtım ardından mutfağa girdim.En azından böyle daha az yalnız hissediyordum.
Cekmeceyi açıp ufak bir çay bardağını aldım-genellikle suyu çay bardağında içmeyi severim- ve musluğu açtım.Keşke,keşke hiç açmasaydım cünkü açtığım gibi kenarlardan çıkan su üstüme sıçradı.Böyle ufak birkaç damla da değildi. Tshirt'ümün resmen tamamı ıslanıyorken hızlıca suyu kapatıp çalan zil yüzünden kapıyı açmaya gittim.Bu musluğun bir an önce yaptırılması gerekiyordu yoksa hiç su içemeyecektik.Geçenlerde bu durumu Jimin halletmişti ama sanırım halledememişti...Kapıyı açtığımda karşımda kızarmış gözleri ile bir sincap duruyordu.Hızlıca kollarını belime sarmış sıkıca sarmalamıştı beni,aynı şekilde ben de onu.
"Tanrım!Şükürler olsun ki iyisin.Ne kadar korktum haberin var mı?Off Lalisa off"
Konu sevdikleri olunca oldukça sert ve duygusal olabiliyordu.13 yaşında sanaldan tanıştığım bu kızın kız kardeşim haline gelebileceğini hiç düşünmemiştim.Korece öğrenmek için rastgele indirdiğim bir uygulamadan Rosé ile tanışmış,daha sonra birbirimize numaralarımızı vermiştik.Şimdi ise aynı evde yaşıyor,uyandığımız zaman ilk birbirimizi görüyor,beraber ağlayıp beraber gülüyorduk.Mutfakta olan tatlı kavgalarımız,bazen gercekten yaptığımız büyük kavgalar olsa da her seferinde daha sıkıca bağlanıyorduk.Onu tanıdığım için çok şanslıyım.
Geri çekilip kapıyı kapatmadan elimden tuttuğu gibi dışarı çekmiş,kapıyı kapatıp kilitlemiş ve ardından cekişirerek aşağı indirmeye başlamıştı.Sorduğum sorulara asla cevap vermiyor,hızlı hızlı yürüyordu.Aşağı indiğimizde sinirden bir adet yüzü kızaran Yoongi,oldukça sakin durup beni korkutan Jimin,ağladığı çok fazla belli olan Jisoo...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stajyer
FanfictionSiz: Bay Kim'in kurbanı değilsiniz artık CUNKU SADECE BANA KAFAYI TAKTI