" ABLA "" abla mı " dediğinde hala şoktaydım odaklanamıyordum ablamı yıllardır görmüyordum annemle birlikte babamla beni terk etmişlerdi en son çocukken görmüştüm onu hiç değişmemiş kapıyı daha ısrarcı bir şekilde çalmaya başlayınca içerden demir geldi ve
" her şey yolunda mı " diye kolaçan etti ben ise donmuş bir şekilde ne yapacağımı düşünüyordum o sırada toprak lafa atladı ve beni kendime getirmeye çalıştı
" Alya iyi misin " dediğinde kendime geldim ve
" ııı evet siz içeriye geçin ben geleceğim şimdi "
" emin misin "
" evet evet " dediğimde toprak tereddüt etse de diğerleri ile birlikte içeri geçti kapı ısrarla çalmaya devam ediyordu acaba eniştem de dışarda mıydı birbirlerini tanımadıkları için karşılaşsalar bile anlamazlardı kapını kulpunu tuttum derin bir nefes aldım ve kapıyı yavaşça açtım
" ayla " dedi ağlak bir sesle ben ise soğuk bir ses tonuyla
" ne işin var senin burada "
" ne kadar değişmişsin çok güzel bir genç kız olmuşsun " dediğinde gözlerimin dolmasını çaktırmadan
" ne işin var burada dedim nerden buldun beni "
" içerde konuşalım sana anlatacak çok fazla şeyim var "
" misafirlerim var git buradan " dediğimde kapıyı tam kapatacakken kapıyı eliyle kapatmamı engelledi ve
" gidecek bir yerim yok " dediğinde anlam veremedim
" annemiz öldü " dedi ve ağlamaya başladı fakat bu benim için bir şey ifade etmiyordu çünkü o benim için zaten bir ölüydü
" bunun için mi geldin buraya kalacak yerin olmadığı için mi "
" hayır asla ben... ben sadece seni görmek istedim bilmediğin çok şey var izin ver içeri geçeyim her şeyi anlatacağım sana " dediğinde mecburen onu içeri almak zorundaydım çok sağlam bir bağımız olmasa bile kalacak bir yeri yoksa onu sokakta bırakamazdım ve ona kapılarımı açtım
" misafirlerim gidince konuşuruz "
" tamam ben beklerim " dediğinde içeri girdi ve kapıyı kapattım göz yaşlarını silerek içeri girdi ve çocuklar görünce şaşırdı hepsi ayağa kalkıp selam verdiler
" ne kadar çok arkadaşın varmış tanıştırmayacak mısın bizi " dediğinde gözlerimi devirerek ona baktım benim tanıştırmayacağımı görünce bu işi kendi üstlendi
" merhaba ben eylül " deyip hepsiyle el sıkıştı çocuklarda kendilerini tanıttılar ardından demir özel bir şey olduğunu anlayıp rahatsız etmemek için
" bizde gidelim artık yorucu bir gündü " dedi. semih ve eren onayladılar fakat toprak telaşlı bakışlarını üzerimden çekmiyordu ben kollarımı birbirine kenetleyip boş boş yere basıyordum hepsi ayaklanınca kapıya kadar eşlik ettim
" kusura bakmayın kahve sözüm olsun size "
" önemli değil sen bizi düşünme içerdeki hatun la ilgilen " eren bunu dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım aynı tepkiyle demir erenin ensesine vurdu
" öküz öyle denir mi" dediğinde buruk bir gülümseme ile geçiştirdim diğerleriyle vedalaştığımda merdivene yöneldiler fakat toprak her zaman ki gibi benim yanımda kaldı
" iyi misin "
" dürüst olmak gerekirse emin değilim babam , eniştem , halam şimdi de yıllardır görmediğim ablam hepsi bir anda ağır geldi sanırım " dediğimde gözlerimden akan yaşın farkında bile değildim tam silmek için elimi kaldırdığımda toprak benden önce davranmıştı ellerini yanaklarımda hissettiğimde gözlerine baktım ve ilk defa birinden şefkat hissi almıştım babamın ki gibi sahte değildi halamın ki gibi yalan değildi değerliydi gerçekti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GRUP MÜZİSYEN
Teen FictionYeni taşındığın apartmandaki 4 tane yakışıklı komşunun aynı zamanda da iş arkadaşların olduğunu öğrensen ne hissederdin ?