Uzak gelecekte tek bir devlet altında birleşmiş insanlık dört ayrı türe evrilmiştir. Üç temel tür ve bir yardımcı tür. Nullalar, unuslar, dekalar ve diğerleri; artıklar.
Garen diğerlerinden biridir. NUD'un yurttaşları arasında en aşağı sınıfta yer...
cumartesi ve yeni bölüm. ama keşke oy ve yorum gelse *bezgin surat
*Grandson-Darkside
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NUD SÖZLÜĞÜ
Ekzo ; Artıklar da denen, karma görünümlü, kısır tür
Serpens: Eril safkanlar
Esse : Dişil safkanlar
ÜKM(Üreme Kontrol Merkezi): NUD'un birimlerinden biri
Kısım 6 : Forsa ve albatros
"Ekzo olduğumu anladı."
Diye yazmıştım Enrico'ya çalışma odasından çıkar çıkmaz. Yirmi üç saat geçmesine rağmen hala cevap gelmemişti. Kafama koymuştum banyodan sonra arayacaktım. Takip edilemez gizli bir uygulama üzerinden haberleşmeye sözleşmiştik ancak içinde bulunduğum durum acil olarak nitelendirilmeliydi.
Kollarımı bacaklarıma sardım. Ensemi küvetin mermer kenarına yaslayıp tavanı seyre koyuldum. Kalebodurlardaki aksim dalgalı ve buğuluydu. Düz göğsüm, ince bacaklarım, ceset kadar beyaz tenim gerçeği gizlenemeyecek kadar belirgin mıydı? Tavırlarım, kırılgan özgüvenim yüzünden mi? Levon maskesi altında gizli Garen saklanılmayacak kadar büyük bir kusur muydu?
Birlik'in rengi ekzo'lar. Politikacıların sık sık tekrarladığı bu deyişte hep bir şeyler eksik gibi gelirdi. Karakterim kaynaklı mı bilmiyorum ama yurttaş olmaktan daha fazlasını yapması gereken bir türü çağrıştırırdı bana. Yapamadıkları yüce gönüllü bir baba tarafından hoş görülsün, NUD'un büyük çarkları dönebilsin diye vefa borcunu ödeme azmiyle çabalayan hayatlar.
Bornozu bedenimi sarmalayıp kemerini sıkıştırdım. Islak saçlarıma dokunmadan artık bir alışkanlık haline gelen esans şişesine elim gitti. Duraksadım.
Cesur'ın parmaklarını bastırdığı yerde hafif kızarıklık vardı. Hassas cildimin reaksiyon verme hızından kaynaklıydı. Canım acımamıştı aslında.
"Asla bir sıçanı altıma almam."
Aralı dudaklarından dökülürken bu kelimeler dişlerini de sıkmayı ihmal etmemişti. Çenesi yay gibi kasılmış tam gözlerimin içine bakarken hislerinden hiçbirini mimiklerine yansıtmaktan gocunmamıştı.
Türümün maruz kaldığı tipik aşağılanmaları hayatım boyunca sık sık yaşadım. Duyduklarımın hiçbiri benim için yeni değildi, hepsi zamanla kanıksadığım olgulardı. Ama itiraf etmeliyim ki Cesur'da yakaladığım kadar öz ve filtresiz olanına nadir rastladım. Tiksinti ve -tuhaftır ki- nefretin ölümcül oranda harmanladığı o zulmetle ilk kez karşılaştım.
