gecikmeli oldu ama uzun oldu. duble gibi hatta. neresinden böleceğini bilemeyince sonuç bu. neyse oy ve yorumları ihmal etmeyin güzellerr :)
NUD SÖZLÜĞÜ
Ekzo ; Artıklar da denen, karma görünümlü, kısır tür
Unus; Safkan
Kısım 7 : In la Kesh
İnce çakıldan döşenmiş yolu henüz bitirmiştik ki Cesur "Yırtıcıların olduğu bir ine giriyormuşsun gibi düşün." dedi. Elleri pantolonun ceplerinde ağır ağır yürüyordu. Arkaya taranmış saçları, bedenine tam oturan siyah ceketi ve içinde beyaz gömleği vardı. Arada bir omuzlarında huzursuz seğirmeler gözüme çarpıyordu. Yol boyunca da aynıydı. Kopuk kopuk birkaç laf etmişti. Ya da en azından bana öyle gelmişti çünkü dikkatimi toparlayıp söylediklerine kulak verememiştim. Karanlık ormanda aklımın bir parçasını bırakmış gibiydim hala.
"Tavırlarına özen göstermen lehine olur. Şayet kafandan sakıncalı düşünceler geçerse diye seni baştan uyarıyorum Levon." Cesur aniden durunca neredeyse sırtına toslayacaktım. "Emin olabilirsin. Birazdan gireceğin denizde sarılmak isteyeceğin tek yılan benim."
"Anlamadım?"
Ağzına yerleşen kıvrım başını eğip sallamasına sebep oldu. İfadesini savuşturduktan sonra bedenini hafifçe çevirip geçiş yolunu açtı. Kapının girişindeydik. Verandada duran Miloslaw boylarında biri başıyla bizi selamladı. Genişçe bir hole çıktığımızda derinlerden bir gürültü geliyordu.
İki yanında gümüş işlemeli saksılar içinde odunsu bitkilerin olduğu geniş pervazın altından geçti. Ama hemen sonra beni yavaşlatmak ister gibi elini kaldırdı. Gözlerinin işaret ettiği noktada dikdörtgen bir yemek masası vardı. Etrafında bir grup insan çatal bıçak sesleri eşliğinde yemek yemek ve sohbet etmekle meşguldü.
Cesur sıcak nefesi şakaklarıma çarpacak kadar eğildi. "Cetera'yı duydun değil mi?"
Duymuştum. Bir uyuşturucuydu. Hastanede çalışmaya başladığımdan beri etkisi altına aldığı sayısız genci ne hale getirdiğini kendi gözlerimle görmüştüm.
"Cetera'yı formüle edip üreten şu adam." Gösterdiği noktadaki sandalyede göz altı torbaları şişkin bulldog suratlı, düşük omuzlu biri oturuyordu. Cesur'un kelimeleriyle bakışlarımı saydam sıvıyla dolu kadehini ağzını götüren adamdan ayırıp hemen karşısındakine yönelttim. "Zayıf olan ise Rassa caddesindeki barların sahibi."
"Ekzobarların mı?" Ekzobarlar benim gibilerin her türlü tatmin için kullanıldığı karanlık işletmelerdi. Rassa caddesinin zevk ve fantezi düşkünü kaymak tabakanın uğrak yeri olduğu bilinirdi.
Boğazımdaki acımtırak tat damağımı kupkuru etti. Ensemden başlayıp tüm bedenimi ele geçiren ürperti bir adım geri atmama neden oldu. Daha fazlası için hareketlenecekken Cesur'un bariyer görevi gören bedeniyle karşılaştım.
Zift karası gözleri gözlerimde yakaladığı titreşimlerden aldığı keyfi yansıtmaktan çekinmiyordu. Tüm bunları beni korkutmak için anlatıyor olabilirdi. Kasılı çenemdeki gerginliği defetmeye çalıştım. "Niye geldik buraya? Tüm bu insanları nereden tanıyorsun? Kim onlar?"
"Onlar benim ailem."
Havada asılı kaldı cümle. Cesur aheste ve emin adımlarını sürdürerek bir sandalyeye yerleşirken ben tabanlarım yere yapışmış gibi kalmıştım. Şaşkınlığı atlatınca hızlı hızlı peşinden gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUD
Aktuelle LiteraturUzak gelecekte tek bir devlet altında birleşmiş insanlık dört ayrı türe evrilmiştir. Üç temel tür ve bir yardımcı tür. Nullalar, unuslar, dekalar ve diğerleri; artıklar. Garen diğerlerinden biridir. NUD'un yurttaşları arasında en aşağı sınıfta yer...