⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅
"Oysa benim ruhumda savaş var. Durmadan ölüyor içimdeki insanlar."
-William Shakespeare
⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅Yine bir sabaha ve onu aydınlatan güneşe lanet okuyarak kalktığım yatağımı toplamadan bırakıp, gerekli işlerimi hallettikten sonra mutfağa ilerledim. İçeriye girdiğimde yine aynı manzara ile karşılaştım. Lauren masayı donatmış, şimdi de Star Wars desenli kupasından kahvesini yudumlayarak kitap okuyordu.
"Günaydın, evimin kadını."
"Sana da günaydın şeker kız Candy." gülümseyerek söylediği kelimeye gözlerimi devirdim. Ardından masaya, tam çaprazına oturdum. "Ee, dinlendin mi?"
"Asıl sen dinlendin mi? İşe gidecek olan sensin, malum, ben işten atıldım." kahvaltı tabağımdan ağzıma bir zeytin atarak sordum.
"Sanırım dinlendim. Bugün iş arayacaksın, öyle değil mi?" ağzım dolu olduğu için başımı sallayıp kendi kahvemden bir yudum aldım.
"Dışarı çıkmadan önce haplarını içmeyi unutma, tamam mı?" bir anne edasıyla sarf ettiği sözler, sanki içimi şuan içtiğim kahveden daha fazla ısıtmıştı. "Unutmam." gözlerime masaya bıraktığı kitap ilişti.
Anna Karenina.
"Kitabı beğendin sanırım, daha iki gün önce verdiğim halde yarısını geçmişsin." hafif hüzünlü gülümseyerek cevapladı. "Lanet olası Katy sonunu söylemeseydi daha iyi olabilirdi, ama evet, beğendim." Katy'nin kim olduğunu hatırlamasamda hatırlıyormuş gibi yaptım. "Katy işte, ne yaparsın?"
⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅
Tüm gün iş aramış olmama rağmen bulamadığım için yenilgiyle eve gidecekken, kendimi yine o bankta buldum. Loki ile karşılaştığım bankta. Oturmuş buraya ne amaçla geldiğimi düşünürken sigaramdan bir nefes daha çekip, sonuna geldiği için söndürmek amacıyla avuç içime bastırdım. Yere çöp atmazdım, bu yüzden sonra atmak amacıyla cebime koydum.
"Yine karşılaştık, hah?" duyduğum tanıdık sesle yan tarafıma baktım. Loki.
"Buraya geleceğimi bilerek geldin, değil mi?" hiç düşünmeden yönelttiği soruya tebessüm etti. "Bir umut, diyelim."
Geçen seferin aksine, bu zafer daha nazik konuşuyordum. "Güzel manzara, insanı bir süre olsun hayatın karmaşasından ve kaosundan uzaklaştırıyor." aslında, bunu bana bakarken söylesede fazla düşünmeden cevap verdim.
"Evet, güzel manzara. Ancak hayatın seni yorduğunu pek sanmıyorum."
"Neden ki? Hayat herkese zor olmaz mı?" omuzlarımı silktim. "Sen bir tanrısın. Neden zor olsun ki?" soruma acı dolu bir gülümseme bahşetti.
"İnan bana, hayat hepimize zor. Tanrı olmam önemli değil." bu sefer sessiz kaldım. Birkaç dakika böyle durduktan sonra ayağa kalktı. Bende soru sorarcasına ona baktım. "Burada güzel bir kafe biliyorum. Bana eşlik etmek ister misin. Hem hava soğumaya başladı." ben, beni mi çağırıyor, iyide neden? Kabul etmeli miyim. Muhtemelen etmemeliyim. Peki ben edecek miyim. Evet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık/LOKİ
FanficBanka oturup önümdeki deniz manzarasını izledim. Dalgalar kayalara çarptığında yok olan köpüklere özendim. Bende onlar gibi olmak istedim. Bir hiç olmak. Ama ne varki yine buradayım, hayatta. Anlamsız yaşamımı güzelleştirmeye çalışıyorum. »»---->...