Taehyung'un gördüğü tek şey koyu bir karanlıktı. Bir adım dahi bile atazmadı, bu karanlıkta önünde bir çukur olup olmadığını bilemezdi,algısını yitirmişti.
Yüzüne dökülen su ile gözlerini açmış bu karanlığa veda etmişti. Neye uğradığını şaşırmıştı, doğruluğunda etrafında ona bakan bir çok göz görmüştü. Bu gözler Jungkook ve çetesine aitti.
Jungkook ona yaklaşmış tam tepesinden kendisine bakarken kahkaha atarak:
"Bizim bayılan bebek nihayet ayılabildi, alt tarafı tetik sesi duydun ne kadar da narin bir şeymişsin sen böyle" derken cümleleri arasında da kahkalarına devam etmişti.
Teahyung ödlek değildi onun neler yaşadığını bilmeden bu şekilde onunla dalga geçmesi hiç hoş değildi.
Antileri de ona bıçak çekmişti, silah çekmişti daha ne kadar canı tehlikeye girecekti? Mutlu olamayacak mıydı? Rahat bir nefes alamayacak mıydı?
Kesinlikle güçsüz yada bebek değildi hele ödlek hiç değildi. Öyle biri olsa antilerinin en ufak cümlesinde tırsıp intihara girişebilirdi ama bunu yapmamıştı. Bu en iyi kanıt sayılmaz mıydı?
Hayır gerçek hayatta alttan alsa da, karşılık verdiğinde olacaklardan ürkse de rüyasında bunu yapmayacaktı. Burada kendini ezdirmeyecekti.
Ona doğru eğilmiş Jungkook'un yakasından tutarak yere yapıştırdı. Kendisi de üzerine çıkarak direklerini Jungkook'un bedeninin iki yanına yerleştirdi, ellerini de yine yerde yatan bedenin kol hizasında yanına yerleştirerek, onu altında hapsetti.
Yukarıdan gülümseyerek altta yatan gözlerini kocaman açmış bedeni süzerken bir yandan da konuştu :
"Hâlâ bebek olduğumu mu düşünüyorsun? Beni hafife alma Jungkook çünkü sandığından çok daha fazlasıyım" diyerek yanağından makas alıp ayağa kalktı.
Taehyung'un ayağa kalkmasıyla neye uğradığını şaşırmış Jungkook da hızla kendini toparlamayı başarmış ayağa kalkmıştı.
Bu sefer o Taehyung'un yakasına yapışarak eliyle sımsıkı penyeyi sardı.
"O zaman bana ne kadar ileri gidebileceğini göster. Bana daha deminki davranışının bedelini ödeteceğim sana bakalım ne kadar dayanabileceksin? " diye sinirle soluyarak Taehyung'un yakasını bıraktı.
Gerçek hayatta antilerinin yanı sıra rüyasında da kendi başına iş açmayı başarmıştı.
Tüm bunları haketmek için ne yapmıştı? Nasıl bir günah işlemişti ki hem gerçek hayatta hem rüyasında bir türlü huzura kavuşamıyordu?
Bıkkınca soluyarak :
"Görelim bakalım Jungkook. Bana nasıl bedeller ödeteceğini merak ettim doğrusu. Elinden geleni ardına koyma, bakalım asıl sen ne kadar ileri gidebileceksin?"
Şu an ikisi arasında ki gerilim oldukça yüksekti. Yeni tanışmış olmalarına rağmen çoktan birbirlerine karşı kin beslemeye başlamışlardı. En azından Teahyung böyle düşünüyordu..
Benzin, araç parçaları, içki, sigara kokan bu depo şu anki gergin ortamın atmosferini daha da garip hale getiriyordu. Üstelik bu sefer depoda anlamlandıramadığı bir yanık et kokusu da hakimdi.
Bu kokuya dayanamayacağını anlayan Teahyung
"Beni artık nereden bulduysan oraya götür daha fazla bu pisliğinizde kalmaya meraklı değilim" diyerek aklından geçen düşünceleri bir bir açıkca ifade etti.
Karşısında onu sırıtarak izleyen Jungkook :
"Bizde sana meraklı değiliz merak etme,seni geldiğin pisliğe geri yollayacağım ancak araba sen baygınken hurdaya döndü"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Worlds
FanfictionKim Taehyung yazardı. Son zamanlarda hiç ilham gelmemesi üzerine bir kitapçıya gidip bir manga almıştı. O mangayı okur okumaz rüyalarına girmeye başlamıştı kendini o manganın içinde buluyordu her defasında. Teahyung rüya sonuçta diye geçiştirsede bi...