12

69 16 12
                                    

Jungkook koşuşturmanın sonunda nihayet Taehyung'u yakaladığı gibi kolundan tutarak bedenini kendine çevirmişti.

Elinde tuttuğu bıçağı adeta gözüne sokarcasına göstererek

"Bu sana mı aitti?" diye sertçe sinirle sordu. Ancak Taehyungdan gelen bir yanıt yoktu.

Şüpheleri doğru çıkmıştı bu sessizlik gerçekten bıçağı onun taşıdığını kanıtlar niteliktedir.

"Ama neden? Düşman olsak bile böyle bir işe kalkışacağını düşünmemiştim. Neden bunu yaşıyordun? BNa cevap ver!"

Jungkook'un adeta kükreyerek kelimeleri bastırışı ve söyleyiş bir nebze de olsa Taehyung'u ürkütmüştü.

Artık daha fazla kaçamazsın. Yalan da söyleyezmedi. Doğruları söylemeyi seçerek.

" Jungkook diyeceklerim sana çılgınca gelebilir, bana inanmayabilirsin, deli olduğumu düşünebilirsin ama sözümü kesinlikle bölmemelisin, ancak o zaman sana tüm gerçekleri açıklarım"

Jungkook neler söyleyeceğini merak ettiğinden onu onaylarcasına başını salladı.

Taehyung Jungkookdan gelen onaydan sonra diyecekleri cümleleri kısa bir saliseliğine aklında bir araya getirerek anlatmaya başladı:

"Sen aslında benim bir kabusumsun.Gerçek değilsin. Açıklamak zor ama şu anda ben rüyadayım aslında, sende bu rüyanın bir parçasısın.."

Jungkook Taehyung'un saçma geleceğini söylediği sözden sonra böylesine bir saçmalık beklemiyordu.

Yine de onu bölmemiş olmak adına bu saçma sözlere rağmen araya girme çabasına girişmedi

" Saçmaladığım düşündüğünü biliyorum ancak gerçek olan bu, yaşadığım hayat aslında bambaşka.

Jungkook sen kabusumun ana karakterini bu yüzden eğer sen yok olursan bu kabusun sonlanacağını düşündüm.

Biliyorum bu çok saçma ama başka seçeneğim yoktu lütfen beni anla. "

Jungkook Taehyung'un biten sözlerinin ardından hızla sertçe yakasına yapışarak

" Bu da mı sahte Tae? Hissetmiyor musun beni? Peki bunu? "

Diyerek ayağını kaldırdığı gibi Taehyung'un kasık bölgesine geçirdi.

" bunu da mı hissetmesin bak yerde kıvranıyorsun, işte beni hissediyorsun.
Ne sikim saçmalıyorsun ya sen?!"

Jungkook devamlı bağırıyor sinirle çıkışıyordu çünkü bu sözler aptallıktan başka bir şey değildi.

Bu sefer yerde duran Taehyung'un bedenine asılarak yeniden çekiştirdi

" bununda mı kabus olduğunu düşünüyorsun yoksa? "

Demesiyle birlikte Taehyung'un dudağına yapıştı. Sertçe kendini hissettirmeye çalışır adına asılıyordu dudaklarına.

Alt dudağını dişleyip Taehyung'un ağzını aralamasını sağlamasıyla dilini devreye sokarak öpüşmeyi daha da derinleştirdi.

Bu aşk öpücüğü değildi kendini kanıtlama çabasıydı. Fiziksel olarak kendini hissettirmeye çalışıyordu.

Egosu zarar görmüştü. Ona sen kabussun dediği an çöktüğü il andı. Jungkook gerçek olduğunu biliyordu.

Taehyung'un davranışlarının tuhaf olmasından dolayı onun deli olduğunu saçmaladığım düşünüyordu.

Nihayet Taehyung Jungkook'u ittirerek

"Uzaklaş benden hep kendini düşünüyorsun zaten. Bana inanman için değil suçlu hissettiğim için anlattım sana bunca şeyi.

İnanmasan da gerçek söylediklerim. Tamemen bu kabuslarımdan kurulduğumda sen diye bir şey olmayacak artık.

Beni öpüp de durma intikam amaçlı yaptığın bu eylem hiç hoşuma gitmiyor. Kız arkadaşım var benim ondan hoşlanıyorum onu seviyorum. Dokunma artık bana! "

Taehyung sonda söylediği yalanla yalnızca artık rahat bırakmasını umuyordu. Ciddi anlamda Jungkookdan etkileniyordu.

Az önceki öpüşme ise zaten karışık olan duygularını iyice mahfetmeye yetmişti bile.

Kalbi dur durak bilmeden atmıştı. Jungkook'a karşılık vermeyi öpüşmeyi dha da derinleştirmeyi deli gibi istemişti.

Jungkook çok güzeldi. Taehyung'un hayallerinin bile ötesindedir. Ama o ve Tae olmazdı. Gerçek olmayan biriyle olamayacağını bile bile ona aşık olamazdı.

Jungkook'a yumruk atarak onun boş bulunmasından faydalanarak hızla oradan uzaklaşmaya başladı.

Jungkook arkasından seslense de aldırmadan koşmaya devam etti nihayet kamp alanına vardıklarında arkadaşlarının yanında Jungkook'un deposunda gördüğü iki adamı daha görmesiyle duraksadı.

Jimin Mint saçlı olanla konuşup gülüşürken Hoseok da Namjoon ve Jinle konuşuyordu.

Jungkook gülerek

"ooo bizim tayfa burada toplanmış çoktan bakın size kimi getirdim"
Diyerek Taehyung'u göstermişti.

Taehyung ise şaşkın ifadesini belli ederek bir arada gördüğü bu gruba bakıyordu.

Hangi ara hepsi bir araya gelmişti? Bu da Jungkook'un işinin bir parçası olmalıydı. Onunla depoda birbirlerine giriştikleri sıra Hoseok ve Yoongi de arkadaşlarının yanına gitmiş olmalıydı.

Hoseok neşeli bir şekilde

"Ah Taehyung gelmişsiniz bizde sizi bekliyorduk, arkadaşların çok şeker insanlar gerçekten neden daha önce tanıştırmadın ki?"

Onun bu haline şaşkınlıkla bakan Taehyung neler söyleyebileceğini şaşırmıştı.

Jungkook Taehyung'un ifadesini fark ettiği an aklına gelen fikirle sırıtarak Taehyung'u kolundan çekiştirerek:
" bu mükemmel anı bence ölümsüzleştirmeliyiz"

Diyerek eline hyunglarının getirmiş olduğu özel fatoğraf makinesini aldı.

Bu fotoğraf makinesi aynı zamanda  pozun kağıt olarak çıkabilmesini sağlıyordu.

Taehyung olayların işleme hızına yine yetişemedi de arkadaşlarına uyarak doğal bir şeymiş gibi davranmış,poz vermişti.

Çıkan kağıdı Jungkook Taehyung'un eline tutuşturarak, kulağına eğilmiş fısıldayarak:

"bak gerçek olmasam fotoğrafta çıkmazdım al bu fotoğraf sende kalsın, baktıkça beni hatırlarsın."

Diyerek tekrardan onu ittirmişti.

Gece olupda Jungkook ve arkadaşları kamp yerinden ayrıldığında Taehyung kamp ateşinde devamlı çekildikleri fotoya bakarak Jungkook'un söylediklerini düşünüyordu.

Bunların gerçek olmadığına emindi. Tatili bile boşvermişti artık, otele değil kendi şehrine dönme kararı almıştı.

O gitse bile arkadaşlarını ikna ederek onların burada kalmasını sağlamaya çabalayacaktı.

Kendisi yüzünden keyiflerinin, tatillerinin bölünmesini istemiyordu.

Bu yüzden saat gece yarısına ulaştığında gizlice eşyalarını toplamış, onlara verilmiş 3 özel araçtan birine binerek otelin yolunu tutmuştu.

Otele varlıktan sonra ise araç kiralayarak kendi Şehrine doğru dönüş yoluna çıkmıştı.

Bu kabuslarını daha da şiddetlendiren ormandan nihayet kurtulmuştu.

Kabusları diye nitelendirdiği olayların gerçek olduğunu bilmeden...

Different WorldsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin