"Bak Hyunjin ben iyi bir insan değilim. Hiç bir zamanda olmadım. Ben annemin intiharına sebep oldum. O evde..."
"Kötü hissediyorsan anlatma bebeğim."
"Dediğim gibi anlatacağım Hyunjin. Daha sonra ilaç içmiş. Çok ağır ilaçlar. Kutrulamadı. Ve ben okuldan geldiğimde onun kolları kesik, yerde yatan bedenini görmek... Kendimi suçlattırdı bana. Çünkü benim yüzümden annem bu kadar iğrenç bir hayat sürmüş. Annem ile babam, onlar birbirine çok âşıklarmış. Yani sanarım. Ve bir gün evlenmeden annem bana hamile kalmış. Büyükannemler annemin hame olduğunu duyunca hemen babamla evlendirmeye kalkmışlar. Ama babam iğrenç bir herifmiş. Ve düğün günü tuvalette basılmış. Hemde annemin en yakın arkadaşı ile. Annem basmış onları. Ama sesini çıkarmamış. Çünkü bir bebeği olacak mış.
Olan olmuş Hyunjin, annem babam ile evlenmiş. Benim için. Boktan bir hayat yaşamaya karar vermiş... Benim yüzümden. Annemin intihar ettiği gün, okuldan gelmiştim. Daha sonra an an, hapishane, hastane falan. Babam denen puştsa bana hiç babalık yapmadı. Yapamadı. Eve geldiğimde eğer annem evde yoksa onun eve getirdiği sürtüklerin sesini duymak zorunda kalıyordum.
Ama bunların hiç bir önemi yoktu Hyunjin. Çünkü artık annem yoktu. Bana olabilecek en iyi anneliği yaptı. Ben... ben annemi çok özledim Hyunjin."
Hyunjin ellerini başıma getirip okşamaya başladı.
"Minik bebeğim benim. Ne çok şey yaşamışsın."
Burnumu boynuna gömmüş kokusunu içime çekiyordum. Yarını yokmuşcasına kokluyordum Hyunjini. Oda ellerini belime sarmıştı.
"Sen bana her seyi anlattın Lix. Dürüst bir şekilde."
Anlamaz bakışlarla boynundan ayrılıp gözlerinin içine baktım.
"Dürüstlük sırası şimdi bende."
"Ne demek istiyorsun Hyunjin?"
"Benim kollarımdaki izleri hiç merak ettin mi Lix?"
Başımı salladım. Kollarını sıvayıp kesik izlerini gösterdi. Yeni değildi bunlar. Belliydi.
"Bunları bana annem yaptı Lix."
Dediği şey ile gözlerim açılmış ve damlalar akmaya başlamıştı. Başımı kaldırdığım boynuna tekrar gömdüm.
"Sht sht. Dinle beni küçüğüm."
Daha sıkı sarılmıştım.
"Annem dedem tarafından, altı bira karşılığına babama satılmış. Henüz çok küçükken kendinden yaşça büyük bir satıldığı için, hemde henüz çok küçükken doğum yaptığı için psikolojisi bozulmuş. Bu durumda bebeğine yani o bebekte benim ki ona zarar vermiş. Onu kesmiş, yataktan atmış falan. Ama ne şanski ölmemişim." Dedi ve kıkırdadı. Acı bir kıkırdayıştı bu.
"Deme öyle."
"Ağlama miniğim. Sen ağladıkça seni ağlatan herkesin dünyasını yıkasım geliyor."
"Ağlamıyorum ki."
Hayır ağlıyorum.
"Devam ediyorum meleğim. Ne şanski kimsede fark etmemiş kesikleri yada morlukları. Daha sonra annem babam tarafından bir kere daha hamile kaldı. Ben ilkokul 1. Sınıftayken. Ama doğumdayken öldü. Anneme üzülmedim. Üzülemedim. Onun hiç bir suçu olmamasına rağmen, benim çocukluğumu mahvetti. Varlığın içinde yokluk gördüm ben. Sayesinde.
Liseye kadar hep zorbalık gördüm. Kollarım yüzünden. Kısa kollu giyemiyordum. Sanarım bu yüzden bu kadar iğrenç bir insan oldum."
"Sen iğrenç falan değilsin Hyunjin."
Kıkırdadı.
"Malesef öyleyim bebeğim. Şu anda ise babam biri ile evli. Bay Hwang çok iyi bir kadın. Onu çok seviyorum. O bana 'aile' kavramını öğreten kadın. Babam annem öldükten sonra sanarım bir ay falan sonra evlendi. İlk başlarda anne kavramını sana zarar veren biri olarak düşündüğüm için, çok korktum. Eski günlerime dönmek istemedim. Bu yüzden çok ağladım.
Ama sonra bayan Hwang bana gerçek anne ne demek öğretti. Şu anda ise sıcaklığını hala hissediyorum. Ama kendi oğlunu tabikide benden çok seviyor. Sonuçta öz.
Ama çok mutluyum lix. Çünkü o lanet olası şirketin başına geçmeyeceğim. İstediğim gibi güzel sanatlar okuyabileceğim."
Gülümsedi.
"Benim senin yaralarını sarmam gerekirken, sen benim yaralarımı sardın Hyunjin..."
"Hayır Felix. Senin benim yanımda olduğun her gün, benim yaralarımı sardın. Görmüyor musun? Beni değiştirdin. Yüzümden alay gülümsemesini silip gerçek gülümsememi yarattın. Beni gerçek sevgi ile tanıştırdın."
Ağlamam yetmiyormuş gibi dahada şiddetlenince Hyunjin dudaklarıma öpücük kondurdu.
You Drew Stars...★
Around My Scars...★"Hadi şarkı dinleyelim minik bebeğim."
Dedi ve radyodan Cardigan şarkısını açtı.
Şarkının ortalarına doğru birbirimize sarılıyorduk. İkimizde kolay şeyler yaşamamıştık. Aramızdaki tüm her şeye rağmen beraberdik. Ve bu en önemlisiydi.
Birbirimize sıkıca sarılırken, birden Hyunjine yeterince dürüst olmadığımı düşündüm.
(Bu kısımdan sonrası beni anlatıyor...)"Biliyor musun Hyunjin? Sana söylemek istediğim çoğu şeyi söyleyemedim."
"Ne gibi hayatım?"
"Hyunjin, sen yanımdayken kendimi hiç olmadığım kadar rahat ve mutlu hissediyorum. Benim mutluluk kaynağım oluyorsun. Bana yaralar açan sensin, ama yaralarıma senden başkası ilaç olmuyor. Beni mutlu ediyorsun anlarsınya."
"Söyleyemesen bile ben hissediyorum sevgilim. Gözlerin her şeyi açıklıyor bana."
"Hayır Hyunjin, sana hak ettiğin kadar değer vermiyorum. Veremiyorum. Mesela sana sadece bir kere sevgilim dedim. Onun dışında sana hiç sevgi sözcüğü kullanmadım. Ben seni sevmiyormuş gibi hissettirmekten korkuyorum."
"Bana öyle falan hissettirmiyorsun Lix. Dokunuşların bile, bana o kadar çok şey anlatıyorki bazen bu an hiç bitmesin istiyorum. Senin bana dokunuşların son bulmasın istiyorum. Yanından bir saniye bile ayrılmak istemiyorum. Sensiz kalmak istemiyorum."
"Kalma o zaman."
"Efendim bir tanem?"
"Bana taşın."
Eheheh. Felix hızlı çıktı.
Neyse nasılsınız. Umarım iyisinizdir. Çünkü ben iyi olmaya çalışıyorum. Bazen deliler gibi angst bitirmek istiyorum. Ve bu final bölümünü yazarkenki psikolojime bağlı olacak...
Sınır koymak durumundayım özür dilerim...
Sınır: 90+ oy 350+ yorumFav karakteriniz?
(Benim lino)En enayi karakter?
(Enayilix sahalarda.)Öpüyorum muck.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Or Hate//Hyunlix
Fanfiction"Bana o yaraları sen açtın Hyunjin." "O yaraları ben açtıysam, o yaraların etrafına yıldızları çizende ben olacağım Felix." •Angst mi değil mi bilmiyorum. •Kendine zarar verme, madde kullanımı, çeşitli psikolojik unsurlar, zorbalık ve rahatsız edic...