Selamın Aleyküm ve Aleyküm selam. Kimse cevap vermeyecek ondan kendime verip biraz şey edeyim neyse bölüm sonu küçük bir ricada bulunacağım yardım eden olursa çok sevinirim.
Medya- Aslan
_________________________
Yazar'dan;
Wulf Dorn bir sözü vardır; 'Acın ne kadar çok sürerse beni o kadar çok hatırlayacaksın.'
Bazı acılar böyledir, en küçük dokunuşlar bile insanın aklına hep o geçmişte oluşan acıyı hatırlatır. Sevinince, acaba yine gölge mi düşecek diye düşünür insan. Ağlayınca, yine mi başa döndük, yine mi aynı acıları yaşayacağını düşünülür. Bu bizim atlatamadığımız ruhumuza işlemiş olan şeytanın oyunu mu? Eğer öyleyse İntihardı bu oyun.İnsan çoğu anlamsız cümlenin altında yatan gerçek acıyı göremez çünkü yaşamadan hissedemez orada acı hislerin yattığını.
Hayatın bize sunduğu küçük satırlara sığdırdığı tek söz 'Kaybettik,çünkü bize kaybettiğimiz söylendi.' Biz bu hayatın kaybedenleri, asla mutlu olamayanlarıydık.Baran hiç tereddüt etmedi, Elleri titremedi,gözünden tek damla yaş düşmedi. O da bir kaybedendi. Şimdi ise kazanan olacağını düşünüyordu elinde bulunan kalın ipleri okşadı.
Hisleri elinden alınmış,içinde bir boşluk oluştu Baran'ın. O gün yaşananlardan sonra vermişti o kararını kendini kurtaracaktı mutlaka bu Lanet yerden.(bir gün öncesi)
Yerime çakılmamı sağladı bu sözler. İşte şimdi boku yemiştim.
__
O gün kimseden Çıt çıkmadı Baran gözlerini korkakca etrafta gezdirdi. Biri kükredi o sırada Baran'ın üzerine atılıp yakalarına Yapıştı.
"Doğru ulan bu? İbne misin sen puşt? Aramıza aldık lan seni yoksa bizde de gözün mü vardı."Baran tam o an düşündü niye yalan söyleyecekti ki bu sığ düşünceli insanlara ama karıştırdıklark bişey Vardı Eşcinsel olan insan ota boka gönül koymazdı. Tabi bu insanlar anlamazdı bunu. O an inat etti Baran yakasına yapışan Adamı geriye itti. "Size ne lan ibneyim evet bu ne değiştirir Söyleyin bana, İbneyiz diye gurursuz değiliz.
Yüzüne inen sert yumrukla Geriledi Baran kafası sağına düşmüş birinin ona yardım etmesini bekledi, kafasını kaldırıp etrafa baktı. Onun bakmasıyla Yılmaz da dahil herkes kafasını yere eğdi, daha eski yaraları taze sayılırdı. Aslan'a çevirdi güçsüz pes etmek istemeyen son bir umut arayan mavi gözlerini ondan da sonuç alamadı, Aslan ondan tarafa bile dönük değildi. Pes etti Baran karşısında ona kinle bakan adam sırıtıyordu eline geçmişti fırsat tabi.
Baran o an anladı kimseye güvenmemesi gerektiğini Bir baba kalıbına sığdırdığı Yılmaz ve Ahmet ondan tarafa bakmıyordu. Kardeş, abi dediği Ali ve Mehmet'in kafaları da eğikti. kimseden çıt ses çıkmadı. Ne yapmıştı onlara Baran, sevdikleri tarafından bir kere daha yüz üstü bırakıldı. Tam o sırada melodik bir kahkaha attı Baran, herkes anladı onun hayal kırıklığı andıran kahkahasını ama yine fe kaldırıp bakmadılar.
Karşısında adını bilmediği adam Aslan'ın yanına gitti. Baran son kez umutlanıp baktı esmer adama, aksine adam eli titreyerek ona verdiği kapalı oda anahtarıyla kafasını yana eğdi Baran, aklından geçen tek şey, 'o anahtar neydi ne yapacaklar bana.' oldu ama dışa vuramazdı cümlelerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜCRE
Fiksi PenggemarSavunmasız masum Diyarbakırlı Baran'ın, Herkesin adımından titrediği Ülkücü Aslan'ın olduğu koğuşa düşmesiyle başladı. Sessizdi Baran geçmişinin verdiği acı çocukluğunu yaşayamamışlığın hissi ve yorgunluğu vardı üzerinde, Mavi gözlü beyaz tenli uf...