1.5

1K 66 10
                                    





Taeyong'un gitmesi ile iç çekip arkama döndüğümde karşımda Taeyong'un gidişini seyreden Taehyung'u görmeyi beklemiyordum. Sessiz sessiz ona bakarken bana göz ucuyla bile bakmadan konuştu, "ne konuşuyordunuz?"

Dikkat çektiğimizden dolayı Taehyung'u hafifçe ittirdiğimde arkasına dönüp yürümeye başladı, peşinden ilerledim. Boş bir koridora geçtiğimizde tekrar sordu, "Ne konuştunuz?"

"Bir şey konuşmadık, özür diledi sadece."
Kaşlarını kaldırıp güldü ve duvara yaslandı, "Sadece bu kadarsa iyiymiş, sende affettin herhalde?"

Kaşlarımı çatıp ona baktım, "Çocuk değiliz, affettim o kadar."

"aldatmamış mıydı bu seni? neyini affettin?" sesi gereksiz sert çıktığında suratına baktım, bir şey demediğinde yine ben konuştum. "ben affettiysem sıkıntı yoktur."

"İyi, sen bilirsin o zaman." arkasına dönüp gittiğinde baktım, dönüp bakmamıştı bile. Peşinden gidip kolunu tuttuğumda hala yürümeye devam ediyordu. Konuşacağımı anlayıp suratıma baktı, "Bana seçimlerini açıklamak zorunda değilsin."

"Öyleyse abartmanın sebebi ne peki? sanki tekrar sevgili olmuşuz gibi davranıyorsun."

sonunda durup bana döndüğünde konuştu, "İstersen ol, sen bilirsin."

İç çektiğimde çoktan arkasını dönmüştü bile, daha da peşinden gitmeyecektim. Ben ona açıklama yapmaya çalışırken beni görmezden gelmesiyle uğraşacak değildim. Aynı yöne gidiyor olmamızdan dolayı hızlıca yanından geçip dışarı çıktım. Hiç derse giremezdim, eve gitmek istiyordum sadece.

Kampüsten çıkıp yürümeye başladım, otobüs beklemekte istemiyordum. Sanırım taksi çağırıp evime gidip, sonrasında da güzel bir uykuya ihtiyacım vardı çünkü Taehyung çok sinirimi bozmuştu.



Lalisa, Chae ve Jisoo ile konferans yaparak yemek yapmaya çalışıyordum. Chae ve Jisoo , Taehyung'la konuştuğumuzu bilmiyordu. İkisi de şaşırsa da Lalisa normal karşılayıp yine Tae'ye saydırmaya devam etmişti.

"Bunu hoca diye başımıza koyan gavat kimse öldüreceğim onu." Lalisa'nın söylediği şey ile jisoo yüzünü ekşitip baktı, "adam yakışıklı kızım, nazara gelmişler barışırlar işte niye sövüyorsun?"

Tezgaha sabitlediğim telefonu elime aldım, "Barışacak bir şey yok, çünkü biz hiçbir şey değiliz."

"Ee , dudağının kenarını öpmesi falan ne alaka o zaman?"

"Bilmiyorum Chae, puştluğuna yapmıştır işte." telefonu geri koyup çöpleri attığımda dışarıdan gelen ses ile camdan baktığımda bir şey göremeyip tekrar kızlara döndüm. "Neyse kapatın Taehyung konusunu, sinirimi bozuyor adını duymak bile."

adını duymak sinirini bozuyor ama aklında o varken de başka bir şeye odaklanamıyorsun Jen. Kızlar kaç konu değişti bilmiyorum ama hiçbirisini dinlememiştim. Kalkıp fırının fişini
çekip kapağı açtım, iştahımda yemeği beklerken çoktan kaçmıştı zaten.

Soğuması için balkonu açtığımda salonumun camının taşlandığını gördüğümde kaşlarım çatıldı, elimde telefonla öylece bakarken Chae konuştu, "Noldu kitlendin öyle?"

"bekle, katılacağım ben birazdan." Telefonu kapatıp cebime attıktan sonra çekine çekine balkondan aşağıya baktığımda camımı taşlayan Taehyung'un bakışları da bana dönmüştü.

Beni görmesiyle duraksadı, "Aşağı insene az." Şu an tam bir gerizekalıya benziyordu.

Ama bende gerizekalı olduğum için şu an yanındaydım zaten. Hırkamın kapşonunu kapatıp yanına ilerlediğimde motoruna yaslanmış bekliyordu.

"Ee, niye geldin?" utana sıkıla başını eğdiğinde cevap verdi, "özür dilemeye, kabul edersen."

"Kabul etmem için geçerli bir açıklaman varsa neden olmasın?" motoruna yasladığı vücudunu doğrultup bana döndü. "Açıklamam yok, sadece sinirliydim. Seninle onu görünce daha çok sinirlendim, bu kadar."

"Bana aşık olduğun için kıskandın yani?" Başını evet anlamında sallamasını beklememiştim, terslerdi genelde.

"Yani artık karı kocayız?" başını tekrar salladığında kendi kendime sırıtmaya başladım, "Affettin mi?" çocuk gibi sorduğu soruya nasıl hayır diyebilirdim ki zaten.

Bende başımı evet anlamında salladığımda sırıtmaya başladı. her zamanki gibi yine sessizlik oluştuğunda bu sefer o bozmuştu sessizliğimizi, cebinden çıkardığı küçük kutuyu uzattığında suratına baktım. "Alacak mısın artık?"

Dediği şeyle gözlerimi devirip kutuyu aldım, içinde de deniz kabuklu bir kolye vardı. "Beni tam anlamıyla affetmen için, başarmışımdır umarım." kolyeye bakarken bileğimdeki deniz kabuklu bilekliğe baktım, sanırım buradan tahmin etmesi kolay olmuştu sevdiğimi. Gerçekten de çok seviyordum.

"Affetmiştim zaten, çok güzel seçmişsin hem." kolyeyi kutuya koyduğumda cebime koyacakken kolumu tuttu, "takmayacak mısın?"

"Eve gidince takarım, çırpınmak istemiyorum şimdi." elimdeki kutuyu alıp kolyeyi içinden çıkardı, napacağını seyrederken kutuyu cebine koyup arkama geçtiğinde saçlarımı kenara atmıştı. Bu hareketi bile kalbimin hızlanmasına yetecek kadar heyecanlandırıyordu beni.

"Geçen hafta görmüştüm, çantandan küçük bir kutu çıkarıp içindeki deniz kabuklarına bakmıştın. Yanında neden taşıdığını anlamasam da hoşuma gitti." Sırıtırken kolyeyi boynuma geçirdi kopçasını kapatıp saçlarımı geri aldı ve tekrar eski yerine döndü.

"böyle daha güzel geldi gözüme."

"Bana aşıksın ondandır." dediğim şeyle sırıtıp durdu, "öyle olmuş birazcık.""Birazcık mı?" başını evet anlamında salladığında dudaklarını büzdü, "bayağı aşıksın yalnız."

"Öyle diyorsan öyle olsun." söylediği şey ile ofladım, "Bana olan aşkını anlatman gerekiyordu burada." Taehyung konuşacakken arkadan gelen teyze grubunu görmem Taehyung'u çekip uzaklaşmam bir olmuştu. Binanın kenarına saklanmış teyzeleri gözetliyordum, "gece gece nereden çıktı bunlar ya!" kendi kendime konuşurken Taehyung öylece bakınıyordu.

"napıyoruz?" sesini çok yüksek çıkmasıyla elimle ağzını kapattım, "Konuşma sen az, şu dedikoducular geçsin." Birkaç metre ilerlediklerinde hala Taehyung'un ağzında olan elimi çekip iç çektim, "sonunda."

Duvara yapıştırdığım bedenimi çekip az önce durduğumuz yere ilerlediğimde Taehyung'ta peşimden gelmişti, "Neyse ,gideyim bende artık."

"İyi, görüşürüz o zaman." motoruna ilerleyip birkaç adım sonra durduğunda arkasına döndü. "Gerçekten sarılmadan göndereceksin galiba beni."

"Taehyung! teyzeler döner birazdan çabuk git sen." İç çekip tekrar arkasına döndü ve motoruna bindi, "görüşürüz." el sallayıp "görüşürüz." dediğimde motoru çalıştırıp uzaklaşmıştı, bende içeri girdim.



iki gun ugrasip yazdigim bolum aq

a big mistake |➳TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin