"Ben böyle olsun istemedim!"
Bana gülümsedi. Sanki her şey benim suçummuş gibi gülümsedi fakat yüzümde hissettiğim tırnakları gözüme ilişti ve göz yuvamı kanla doldurdu. "Böyle acı çekmen gerekiyor seni, ucube! Hiç olmamalıydın, doğmamalıydın! Hayatımın en kirli lekesisin sen!"
Hata ben miyim?
Anne, kalk. Babamı durdur, bana kötü davranıyor! Ben kötü bir şey yapmadım!
*
*
*"İyi misin Hoshi?" Gülümsedim. Rengoku-san'ı ziyarete gelmiştim. Ayrılmadan önce onu görmek istemiştim. Küçük erkek kardeşi çay getirmişti. Birden zihnimde yeşeren anılarla kıkırdadım. "İyiyim, komik bir şey hatırladım sadece."
Gülümsedi. "Sonunda neşelenmeye karar vermene çok sevindim. Surat asmak sana yakışmıyor."
"İnsan gibi hissetmek istiyorum, Rengoku-san. Bir zamanlar öyleymişim gibi hissetmek en azından." Gülümsemesi yüzünde yayıldı, "İnsan olmanın sadece bedensel bir şey olmadığını biliyorsun, değil mi?"
Şaşırdım. Hiç bu yönden bakmamıştım sanırım.
"İnsan olup çocuklarını satanları da gördüm, birbirini öldüreni de." Yutkundum. Fakat o gülümsemeye devam etti. "Bazı iblisler emin ol daha insandır bazı insanlardan." Saçlarımı okşadı ve kıkırdadı, "Gülümsemekten ve kim olduğundan çekinmene gerek yok."
"Peki!"
*
*
*"Çevredeki iblisi yok et! Yok et!" Kargam omzuma konduğunda gagasının altını okşadım. Rengoku-san'ın evinden ayrılmıştım, Efendi-sama'yı son kez ziyaret edip yollara düşmüştüm.
Küçük bir tavsiye ile de saçımda değişiklik yapmıştım. Kızıl saçlarımın perçemlerini rahat bırakıp bandana takmıştım. Bandana haorim gibi beyazdı. Tatlı göründüğümü söylemişti, Rengoku-san'ın tavsiyesine güveniyorum.
Ve kendimi insan gibi görünmeye zorlamamamı söyledi. Kalben insan olmak yeterliymiş. Umarım öyledir. Ama bu şekilde daha rahat hissediyorum, en azından formumu korumak için sürekli kendimi kasmama gerek yok. Gözlerim arasındaki siyah, avcı gözler avını aramak için kısılırken köpek dişlerim ise artık uzundu. Tırnaklarımın ucu morumsu bir ton olsa da yüzüm artık daha canlıydı.
Başımı yukarı kaldırdığımda gelen kargayı tanımamak elde değildi. Kanroji-san'ın kargası koluma tutundu. "Mektup için teşekkür ederim." Başını okşayıp ona da biraz ekmek uzattım. Ekmeği yerken mektubu açtım.
Hoshi-chan'a,
Herkese mektup yazmana çok sevindim! Ve beni arkadaşın olarak kabul etmenden de onur duydum!
Yaralandığını yazmışsın, umarım her şey yolundadır. İyisin değil mi? Umarım iyisindir! Benim işlerim yolunda, hatta Igoro-san ile... Bunu yazarken utanıyorum ama aramızda bir şeyler var gibi hissediyorum! Ama her şeyi batırmaktan çok korkuyorum, umarım batırmam. Beni bu iğrenç saçlarıma ve fazla iştahıma rağmen kabul eder mi dersin? Umarım eder..
Shinazugawa-san'a yazdığın mektup için çok sevindim. Umuyorum ki ikiniz iyi arkadaşlar olacaksınız. Hatta kim bilir belki daha fazlası olursunuz?
Seni sıkmak istemem ama, senden bir ricam var! Acaba Rengoku-san'nın nasıl olduğunu söyler misin? Onun yanına uğrayacağını yazmıştın, sağlığı nasıl, yerinde mi? Onun eski varisi olarak ona karşı mahçup hissediyorum, çekiniyorum. Her ne kadar sorun olmadığını söylese de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ブラッドムーン / Demon Slayer
Fanfiction"Güneş... Ne kadar sadist, ne kadar acımasız... Ne kadar güzel." - Kanlı Ay / Sanemi×Reader Profilimdeki linkten sizler için derlediğim şarkıları dinleyerek okuyabilirsiniz. 04.03.2023