Bölüm 2

108 7 0
                                    

Sakura

Bugün görev günü. Çok stresliyim ama kendimi sakinleştirmenin bir yolunun da bulmalıyım yoksa bu görev düzgün olmaz.

Elbiseyi giydim ve kendime aynadan baktım. Bu çok... güzeldi ama fazlasıyla açıktı bu yüzden nasıl rahat hareket edebileceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Sasuke ile buluşacağımız yerde beklemeye başladım. Ama Sasuke hala gelmemişti. Çok garip, genelde görev yerine benden önce gelmiş olurdu. Biraz daha bekledikten sonra onu gördüm ve yanına gittim. Beni görünce biraz garip bakıyordu.

"Selam Sasuke, göreve hazır mısın?"

"Evet, yani sanırım..."

"Sanırım mı? Hadi ama Sasuke senin görev ruhuna noldu. Biraz kendine gel, yoksa seni gıdıklarım."

Tehdidimi komik bir şekilde söylediğim için onu güldürmeyi başarmıştım. Onun gülmesine bayılıyordum, o kadar tatlı oluyordu ki.

"Tamam tamam, göreve hazırım. Ama Sakura, lütfen dikkatli ol tamam mı?"

"Bana bir şey olmaz Sasuke endişelenme-"

"Lütfen dikkatli olacağına söz ver , senin ne kadar güçlü olduğunu biliyorum ama yine de...."

"Söz tamam mı dikkatli olucam." Sasuke her ne kadar rahatlamış gibi görünse de içinde yine bir sıkıntı çıkacağını hissediyordu.

Sasuke

Sakura yanıma geldiğinde onu o elbisenin için de görünce dilim tutulmuştu. O çok... güzeldi. Aklımda Kakashi'nin söyledikleri dolanırken iyice sıkıntıya giriyordum.

Flasback

"B-Bu çok.... açık değil mi?"

"Öyle olması gerekmiyor mu zaten. Neyse Sasuke, sen buraya gel seninle konuşacaklarım var. Sakura İno da sana nasıl davranması gerektiğini anlatsın."

Kakashi'nin yanına gittiğimde konuşmaya başladı.

"Sasuke seni böyle bir zaman da çağırdığım için üzgünüm ama seni biraz uyarmak istedim. Sakura'nın bu görevde rolü oldukça büyük ve önemli, Sasori'yi etkilemek için gerekirse onunla öpüşe de bilir. Fazla ileri gitmeleri durumunda Sakura'ya yardım etmeni istiyorum. O biraz korkabilir, Sasori tam bir kadın canavarı çünkü. Tamam mı?"

Sasuke açıkçası böyle bir açıklama bekliyordu ama bu kadar kötüsünü tahmin etmemişti. Sasuke aslında bu görevi Sakura'nın yapmasını istemiyordu ama görev verildiyse mecbur yapmaları gerekiyordu.

"Peki Sakura'yı odaya kapatırsa nasıl yardım edeceğim ki?!"

Sasuke sinirlenmeye başlıyordu. Bu düşünceler bile onu çılgına çevirmeye yetiyordu.

"Bak, illa olacak demiyorum ya, ileri giderlerse yardım edeceksin sadece."

Sasuke isteksiz bir biçimde kafasını sallayıp onun yanından ayrılmıştı.

"Al bunu lazım olucakmış."

Sakura'ya bir tane kulaklık vermiştim. Birbirimizle haberleşmemiz için.

"Sağol, eee siz ne konuştunuz."

"Önemli bir şey değil, normal sohbet işte."

"İki gün sonra tekrar görüşürüz."

"Görüşürüz."

Flasback End

Sanırım bu kadar stres olmasına gerek yoktu, AHH kimi kandırıyordu ki. Tarif edemeyeceği kadar stresliydi şu an. Onu önemsiyordu. Ona bir şey olmasından korkuyordu. Yaptıkları tüm görevlerde Sakurayı riske atmayacak planlar kurmaya çalışırdı. Ama bu sefer en büyük rol ondaydı ve Sasuke bundan çok korkuyordu. Sakura gerçekten güçlüydü bunu biliyordu hatta bir keresinde antreman yaparlarken adamı hastanelik etmişti. Onun Sasoriyle olma ihtimalini düşündükçe kan beynine sıçrıyordu. Çünkü ona aşıktı. Görev yaptıkları ilk günden beri aşıktı ona. Onun saçına bile zarar vereni öldürmek istiyordu. Sakura'nın giydiği elbise her adamı etkileyebilecek cinstendi. Bu yüzden Kakashiye çok kızgındı. Neden ona o elbiseyi vermek zorundaydı ki.

"Sasuke-kun iyi misin?"

Sakura'nın o güzel sesiyle gerçek dünyaya dönmüştüm. Onun bana 'Sasuke-kun' diye seslenmesine de bayılıyordum.

"Evet, iyiyim. Planın iyi olup olmadığını düşünüyordum."

"Plan harika oldu. Bu kadar dert etmene gerek yok, tamam mı?"

Kafamı sallayarak onu onayladıktan sonra Kakashi yanımıza geldi.

"Hatırlatmama gerek yok heralde ama yine de söyleyeyim. Başarmanız gereken bir görev bu ve dikkatli olun."

İkimiz de onu onayladıktan sonra Madara'nın vereceği partinin yerine doğru yola koyulduk.

Sakura

Partiye vardığımız da Madara'nın bu iş sayesinde ne kadar para kazanmış olabileceğini düşünmeye başladım. Madara'nın yaptığı işi bilmiyorsanız anlatayım. Bu ülkede yasaklamış kimyasal malzemeleri uyuturucu yoluyla satmaya çalışıyordu ve kendi ürettiği markalarda en küçük işletmesi olan sinek ilaçlarına bile bu malzemeden koyuyordu. İş sandığımızdan da tehlikeliydi anlayacağınız.

Sasuke ile bir bağlantım olduğu anlaşılmasın diye yollarımızı ayırdık. Yine de gözlerinin üzerimde olduğunu hissediyordum. İçeriye biraz göz gezdirdiğimde büyük salon için bile kocaman bir avizesi vardı. Zengin insanların bile alamadığı eşyalar, modern koltuklar, masalar, tabureler, içki içen insanlar vb. her şey vardı.

Biraz daha ileri baktığımda onu gördüm, Sasori. Kırmızı saçlı ve kahveregi gözleri vardı. Madara'nın yanında ciddi gibi gözükse de gözleri bütün salondaki kızları taramaktaydı. Şimdiden onun neler yapabileceğini düşünmeye başladım. Tanrım, korkunç ve iğrenç.

Bir anda bana doğru bakmasıyla afalladım. Kendimi hemen toparlayıp ona en etkileyici bakışımı attım. Suratında bir gülümseme olmasıyla planın güzel bir şekilde gittiğini anladım. 

Madara'nın kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra bana doğru ilerlemeye başladı. Açıkçası rahatsız olmuştum çünkü utanmadan üstümdekileri süzerek yanıma geliyordu. Dibime kadar geldiğinde ellerimi tutup dudağına götürdü.

"Merhaba hanımefendi, ben Sasori ve sizde..."

"Sakura." Sasori, Sakura'nın ellerini öpüp devam etti.

"Sakura, hmm ne kadar da güzel bir isim."

Ne kadar ona bakıp gülümsesem de kusasım geliyordu. Salondan yüksek bir ses gelmişti, cam kırılma sesi. Sesin geldiği yere baktığım da Sasuke'nin elindeki bardağın tuzla buz olduğunu görmüştüm. Suratın da ise kızgın bir ifade vardı. Doğrudan elime bakıyordu. Biraz daha ona baktıktan sonra Sasori bana daha da çok yaklaşmıştı.

"Bu dansı bana lütfeder misin?"

Hayır. "Tabi ki."

Beni belimden tutup mümkün olduğu kadar yaklaştırmıştı. Bu yakınlaşmanın sonu hiç de iyi değildi. Rol icabı da olsa gözlerinin içine bakıyordum. O ise gözlerim ve dudaklarım arasında gidip geliyordu. Ona şimdi soru sorabileceğimi fark ettim.

"Peki, ne işlerle meşgulsün?"

"Genelde patronum ne derse onu. Aslında bazen çok sıkıcı olabiliyor. Peki ya sen?"

Harika, şimdi ne diyecektim. 'Gizli bir ajanım ve senin ağzından laf alıp patronunun işini bitirmeye çalışıyorum.' mu?

"Eski işimden aldığım para az olduğu için tekrar üniversite sınavlarına girmeye karar verdim. Yani evde ders çalışıyorum diyebilirim."

"İstersen sana ders çalışmanda yardım edebilirim."

"Teşekkür ederim."

Hala dans etmeye devam ediyorduk ve bir anda ensemde bir el hissetmemle arkama dönmüştüm.

"Acaba benimle de dans etmek ister misiniz? Sorun yoksa tabi ki."

Sasuke ne yapmaya çalışıyordu böyle, planı mahvedicek.

"Evet, elbette bir sorun yok." Sasori ne kadar sorun yok dese de suratı aynı şeyi söylemiyordu.

"Kusura bakma birazdan dönerim." Sasukeye dersini verdikten sonra tabi.

...........................................................................

Uzun zamandır buna bölüm atmıyordum. Umarım beğenirsiniz. Sizleri çok seviyorum.

Gizli Görev (Sasusaku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin