İyi okumalar.3.Bölüm: Oyunlar ve Oyunbozanlar
Zamanda asılı kasılmış gibiydim. Ne bir adım atabiliyordum ne de meydan okuyabiliyordum. Bu sefer yaptığı planla beni alaşağı etmişti. Yaptığım plan ne kadar tutsa da ben de yanmıştım. Oyunda kazandığımı zannederken ben de kaybetmiştim. Kaybetmem bile bu zevki öldürmüyordu çünkü bugün beni mahvetmek isteyen adamı mahvetmiştim. Salonda uğultular birbirine karışmıştı. Herkes şaşkındı. arkam dönük olsa da onun keyifli ruhunun yüzüne yansımadığına emindim. Arkamı döndüm. Orta masada uzun bedeni boy gösteriyordu elini pantolonun içine sokmuş ve beni izliyordu dudağındaki ruhsuz ifadeyle.
“ Gidemiyor musun?” diye sordu kıvrılan dudağıyla,
“ Yok, size misafir olmak istedim savcım,” diye bende sahte bir şekilde gülümsedim.“Seni misafir etmek çok isteriz. Merak etme sana iyi bakarız,” deyip son model telefonunu çıkarttı ve mesaj attı.
Ben ise yüzüne bomboş bakıyordum. Gürültü fazlaydı ve kimse bir tek laf bile söylemiyordu. Onun telefonla uğraşmasını fırsat bilip babama baktım. Yüzünde tek bir mimik yoktu. İşi başaramadığımdan dolayı o ruhundaki pis keyfi soluyabiliyordum. Sırıttım aynı onun bana yaptığı gibi. İclal Anne ise üzgün duruyordu. Onun yanında şaşkın olduğu da okunuyordu.
“ Bu yaptığın şeyi görünmeden de yapabilirdin,” deyince yüzümü ekşittim.
“ O zaman eğlencesi kalmazdı savcı,” dedim. Kara gözleri yüzümde dolaştı ve gözlerini kıstı.
“ Gerçekten ilgiyi seviyorsun değil mi? İyi veya kötü intiba bırakmak önemli değil sadece ilgi isteyen zengin ve şımarık bir kızsın.” Dedi. Sesindeki kendinden emin ton yüzüne daha dikkatle bakmamı sağladı.
Gözbebeklerimde onun hayaleti gelene kadar uzun süre dikkatle baktım.
“İnsanlara her daim önyargıyla mı yaklaşırsın?”
“ Genellikle suçları bas bas bağıranlara yaklaşırım küçük fare,” dediği an kapı kolu açıldı ve kapının yanında duran iki koruma geldi. Anlamsız bakışlar atsam da Vurgun kıvrılan dudağıyla ben ve arkadaki adamı işaret ederek, “ İkisini de karakola götürün,” deyince siyah saçlı adam bana anlamsız bir heyecanla bakıyordu.
“ sen gerçekten skandallar kraliçesin,” deyince yüzüne eğlenircesine bakıp omuz silktim.
“ ‘ Bir olay yaratmak istiyorsan olayın kendisi ol’ felsefemi kullanıyorum.” Dedim. Yüzü dediğim şeyle daha da sırıtkan bir rol oy narken hem sarı saçlı hem de vurgun ikisi çaresizce bakıyordu.
“ Yıldız Yılmaz Argun Kuyucu Yıldırım la bir akrabalık bağın var mı? O da kürsüye çıkmayı severdi zaar,”deyince yüzüm karmaşık bir hal aldı. Anlamadığım için diğer ikiliye dönsem de onlar bizimle ilgilenmiyor gibiydi. Etrafı süzüyorlardı. Tek kaşımı kaldırıp ,” Bu zincirleme isim tamlaması falan mı?” deyince yüzü aniden bozuldu. Sonra sanki bu şeyi öğrenmem dünyanın en önemli olayıymış gibi anlatmaya başladı.
“ Yıldız Yılmaz Argun Kuyucu Yıldırım ikon bir karakter. Dizide oynuyor ve sosyal medyada en az senin kadar tepki alıyor,” dediği an yüzümü buruşturarak,” Ben onun gibi olmak istemem. Ben onun gibi ikon değil skandal olarak tepki alıyorum ama bilirsin türk halkı en çok skandallara ilgilidir. “ dedim. “ Yani demem o ki o dizi bittikten sonra yavaş yavaş silinecek ama ben uzun soluklu bir karakterim. Yavaş yavaş değil hızlı bir sükse yarattım ve her daim zirvedeyim.” Deyip buz gibi sesle bitirdim.