9

4.1K 381 155
                                    

Jeon Jungkook

Doğruyu söylemek gerekirse bu kamp işi içime pek sinmemişti. Muhtemelen bizimkiler veya Kim hoca olmasaydı okuldakilerle asla böyle bir şey yapmaya kalkışmazdım. Katılım ne az ne çok.  Bana göre çok kalabalık.
Kamp alanına geleli kaç saat oldu bilmiyorum ama akşam olduğuna göre yolculuk, yerleşme faslı derken epey zaman oldu.

Bu yolculuk hayatımda gördüğüm en sıkıcı ve berbat otobüs yolculuğuydu. Otobüsteki öğrenciler oldukça fazla gürültü yaptığı için bir an kulak zarım patladı sandım. Meğersem o kadar saçmalığa dayanamayan beynim kulaklarımdam akmış. Ben artık düşünmek istemiyorum insanların neden salak olmayı, kötü olmayı böylesine sevdiğini.

Başımı iki yana salladım ve ince battaniyeyi sırtıma örttüm. Herkes üstüne örttüğü battaniyeyle ateşin etrafında durmuş sohbet ederken başımı Jin'in omzuna yasladım. Jin dinlenmek için geldiğimiz bu kamp alanında bile test çözerek rakip eliyordu. Çözdüğü teste baktım. Matematiği resmen fullemiş.
Birde benim netlerime bakın... Yerlerde.

Namjoon Jin'in koluna girmeye çalışınca Jin yan yan bakarak onu korkuttu. "Önce dersine çalışıp güzel bir üniversiteye yerleş. Ondan sonra flört aşamasına geçeriz Namjoon. Ama sakın ders çalışmadan benimle flörtleşmeye çalışma!"

Namjoon hüzün dolu gözlerle yana kayarak Jinden uzaklaştı. "Tamam be yavrum, göreceksin sınavın anasını ağlatıcam." Onların sürekli devam eden bu tavrına güldüm hafifçe.

Onlar hazırlık döneminden beri böyleler. Hazırlıkta aynı sınıftaydık, hepimiz o zaman tanıştık. Tabii, Namjoon Jinle biraz fazla tanışmış olabilir. O yıl aşık oldu Jin'e. Sonraki yıllarda da hep peşinden koştu.

Geçen yıl Jin onun aşkına karşılık veriyordu. Hatta sevgili bile olacaklardı ama girdiğimiz bu yeni yıl mutluluğumu, hayatımı çaldığı gibi onların da geleceğini çaldı. Jimin öldükten sonra ailelerimiz konuşmamıza karşı çıkmaya başladı. Jimin gibi intihar edermişiz diye konuşmamıza karşıydılar... Biz ne yapıp ettik, ailemizi aştık ama araya sınav senesi girdi. Jiminin ölümü hepimizi sarstığı için biz diğerleri gibi güzel hazırlanamadık sınava. Herkes test çözüp geleceğini kurtarma derdindeyken biz yok olan hayatımızı kurtarma derdindeydik. O yüzden bu kadar geç kaldık.

Jin kendini derse verdi. Sözde iyi bir üniversite için ders çalışıyordu ama aslı başkaydı. Jimin'i unutmak için sürekli ders çalışmaya başladı. O gün bugündür bu sene ders dışında hiçbir şeyler ilgilenmiyor. Namjoon bunu anladı tabii. O yüzden üstelemiyor. Ama biliyorum içten içe çok üzülüyor. Jin üzgün olunca o da çok üzgün oluyor. Bu gerçek sevgi değil mi?

Evet, gerçek sevgi.

Gözlerim başka bir kadın hocayla konuşan Kim hocaya kaydı. Gülerek sohbet ediyorlar. Şu sevgilisi olan kadın... Karşındaki resim hocası olmalı. Birkaç gündür sürekli konuştuklarını görüyorum. Konuşurken çok yakınlar. Hatta okul dışında birlikte sigara içiyorlardı. Camdan baktığımda gördüm.

Baya iyi araları.
Yani sevgililer?

Gözlerimi önüme indirdim. Ellerimi cebime sokarken kalbimde hissettiğim tarif edilemez bir duygu vardı. Kalbime bir şey batıyormuş gibi... Şaşkınlık, dehşet.... Hissettiğim şeylerden bazısı da hayal kırıklığı. Ve kıskançlık.

Neden böyle hissediyorum? Bilmiyorum ama Kim hoca o kadına her baktığında kalbim öfkeyle taşıp doluyor. Çok güzel bakıyor çünkü. Hem de öyle güzel bakıyor ki... Bu adamı sevmemek imkansızmış gibime geliyor.

Bu sefer biraz daha uzun baktım yüzünü aydınlatan ateş sayesinde parlayan açık kahve gözlerine. Ona baktığım her saniye hislerimi amansız bir kıskançlık sararken kıskandığım şey o kadına da böylesine güzel bakmasıydı. Neden böyle düşündüm bilmiyorum ama bir an için o güzel bakışlar bana özel sandım.

School Diary // TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin