Jeon Jungkook
Nasıl mıyım?
Bok gibi.
Dünyadaki tüm bokları toplasanız bile benden daha bok gibi olamaz.Hocalar çatıya geldiği an kendimi yere attım gücüm kalmamış gibi. Aslında koluma o çiziği atarken canım çok yandı ama bedenim acıya alışmış olsa gerek yere düştüğümde rol yapmak epey zor oldu. Çünkü o vakit canımın yandığını hissetmedim. Ölmek bu olsa gerek, acıyı hissedememek...
Taehyungla birlikte iki hoca beni hemen revire götürdü. O an şoka girmişim gibi numara yapıp bana sorulan hiçbir soruya cevap vermiyordum. Verecek bir cevabım yoktu ve düşünmem lazımdı. Onlarada söyleyecek bir yalan düşünmem lazımdı.
Geriye kalan hocalar ise kaçmak üzere olan SeoJunu tuttular. Çatıda inmeden önce duyduğum son şey SeoJunun "Yalan söylüyor!" diye hakırmasıydı. Ama inanmadılar. Haklı olmasına rağmen ona inanmadılar. Mutluyum çünkü bir zamanlar bana da kimse inanmamıştı.
Hatırlıyor musunuz müdürün ve Taehyung'un yanında bana, önünde diz çökmemi söylemişti.O zaman o kadar ağlak olmama rağmen intikam alacağıma söz verdim.
Sözümü tuttum, bugün SeoJun önümde diz çöküp yalvardı.Jimin, gördün mü?
Bak senin intikamını da aldım.Çok az kaldı, katile ulaşıp kendime yeni bir sayfa açmama çok ama çok az kaldı. Katil her kimse bizimle oynadığını düşünüyor ancak yanılıyor, asıl onunla oynayan biziz. Yoongi sayesinde bugün çok güzel şeyler yakaladık. Okul çıkışı evine gidip araştırmaya devam edeceğiz.
Tabii, Taehyung gitmeme izin verirse.
Kızmayın bana. Ne yapsaydım? Onun da zarar görmesine izin mi verseydim? Arkadaşlarımın ve Taehyung'un Jimin gibi olmsını mı izleseydim? Ben o kadar da iyi biri değilim. Sanırım tanrı bu yüzden ölmeme izin veriyor ve her defasında yaralarım kanıyor.
Yıllar önce SeoJun bana bulaştığında Jimini kendimden uzak tutsaydım SeoJun ona da karışmayacaktı ve Jimin şu an hayatta olacaktı. Aynı senaryonun tekrarlanmasına izin veremezdim. Katil hafife alınacak biri değil. Aileme zarar vermesine izin veremem.
Çok canım yanıyor.
Dayanamıyorum aslında ama başka şansım yok. Mecburiyet öylesine acı verici bir duygu ki, ölmekten daha beter. Her gün her dakika acısını çekiyorsunuz. Ruhunuz ölüyor, defalarca kez acıyla ölüyor.Derin bir nefes aldım.
Taehyung şu an tam yanımda, koluma pansuman yapıyor.
Kötü bir şey yaptım mı yapmadım mı tartışılır. Bana kalırsa hayatımın en doğru kararını aldım lâkin ona baktığım her an kalbim kül oluyor. Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. O, çok ama çok üzgün duruyor.
Gözlerime bakmaya can atan adam artık gözlerime bakmıyor.
Sevgisi diner diye korkuyorum.
Yüzüne bile bakamıyorum, öylesine utanıyorum ki. Ama dediğim gibi Taehyung, ben ağlayacağıma sen ağla. Sana zarar gelse dayanacak gücü sahip değilim. Velakin ben ölsem bile sen dayanırsın. Sen benden daha güçlüsün.
Özür dilerim, Jimin gibi oldum. Jimin güçsüz olduğumu biliyorken her defasında güçlüsün dedi durdu.
Bandajı iyice koluma sardıktan sonra hasta yatağından indi. Dolaba doğru ilerledi ve dolaptan birkaç şey daha aldı. Arkasını dönüp bana baktığında utançla başımı eğdim ve ellerimi izlemeye başladım.
Yanıma ulaştığında yine bana bakmayı kesmişti. Yabancıydı, yabancıydık. Elimi tuttuğunu gördüm. Dalgın olduğum için çoğu şeyi geç algılıyordym. Elimi geriye çekmeye çalıştım ama izin vermedi. Avuçlarımın arasına ilaçlar koydu ve avcumu sımsıkı kapadı. "Dikiş gerektirecek kadar büyük değil fakat pansuman yapmazsan daha kötü olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School Diary // Taekook
FanfictionJungkook ve biyoloji öğretmeni Kim Taehyung ** İyi bir öğretmenin yaralı bir öğrenciyi kurtarmak için girdiği savaşta duygularına yenilmesiyle başladı her şey. !Angst değildir!