2.Bölüm:Kabus'un İçine Düşüş

58 8 7
                                    


Arya:

Sırtımı kapıya yasladım, hızla atan kalbimin sesi halen kulaklarımı dolduruyordu.

"Ne yapacağız şimdi?" Rana otel odasında volta atarken gözlerini camdan dışarı bakan Hüma'ya dikmişti. Bu soru ona yönelmişti ama Hüma onu duymuyor sokaktan gözlerini çekmiyordu. Gözlerim ellerine indiğinde titrediğini fark ettim. Yanına gidip ellerini tuttum.

"Abla, ne yapacağız?" sorum ile az önce daldığı andan çekip sıyrılarak gözlerimin içine baktı.

"Ben.."

"Hüma? Kendine gel. Şuan soğuk kanlı olmamız lazım." dedim sertçe. Cinayete tanıklık ettikten sonra hızla koşup arabanın yanına gelmiştik. Hüma takip edilmediğimizden emin olana kadar Mardin'in sokaklarında gezdikten sonra otele gelmiştik. O ana kadar gayet soğukkanlı davranmıştı ama odaya gelince bastırdığı tüm duygular kontrolünün dışına çıkmıştı anlaşılan.

"Valizlerinizi toplayın. Gidiyoruz buradan."

"Nereye?"

"Karakola gidip gördüğümüz şeyleri anlatacağız, hatta çektiğimiz." dedi elinde sıkıca tuttuğu telefonu göstererek.

"Karakola mı? İyi de oradayken polisi aradık zaten olay yerine çoktan gitmişlerdir." dedi Rana anlamayarak.

"Adamlar bizi gördü Rana çoktan olay yerini temizlemişlerdir."

"Sokakta kamera falanda yoktu kanıt da bulamazlar."

"Bizden başka."

"Adamlar bizi bulmadan biz gidip onları ihbar edelim." Hüma bunu söylerken bir yandan da çantasına eşyalarını gelişi güzel koymaya başlamıştı. Biz hala ayakta dikilmiş ona bakıyorduk.

"Ee ne bakıyorsunuz, hadi. Bizi bulmadan hemen çıkmamamız lazım."

Yaklaşık bir on beş dakika sonra otelden çıkış yapmış, arabaya binmiştik.

"Arya navigasyona bir baksana bölgedeki karakol neredeymiş?"

"Tamam bakıyorum şimdi." dedim titreyen ellerim ile telefondan hızla haritaları açtım. Hala olayın şoku atlatabilmiş değildim. Gerçi kim atlatabilirdi ki resmen gözümüzün önünde bir insanın hayatına son vermişlerdi. Katil olan adamın o bakışları gözlerimin önüne her geldiğinde midem bulanıyordu. Silahı ateşlerken soğukkanlı tavırları ve gözlerindeki duygusuz ifade oldukça ürperticiydi.

"Buradan sola döneceksin."

"Abla, babamı mı arasak?" dedi Rana arka koltuktan başını uzatarak. Hüma'ya yada bana nadiren abla derdi.

"Bilmiyorum, önce bir karakola gidelim sonra onlara haber veririz."

"Adamlar bizi takip etmiyordur değil mi?" dedim bir yandan da aynadan arkayı kontrol ederek.

"Yani, sanmıyorum ama bu adamlar gündüz vakti sokağın ortasında birini öldürmeye cesaret ediyorlarsa muhakkak elleri kolları uzundur. Bizi bulmaları işten bile değil."

"Off Allah'ım nasıl bir kabusun içine düştük." Rana başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı, uyanmayı umarak. Keşke her şey bir kabus olsaydı.

"Buradan mı dönecektik Arya?"

"Evet." Hüma sağ döndüğünde karakol tam karşımızdaydı. Rana elini kapı koluna yönelttiğinde "Bir dakika." dedi Hüma bir süre aynadan dışarıyı kontrol ettikten sonra "Tamam inebiliriz." dedi. Arabadan indiğimizde bacaklarımın titrediğini fark ettim. Ne kadar sakin kalmaya çalışsam da vücudum bana isyankarca baş kaldırıyor paniğin kontrolüne geçiyordu. İstemsizce etrafıma baktım sanki dönen her göz bizim o ana şahit olduğumuz anlamış o adamlar ile işbirliği içindeymiş gibi geliyordu. Sanki birazdan burada biz de aynı o adam gibi infaz edilecektik. Kalbim deli gibi çarparken kendimi temkin etmeye çalışıyordum.

AŞİRET KUŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin