"Umay" Yerleşkenin ana kapısından girerken İsil koşarak yanıma geldi. Bizim gruptaki diğer tek kızdı. "Monark sizi bekliyormuş" dedi korku dolu gözlerle. Bu sırada gözü topallayarak neredeyse sürüklediğim bacağıma takıldı. Avluda olduğumuz için fazla samimi gözükmek istemiyordu ama yine de bana yardım etmek için yeltendiğinde onu nazikçe durdurdum. Çizmek isteyeceğimiz bir görüntü değildi bu.
"Sana da merhaba İsil" dedim. Bir hafta süren yalnız ve yorucu bir gemi yolculuğunun ardından bu sabah Sistem'e ulaşmıştık.
Kozan konuşmamızı dinlemeye tenezzül etmeden Kule'ye doğru yürürken "İmparatora hesap vereceksek bunu beraber yapmalıyız." dedim dikkatini çekebilmek için.
Kozan cevap vermeden yürümeye devam ettiğimde hızına yetişmeye çalışarak onu takip ettim.
"Beni dinle. Suçun sadece bana kalacağını sanıyorsan-"
Kozan bir anda bana dönüp "Kes sesini" dedi fısıltıyla.
Kaşlarımı çatıp kendimi savunmak üzere ağzımı açtığımda bir alay Saray askerinin tek sıra halinde bize doğru geldiğini fark ettim. Avludan, yerleşkenin silah deposuna yürüyorlardı. Üzerlerinde baştan aşağı kahverengi dikilmiş askeri üniforma ve yalnızca kısa birer kılıç bulunuyordu. Başlarındaki teğmen yanımızdan geçerken panik içinde sağ elini alnına dayayarak selam verdi. Kozan askeri görmemiş gibi davranırken İsil ve ben baş selamıyla askerleri selamladık.
Kuleye gidene kadar sessizlik içinde yürüdük.
İçeri girdiğimizde İsil bizi yalnız bırakarak odasına çıktı. Sistem'deki kimse ilgisi olmadığı konuların içine girmekten hoşlanmazdı.
"Kusura bakma" dedim alayla gözlerimi kısıp "Ne yapacağımızı konuşmadan Monark'ın huzuruna çıkacağını tahmin edemedim. Beni satacak mısın Lider?"
"Saçmalama." dedi Kozan etrafta kimse olmadığına kanaat getirdikten sonra "Apar topar Monark'ın huzuruna çıkarılmadan önce ganimetlerimi odama bırakmak istiyorum."
Ganimet derken neyi kastettiğini anlamayarak ona baktım.
Kozan nefesini sesli bir şekilde dışarı verirken neyi kastettiğini anlamam için elini cebine götürdü.
"Ona ne diyeceğiz?"
"Ne olduysa onu diyeceğiz" dedi Kozan.
"İnanmaz" dedim umutsuz bir ifadeyle kafamı sağa sola sallarken. "Başka bir şansımız yok" diye itiraz etti Kozan daha fazla bu konuşmayı uzatmak istemediğini anladığım için ısrar etmedim. İlerideki koltuklara doğru yürüdüm Monark'ın huzuruna çıkmadan önce biraz dinlenebilmeyi umuyordum.
Kozan kolumdan tutup gitmeme engel olduğunda gerildim. "Bir şey daha var aslında" dedi fısıldayarak.
Bu bir haftada gereğinden fazla temas etmiştik. Kozan'ın siyah gözlerine bakışlarımı çevirdiğimde yine kalbim aynı tedirgin hisle sarsıldı. Elini kaldırıp dağılmış örgülü saçımı omzumdan geriye attı. Dokunuşunun nezaketi hayatıma yaşadığım her şeye çok yabancıydı. Tüm vücudum kasılmış ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.
Elini omzumdan kolum boyunca yavaşça kaydırdı. Elimi tuttu. Dokunuşuyla ürperirken beynim anın etkisinden çıkarak harekete geçti ve kendimi geri çektim. Bu sırada tuttuğu elime bıraktığı kağıt parçasını hissettim.
"Senden aldığım ok ucu aramızda bir sır olarak kalacak" dedi kağıdı verdikten sonra elimi bırakarak.
Kaşlarım istemsizce yukarı doğru kalkarken böyle bir şeyi neden istiyor olabileceğini düşündüm. Ok ucunun Singun'a ait olmadığını söylemişti gemide. Peki, bu İmparator'u neden ilgilendirecekti ki? Kafam karışık bir şekilde başımı aşağı yukarı salladım.
Kozan anlaştığımıza emin olduktan sonra soğuk bir tavırla arkasını döndü ve yukarı çıkmaya başladı. Karmakarışık duygularla koltuklara doğru yürürken kağıdı açtım.
"Bu her şeyin başlangıcı olabilir. -Helichrysum Arenarium"
Kafa karışıklığıyla koltuklardan birine uzandığımda içimi kaplayan rahatsız hisle kâğıdı yırtarak ağzıma atıp yuttum. Kozan beni hangi işin içine karıştıracağını düşünüyorsa yanılıyordu. Ben tüm umutlarımı yıllar önce gömmüş ve içimde hiçbir yeşilin bitmemesini sağlamıştım.
Gözlerimi kapattım. Bu görevin kâbusunun biran önce bitmesi için dua ettim içimden.
ⴟ ⴟ ⴟ
Tekrar merhaba. Henüz çok küçük bir kitleyiz ama motive olmak ve yazmaya devam edebilmek için vote ve yorumlarınıza ihtiyacım var.
Keyifli okumalar dilerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİSTEM +18
Teen Fiction"Zihnim geriden gelen sesleri algılamaya başladığında derin bir dejavu hissiyle sarsıldım. Gözlerimi zorlanarak açtığımda yine aynı karanlık odada olduğumu fark ettim. Kapı bu kez açıktı ve biri bana doğru geliyordu. Yansıyan ışık gelen adamın yüzün...
