Monark [+20]

46 2 0
                                    

🚨🚨🚨🚨🚨🚨

Trigger Warning - Uyarı

Bu bölüm cinsel ve fiziksel şiddet barındıran grafik sahneler içermektedir. Rahatsız olanlar için tetikleyici etki yaratabilir. Rahatsız olanların ve yirmi yaşından küçüklerin okumamasını rica ederim. Bahsedilen sahne gelemeden önce geçebilmeniz için uyarı işareti konulmuştur. İyi okumalar dilerim.  

                                                                                ⴟ ⴟ ⴟ

Tahtın önüne geldiğimizde Muhafız bizim yanımızdan çekilip tahtın sağında ve solunda sıralanmış Muhafızların yanına geçti. Kozan sol dizinin üstüne çöküp kafasını yere eğerken göz ucuyla bana baktı. Geç kalınmamış bir hareket olmamasına özen göstererek ağırlığımı sol ayağıma verdim ve doğrusu eğilemediğimden kendimi yere attım.

"Yaralısın."

Monark sakin bir sesle fısıldadığında sanki bu kadar bariz bir gerçeği değil de mahrem bir sırrımı ortaya dökmüş gibi ürperdim. Hakkımda konuşmasını istemiyordum. Hatta burada görünmez olmak istiyordum.

Kafamı yerden kaldırırken "Evet haşmetmeap" diye fısıldadım korkakça. Yüzüne bakarken gözlerimi kaçırmamak için zorlandım. Başındaki altın imparator tacı ve yüzünün keskin sivri hatları tanıdıktı. Ama yüzündeki derin yara izi bin kere de görsem alışabileceğim bir görüntü değildi. Kaşının yanından dudak çizgisine kadar inen muntazam bir yarık, içinde her daim sıcak ve fokurdayan bir lav barındırıyormuş gibi tekinsiz ve korkutucu görünüyordu.

"Bir ay" diye fısıldadı. Tavırlarındaki azamet olmasa pek ala onun kendi kendiyle konuştuğu düşünülebilirdi. "Kule Askerlerimden, Alfa Ekip, üstelik biriniz Lider. Bir ay gecikiyorsunuz ve biriniz yaralı!"

Muhafızlar bu eğlenceden cesaret bulmuş olacaklar ki kulağıma hafif kıkırtılar doldu.

"İmparator Hazretleri belki konuyu benden dinlemek isterler" dedi Kozan. Kalbim korkuyla bin parçaya ayrılırken beni satmayacağını düşünerek sakinleşmeye çalıştım. Daha önce hiç satmamıştı.

Kimseden ses çıkmayınca konuşmaya devam etti "İki hafta önce planlandığı gibi Singun'un limanlarına varmıştık. Fakat ülkedeki fırtına ve kar nedeniyle almak için gönderildiğimiz mektubun nerede olduğuna dair bir haber alamadık. Belki istediğimiz mektup bile henüz Singun'un ana üssüne ulaşmamıştı ve takdir edersiniz ki nerede olduğunu bilmediğimiz bir mektup için üsse girmeye çalışmak görevi tehlikeye atabilirdi."

Baş muhafız burnundan küçümser bir ses çıkartırken Monark devam et dercesine elini salladı. "Yine de görevi tehlikeye atmamak için, haber gelmese de yola çıktık ve hatta doğru mektubu bulabilmek için ayrıldık. Ama herhangi bir ize ulaşmak çok zordu. Bir hafta sonra kararlaştırdığımız yerde buluştuğumuzda ikimizin de eli boştu ve hala İstihbaratçılardan bir haber alamamıştık. Sadece şansımıza güvendik ve en korumalı şekilde taşınan mektubu beklemeye başladık. Hala doğru mektubu getirip getirmediğimize dair bir fikrimiz yok."

Kozan sözlerini bitirdiğinde ceketinin iç cebindeki mektubu çıkardı ve bir Muhafızın gelip onu elinden almasını bekledi.

"İstihbaratçılar birden fazla çakır kuşu gönderdiklerini söylediler efendim" dedi Baş Muhafız başka bir muhafızın elimden mektubu alıp ona vermesini beklerken.

Nefesimi tutup bunun doğru mektup olması için Tanrı'ya yalvarmaya başladım. Baş muhafız kendinden emin bir şekilde mektubu aldı ve Monark'ın önünde eğilerek mektubu ona uzattı. Monark mektubu hızla eline alıp açtıktan sonra dikkatlice okudu mührü ve imzayı birkaç kez gün ışığına doğru kaldırdı. Mektubun doğru olup olmadığını söylemeyeceğini anladım hayal kırıklığı içerisinde.

SİSTEM +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin