Gözlerimi açtığımda odamdaydım ablam yanımda yatıyordu o kadar derin uyuyordu ki uyandırmak istemedim. Ama çok şaşkındım ne olmuştu böyle hani ablam bayılmıştı hani ben kaçırılmıştım of kafam allak bullak oldu. Derken en sonunda bütün bu olanların bir kötü bir rüya olduğunun farkında varmıştım.
Ben böyle düşünürken kapı çaldı.
-Tık tık tık
-Kim o
- Ya ben Gülseren of kızım ya hani oyun oynayacaktık.
-Gulseren sabah sabah ne yapıyon burda
-oyun
- Of tamam ya
- Tamam ben yiyecek birşey alıp gelecem şu ilerde ki çam ağacının dibinde yeriz
- Bak birşey diyecem pikniğe gidelim mi
- eveet çok güzle olur babaannem ile halam gelirde Fidan abla
- Merak etme gelir o ben ikna ederim onu
- iyi tamam iki sonra buluşuruz bi bakayım kolumdaki saatime saat kaç diye hımm hımm saat kaç kız ? Ben bulamadım da
- ya bende bilmiyom sen git Fatma ablaya iki saat sonra gidiyoz de ben de ablama söyliyeyim olur mu
- olur tamam hadi görüşürüz
Hemen yukarı çıktım ablamı uyandırdım.
- Ablaaaaaaaaa
Ablam uykulu bir şekilde "efendiim" dedi bende "hadi kalk pikniğe gidelim" dedim. Hemen kaktı ve 'ne pikniği" dedi ben cevap vermeden odadan çıktım. O anlamıştı kiminle gideceğimizi.
Hemen kalktı yüzünü yıkadı ve bana ne zaman gideceğimizi sordu bende ona cevap verdim. Tam dışarıya Gülseren'i çağırmaya gidecekken ablam bana beklenmedik bir anda soru sordu "dün gece rüyanda ne gördün?" şaşırmıştım neden böyle bir soru sordu diye ama "sonra anlatırım" diye geçiştirdim.
Herşey hazırdı tekrar bir saymalı diyerekten saydım.
1 -Yiyecekler
2 -Top
3- Su
4- buda su
5- piknik örtüsü
6- Gülseren
Ablam ile Fatma abladan büyük bir kahkaha çıktıktan sonra Gülseren hemen atladı:
- aaa niye benim adım bu listede varrr, dedi. Ben hemen cevap verdim.
- ay kız sen küçücüksün seni unuturuz diye. Yoksa valla espri olsun diye yazmadım, o durur mu hemen yetişti:
- birincisi ben küçük değilim, ikincisi sen onu espri olsun diye yazdın ama ben yemedim, dedi.
Bende dışımdan çok da değil ama " aç kaldın şimdi" dedim. Bide düşündüm ay ne güzel dedim diye ha ha hayt.
Ablam daha fazla tartışmamızı istemedi herhalde hemen bizi yola koydu.
Piknik yerine hele şükür olacak ki varmıştık. Ben hemen elimdeki topu Gülseren'in kafasına geçirdim. Ben önde o arkada top aramızda koşuyoruz.
Herhalde bir on beş dakika geçtikten sonra durduk. On beş dakikadan fazla sürmüş de olabilir. Bilmiyorummmm.
Ablamda o vakte kadar piknik örtüsünü yere sermiş, eşyaları yerleştirmişti. Şimdi sıra bir pikniğin olmazsa olmazı ortada sıçan oynamaktaydı !!!
Gülseren ' in halası ile ablam bir takım, Gülseren, ben, Fatma abla bir takım olmuştuk. En başta Fatma abla"ben yaşlıyım, oynayamam, dizlerim tutmaz " falan dedi ama biz onu zorla oynattık.
Ama bir şey vardı. O şey ise koskoca bir "HAKSIZLIK"ti evet bu tamamen bir haksızlıktı. Ablam bu oyunu çok iyi oynuyordu. O bizim takımda daha doğrusu benim olduğum takımda oynamalıydı.
Bunu hemen söyledim ama değiştirmediler. Off of offf neyse dedik ve oyuna başladık.
Aradan tam bir saat geçtikten sonra artık yemek vaktiydi. Ablamgil üzülmeyelim diye bilerek kaybettiler. Canım ablamya!!!
Yemek de bitmişti artık eve gidecektik. Eve gittiğimizde derin bir uyku çökmüştü hepimize artık " sabah ola hayrola"deme vaktiydiii!!!
