Derler ki sevgili okurum,güzel hikâyeler ancak iki şekilde başlar;
ya ademoğlu bir şehre gider
ya da
şehre bir yabancı gelir.
*
Fakat kötü hikâyeler,
ancak bir kâbus ile başlar.
Bazen ise,
uğursuz bir kız
ortalıktan kaybolduğunda.
0. BU BİR RÜYA MI, YOKSA BİR ÇAĞRI MI?Park Joon-hyung, 2022, ABD
Ürpertici bir esintinin ve onu mutlaka körpe bir sınıfın köşesine kıstıran acımasız geçmişinin etrafında kol gezdiği sıradan bir gecede Park Joon-hyung; dört sene önce birdenbire ortadan kaybolduğunu bilmediği en yakın arkadaşını rüyasında görmenin uğultulu dehşetiyle terler içinde uyandı.
Bu şok edici bir gerçek olsa gerek, çünkü herkes rüyalarını hatırlamaz.
Fakat o gece Joon-hyung, bir rüya gördü ve bu belki de hayatı boyunca geçirdiği tüm sessiz, manasız uykularını sağır edecek ya da ayağa kalkıp yol almasına sebep olacaktı. Çünkü o kızı en son gördüğünden beri ona ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.
Dürüst olmak gerek; çünkü her şeyin en başında, rüya o kadar da ürkütücü değildi.
Hatta rüyada olduğunu kavramaya başladığı esnada ilk baş sadece dümdüz siyah bir kapüşonlu gördüğünü sandı. Ardından bu kısa görüntüler çoğaldı ve bir araya geldi; çok geçmeden de o kıyafetin içi sarı saçlarla doldu ve önünde hızla ileri geri yürüyen bir silüeti yarattı. Her şey bir hayli karanlık, ıssız ve sanki eski bir tüp televizyonun içindeymiş gibi tiz cızırtılarla doluydu. Bir şey görüyorsa da emin olamıyordu çünkü gördüğü şeyler, daha onlara odaklanamadan gelip geçiyor ve ne olduğunu kavrayamadan onu kendi girdabına çekiyordu. O geceye dek gördüğü tüm rüyalar, aklının bir köşesinde biriken fotoğraflardan ve önemsiz detaylardan ibaretti. Fakat Joon-hyung'un hiçbir rüyası bu denli gerçek ve uzun sürmemişti.
Ve sonra uyandı, bir rüyanın içine.
Gözleri; sahip olduğu tüm duyulardan daha yoğun, daha hâkimiyet sahibi bir güçten ilahi bir emir almış gibi aralandı. Kirli bir ışık huzmesi, gözleriyle bugüne dek şahit olduğu her bir anıyı rahatsız edici bir sıcaklıkla selamladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yerdeki kargalar, (yakında)
Misterio / Suspenso"Bazı Kızlar Uğursuz Doğar." Tüyler ürpertici bir kâbus. Hüzünlü bir oğlan ve de kayıp, uğursuz bir kız. Mete Atlas; tam 40 yaşına geldiğinde gençliğinde yaşadığı olayları, hatırladığı her detayıyla kaleme almaya karar verir. Sessizliği ve ketumluğu...