~BAY X~

178 16 2
                                    

NOT: MEDYADA HARRIS VAR. :)

~~BAY X~

Mağaranın içinde yürümeye başladık. Loş ışık yerini gittikçe güçlü ışığa bırakıyordu. Tahtadan yapılma büyükçe bir kapıya vardık. Devasa tokmağından tutarak kapıyı çaldık.İçeride beni neyin beklediğini bilmediğimden oldukça heyecanlıydım. Kapının arkasından kalın bir ses duyuldu :

-Parola!

Parolaları da mı varmış dedim içimden gülerek.

-Calvin'ibul.

Yani Tom'un bana söylediği şey meğerse

parolaymış! Acaba gerçekten Calvin denilen bir adam var mı yoksa sadece bir paroladan mı ibaret bu Calvin zırvalığı? Tom nasıl bunca şeyi düşünmüştü, planlamıştı?Tom'u neden kaçırdılar? Bildiği bir şey sebebiyle mi acaba? Tom'a şakasına sen sadece bir kitapçısın demiştim lâkin şimdi ne kadar yanıldığımı anlıyordum.

Kapı açıldığında içeri adımlarımızı attık. Kendi kendime güldüm. Bir mağarada güvende olacağıma dışarıda özgür olmayı tercih ederdim. Ben kendimi tanıyordum. Burada kafes hayatı yaşayamazdım. Fakat yaşamak zorundaydım, en azından bir süre.

İçeride büyük, kırmızı bir salon bekliyordu bizi. Mağaranın taş duvarından eser yoktu ortalıkta. Duvarlar dümdüz hale getirilmişti. Yer parkedendi. Ortada uzunca bir masa vardı. Etrafı sandalyeler ile donatılmış, kırmızı halının üzerinde ihtişamını sergiliyordu. Masanın ortasında büyükçe bir vazo ve rengarenk çiçekler bulunuyordu. Bu devasa odada masa dışında birde kitaplarla dolu bir kitaplık bulunuyordu. Kırmızı duvarın kenarında, duvara yaslanmış şekilde duruyordu. Odanın bitişinde bir kapı bulunuyordu. Kapıya doğru ilerledik ve içerisi küçük bir hole benziyordu. Karşımıza üç kapı daha açıldı.

-Pekala bu kapılar nereye açılıyor? Dedim.

- En soldaki (eliyle işaret edip) bu senin gibilerin yatakhanesine giden kapı.Şu an büyük ihtimalle uyuyorlardır. Saat 9'da uyandıracağız.

Ortadakinde mutfak ve mutfak çalışanlarının odaları bulunuyor. Birazdan yani saat 8'de kahvaltıyı hazırlamaya başlarlar.

Ve bu kapıda seni bekleyenlerin odasına açılıyor.

-Beni bekleyenler?

-Buranın kurucuları, sizin gibilerin koruyucuları.

-Bizim gibiler evsiz ve öksüzler herhalde...

Daha adını öğrenmediğim, beni kurtaran adam sırıttı. Ve iç geçirdi.

-Hayır, öksüz ve evsizler değil. Her ne kadar sorunun cevabını bilsem de bunları sana anlatacak kişi ben değilim dedi.

Arkasın ıdönüp bu küçük holden büyük salona çıkan kapıya ilerledi. Tam çıkacaktı ki "Bu arada ben Harris." dedi ve çıktı.

Küçük ve karanlık holde yapayalnız kalmıştım. Harris'in arkasından tanıştığımıza memnun oldum diye fısıldadım. Her ne kadar özünde iyi biri olduğunu düşünsem de görgüsüz olduğu da bir gerçekti. Ben bunları düşünürken sağdaki kapı yani kurucuların odasının kapısı açıldı. İçeriden Çinli bir bayan çıkageldi. Parlak, siyah deriden yapılma kıyafeti ile siyah, beline uzanan saçları belirgin bir uyum sağlıyordu. Kadının vücudu fit ve oldukça esnek görünüyordu.

"Bay X sizi bekliyor." dedi. Bende BayX'i bekletmemek adına- ki böyle isim mi olurmuş.- içeri girdim.İçeride beni altıgen şekilli bir salon ve salonun duvarlarına düzenli aralıklarla yerleştirilmiş 5 kapı bekliyordu. Çinli bayan "bu taraftan." diyerek bana yol gösterdi. Karşıdaki kapının önünde durduk. Çinli kadın kapıyı tıklatarak "Bayan D geldiler efendim!" diye seslendi. Ben, Bayan D ben miyim diye düşünürkenBay X "içeri girin." dedi.

İçeride beni çalışma masasının sandalyesine oturmuş bir siyahi bekliyordu. Çinli kadın odadan ayrıldı. Siyahi adam sandalyesinden kalkıp yanıma geldi ve elini uzattı.

-Ben Bay X ve sen de Dennis olmalısın dedi.

Uzatılan eline baktım ve bir saniye düşündüm. O Bay X olacaksa bende gerçek ismimi söylememeliydim. Uzattığı eli tutup,

-Yanlış biliyorsunuz. Ben Bayan D dedim.

-Aferin sana, çabuk öğreniyorsun dedi gülerek.

Masanın önündeki koltukları işaret edip " otur." dedi. Kendi de sandalyesine geçti. Emrine itaat ederek koltuklardan birine yerleştim.

-Neden buradayım,Tom nerede, neyden saklanıyoruz, Neden beni öldürmeye çalıştılar, bizler dediği-

-Hey, tamam, sakin ol ufaklık. Sana her şeyi anlatacağım. Tüm bilmek istediklerini ve bilmediklerini.İstersen sen sor ben cevaplayayım veya en baştan anlatayım.

-Siz en baştan anlatın.

-Öncelikle bilmen gereken şey... Bak, biliyorum bu kulağa garip ve inanılmaz gelebilir ama gerçek şu ki sen ve buradaki çocuklar, diğerleri gibi değilsiniz. Yani demek istediğim sizler normal değilsiniz. Hepinizin apayrı güçleri ve yetenekleri var.

Buna inanmak öylesine imkansızdı ki. Sanki rüyadaymışım ve birazdan uyanacakmışım gibi. Hayır. Hayır, bu doğru olamazdı. Normalde böyle şeyler olmaz değil mi? X ne tepki vereceğimi heyecanla bekliyormuş gibi ağzıma bakıyordu. Sakinliğimi korumalı önce her şeyi dinlemeli, sonra yargılamalıydım.

-Devam et dedim soğukkanlılıkla.

X her ne kadar şaşırsa da sandalyesine yaslanıp anlatmaya devam etti.

-Sizin gibi özel çocukları toplayan bir tek bizler değiliz. Aslında aramızda bir yarış var gibi. Ben çocukları ona kaptırmak istemiyorum, o da bana. Bence çok adil.

-Neden diğerleri ile yarış içindesiniz ve kim onlar?

-Çünkü o çocukları kendi menfaati için kötü amaçlara kullanmayı planlıyor. Onları bu amaçlarla eğitiyorlar.

-Ne eğitimi veriyor?

-onlara güçlerini kullanabilme yeteneği veriyorlar. Güçleriniz sizin içinizde saklı. Kullanabilmek için yoğun bir beyin gücü gerekiyor ki bu da sağlığınız için çok tehlikeli.

onlar dersler verirken bizde boş durmuyoruz tabi. Yeteneklerinizin neler olduğunu keşfediyoruz. Dövüş sanatları dersleri veriyoruz. Hatta öğretmenin az önce seni odaya getiren hanım,Lucy Liu.

X büyülenmiş gibi söyledi adını. Kesinlikle Bayan Lucy'e karşı bir şeyler hissediyordu.

-Neyse konumuzdan sapmayalım diyerek devam etti. Mağara fikri Bay Rowling'den çıktı. Sizin Doğa bilimleri öğretmeninizden. En güvenli ve gizli yerin bir mağara olacağını düşünmüş. Ben de onayladım tabi ki. Buranın yapımı 5 yıl sürdü. Normalde daha kısa sürebilirdi fakat tahmin ettiğin gibi işçi çalıştıramazdık. Buranın yapımında tamamıyla öğretmenlerinin, Tom'un, anne ve babanın emeği geçmiştir.

-Bir saniye, ailemi tanıyor muydunuz?

-Onlar benim dostumdu Dennis. Hatta kardeşlerim. Onları üniversiteden tanırım.İnanmayacaksın ama senin küçüklüğünü bile hatırlıyorum.

-Onlara ne oldu? Yani, demek istediğim anne ve babama?

-Buradaki öğretmenlerinin, babanın, annenin,Tom'unda senin gibi özel güçleri vardı. Özel güçler genlerle taşınır. Tek şartı hem annenin hem de babanın özel güçlerinin olmasıdır.

Annenin hamile olduğunu az önce anlattığım kötü kişiler öğrenmişti. Sen doğduktan sonra sizi yakın takibe almışlar. Ve bu takip üç yıl sürmüş. Sen üç yaşına bastığında evinize baskın düzenlemişler. Anne ve baban seni korumak isteseler de başarılı olamamışlar. Fakat seni kaçırmak isteyenler sana ulaşmayı başaramamışlar. Nasıl oldu bilmiyorum fakat sen özel gücünle onları etkisiz hale getirebilmişsin.

- Benim özel gücüm ne?

-Bilmiyorum ama öğreneceğiz. Merak etme.

-Ne zaman?

-Bugün değil. Kahvaltı beş dakika sonra hazır olur.İçeri geçelim. Kahvaltıdan sonra arkadaşlarınla da tanışırsın.

-Tamam BAY X.

MAVİLERİN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin