Blue Hippo - 7. Bölüm -

10 2 5
                                    

nihayet hafta sonu gelip çatmıştı. bugün son kez başkan ile buluşacak ve proje ödevini sonlandıracaktım. evden bir an önce çıkmayı planlıyordum fakat niyeyse hazırlanmam epey uzun sürmüştü. iyi görünmek için neden bu kadar uğraştığıma anlam verememiştim, doğrusu bu beni biraz utandırmıştı. sonunda ise masamın üzerinde duran parfüm şişesinden bir iki fıs sıktım ve hazırdım. tabii ki yine her zamanki gibi bu güne özel bir fotoğraf çekip günlüğüme yapıştıracaktım.

hafif koşar adımlarla merdivenlerden indim ve ayakkabılarımı giydim bir yandan da şarkı mırıldanıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hafif koşar adımlarla merdivenlerden indim ve ayakkabılarımı giydim bir yandan da şarkı mırıldanıyordum. chaeyoung meselesini tamamen unutmuştum. bu unutkanlık uzun sürmedi, telefondan gelen bildirim sesi chaeyoung'a aitti. hemen merakla telefonumu elime aldım ve mesajda  onunla buluşmam gerektiği yazıyordu. hongseok ile buluşmama geç kalamazdım bu yüzden chaeyoung'u erteledim. bu kız şimdi içime bir kurt düşürmüştü. telefon numaramı nerden öğrenmişti ki? sapığın teki diye bir iç çektim ve hongseok ile sözleştiğimiz kafenin kapısını ittirdim. başkan elini sallayarak kendini belli etti bende güler yüzlü bir şekilde gidip hongseok'un karşısında ki sandalyeye oturdum.

"sen gelene kadar ben projeyi bitirdim bile."

şaka yaptığını sandığımdan güldüm ve özür diledim fakat o ciddiydi. proje gerçekten sona ermiş gibi görünüyordu.

"beni beklemen gerekiyordu, şimdi ne olacak? eve geri mi döneceğim?"

"hayır tabii ki yeri, dönme. ezberlemen gereken yerler var sonuçta, değil mi?"

şaşırmış bir şekilde ona baktım ve kısık bir şekilde güldüm.

"yani demek istedim ki, hani sunum yapacağız ya. birlikte yapacağız değil mi? evet evet, birlikte yapacağız. o yüzden gidemezsin yerim. kendi kısımlarımızı ezberlemeliyiz."

ben gelmeden önce geçen gün sipariş ettiğimiz kahveden satın almıştı bile, americano'dan bir yudum aldım ve gülümsedim.

"pekala, anladım hongseok, gitmeyeceğim."

ilk defa sesli bir şekilde güldü ve işaret parmağıyla beni işaret etti.

"ilk defa bana başkan yerine hongseok dedin."

ikimizde gülüşüyor sohbet ediyorduk. ezber yapmaya çalışmadık bile. birden aklıma çok önemli bir şey gelmiş gibi elimi çantama attım ve fotoğraf makinemi çıkardım.

"poz ver hongseok"

en başta biraz utangaç davrandı fakat onun bir resmini çekmeyi başarmıştım.

en başta biraz utangaç davrandı fakat onun bir resmini çekmeyi başarmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"çok yakışıklı görünüyorsun" dedim gülümseyerek.

"ağzından kaçırdın sanırım."

"sana iltifat eden binlerce insan vardır zaten, ağzımdan falan kaçırmadım."

"senden beklemiyordum."

sanırım ikimizde bu ani yakınlaşmamızı beklemiyorduk, ne de olsa okulun ilk gününde ki bana karşı tutumu pekte sevecen değildi.

akşam olmaya yakın saatlerde kafeden ayrılmaya karar verdik, hongseok ezberlenecek kısımların olduğu kağıdı elime tutuşturdu ve bunları evde ezberlememi söyledi. vedalaşma vakti geldiğinde ona sosyal medya hesaplarından arkadaşlık isteği gönderdim ve ona bol bol mesaj atacağımı söyledim. benimle birlikte evime kadar yürümek istedi fakat abimin yani jaehyun'un evini daha önce görmüş olabileceği aklıma geldi, bu nedenle onu üzülerek reddetmek zorunda kaldım bu nedenle sokak arasında vedalaşmak adına saçlarını karıştırdım ve gülümseyerek el salladım. hongseok sayesinde hafta sonum güzelleşmişti ne de olsa evde kalsam bütün günüm kavga ile geçecekti. evimin bulunduğu mahalleye geldiğimde beklenmedik bir şekilde chaeyoung'u görmüştüm. daha doğrusu bu sadece benim için beklenmedik bir şeydi. onun söylediğine göre o beni iki saattir bekliyordu. derin bir iç çekti ve sitem eder bir şekilde konuşmaya başladı.

"nerdesin sen, ağaç oldum burda."

"bugün buluşamayacağımızı zaten söylemiştim chae çekil önümden."

"ne bu tavır? arkadaş olduk sanıyordum."

"sadece yorgunum kusura bakma."

"bu saate kadar hongseok denen çocukla takıldın ve yoruldun fakat bana ayıracak vaktin yok mu?"

normalde ona karşı sakinliğimi koruyacak ve arkadaş gibi davranacaktım fakat bu tavırları çok sinir bozucuydu.

"doğru tahmin chaeyoung."

"seni iyi araştırmıştım oysa ki, bir sevgilin olduğunu bilmiyordum."


cevap verme gereğinde bile bulunmadan sordum.


"ee, ne diyecektin bana."

hafifçe öksürerek sesini düzeltti ve nihayet sadete gelmişti.

"yarın okul çıkışı abin ile okulda kalmamı sağlaman lazım."

"tanrı aşkına chae ben bunu nasıl yapabilirim?"

"orası sana kalmış, ben sana güveniyorum."

o kadar sinirim bozulmuştu ki hiçbir şey demeden hızlıca oradan ayrıldım ve eve girdim odama girer girmez ufak bir çığlık attım. bir de bu eksikti zaten diye düşünmeden edemiyordum. bu veled yüzünden abim ile aram daha da bozulacaktı. bütün gece uyku tutmamıştı bir yandan bu aptal kız için plan düşünüyor bir yandan başkan ile mesajlaşıyordum.

7. Bölümün Sonu ♡

blue hippo ✩࿐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin