Blue Hippo - 12. Bölüm -

7 3 2
                                    

Yaşadığım sokağa geldiğimizde saat on bir'e yaklaşıyordu. bu kadar uzun süre vakit geçirdiğimize inanamıyordum, zaman su gibi akıp geçmişti. veda vakti geldiği için üzgündüm, bu kadar güzel bir günün sonunda eve dönüp annemin azarlarını işitecek olmam üzücüydü. arabadan hemen inmek istememiştim, başımı hongseok'a çevirip sordum.

— sende eğlendin mi?

— elbette, eğlenmene sevindim.

— bunu tekrarlayabilir miyiz?

— umarım.

başımı hafifçe eğip sırıttım.

— peki öyleyse... iniyorum.

hongseok tek elini başıma götürecek gibi oldu fakat gözlerine bakıyor olmam onu durdurdu.

— her neyse, okulda görüşürüz yerim.

kalbim anlamsız şekilde çok hızlı atıyordu. koşarak eve gitmek istedim fakat bunu yapmazsam pişman olacağımı hissedebiliyordum. sertçe yutkundum ve hongseok'un nabzını yoklamaya çalıştım. onu öpecek gibi yaklaştım fakat kalbim o kadar hızlı atıyordu ki onu öpseydim muhtemelen oracıkta ölürdüm. bu nedenle onun aksine çekinmeden tek elimi başına götürdüm ve şapkasını çıkarıp saçlarını okşadım. kocaman gülümsedim.

— bay bay başkan.

o da 'bay bay' anlamında başını salladı ve ben eve girene kadar arabanın camından beni izledi. eve girmeden önce arkama dönüp ona bir kez daha el salladım. eve adımımı atar atmaz ufak bir çığlık patlattım. bu çığlığın kimseyi rahatsız etmemiş olması garipti. koşar adımlarla odama çıktım. abim yatağımın üstünde oturuyordu.

— yeri.

— iyi misin, hasta gibisin.

yardıma muhtaç gibi baktı gözlerime, onu ilk kez böyle görüyordum. kafamı eğmek yerine dizlerimin üstüne çöktüm ve yıllar sonra ilk kez ellerini tuttum.

— bir sorun var gibi. ne oldu?

— annem nereye gitti sence?

çaresiz şekilde gözlerimi odanın etrafında gezdirdim. anlaşılan o ki annem hâlâ eve dönmemişti ve abimin söylediğine göre telefonlarını da bir kez olsun açmamıştı. birden ayağa kalktım ve salık olan saçlarımı toplarken alaycı bir şekilde konuşmaya başladım.

— annemin sevmediği tek çocuğu ben değilmişim sanırım. baksana seni bile umursamadan evi terk etmiş.

bunu söylemiş olmam onu deliye çevirmemişti, aksine üzgün bir şekilde kalktı ve kendi odasına gitti. kötü hissetmiştim fakat peşinden gitmek yerine odamdan kafamı dışarı çıkartıp seslendim.

— endişelenme, güzelce uyu ve yarın konuşalım.

yarın eve geri döneceğini düşünerek yatağıma geçtim. çok yorucu bir gün olduğundan fazlasıyla uykum gelmişti, bir yandan da mutlu mutlu hongseok ile geçirdiğim zamanları düşünüyordum. ondan hoşlandığımı çok belli etmiştim, eğer duygularımız karşılıklı değilse çok utanacaktım. bugünlük sadece onun benden hoşlandığını ve annemin geri döneceğini umut edelim.


12. Bölümün Sonu ♡

blue hippo ✩࿐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin