Adelina'nın gözünden
Draco'yu hızla revire götüren Blaise'in ardından ağlayarak kendimi sürüklemeye çalışıyordum. Birkaç saat sonra Madam Pomfrey, onun iyi olduğunu, sadece karnında ve göğsünde bir ezik olduğunu ve bunu bir iksirle düzelttiğini söylediğinde oldukça rahatladım. Yanına gittiğimde oldukça iyi görünen Draco'nun yanağına bir öpücük kondurarak yanındaki yatakta uyuyakaldım.
*.*.*.*.*.*.**.*.*Bir hafta sonra*.*.*.*.*.*.*.**.*.*.*.
Maçı Draco sayesinde kazanalı 1 hafta olmuş, şimdi Profesör Slughorn'un girdiği İksir derindeydik.
Hermione Granger, iri, gri ve girintili çıkıntılı bir kazanın tepesinde durmuş, Slughorn'un sorduğu soruyu cevaplamak için can atıyordu. Sonunda Slughorn sorusunu sordu ve Hermione el kaldırmadan konuşmaya başladı:
"Önümde duran kazanın içindeki iksirin adı Amortentia efendim. Kişiyi cezbeden kokuya bürünür." bunu söylediğinde Draco ile kısa bir bakışma yaşadık ve bu süre zarfında oldukça keyifli görünüyordu.
"Ve sağda bulunan iksir de Çok Özlü İksir. Kişiyi kısa süreliğine de olsa başkasının fiziksel görünümünü almasını sağlar." dedi yanda duran öbüründen daha büyük olan bakır kazanı işaret ederek. O an aklıma gelmemesi gereken ve eğer yaparsam başımın derde gireceği bir şey geldi. Eğer Çok Özlü İksir'i yaparsam ve bunu Draco'nun kılığına girmek için kullanırsam onun benden sakladığı şeyi öğrenebilirim. Hayır bunu yapmamalıydım.
Ama evet, yaptım.
Draco'nun boynunda uzanmış, o uyurken ben yavaş bir biçimde dikey konuma geldim. Yavaşça birkaç telini parmaklarımla kavradım ve saçlarını çekmeden önce canının yanmasını önleyecek bir büyü mırıldandım.
"Indolore."
Yavaşça öpmeye bile kıyamadığım saç tutamından birkaç tel kopardım.
"Özür dilerim sevgilim, çok özür dilerim..."Yavaş adımlarla kapıya ilerlerken Draco'nun kıpırdandığını gördüğümde soluğum tutmuş, uyumaya devam etmesini bekledim. Draco horlamadığı için bunu anlamak oldukça zordu. Ama birkaç dakika daha bekledikten sonra uyuduğundan emin olup odadan çıktım.
"Lumos!" diye fısıldadım karanlık ve aynı zamanda tenha olan bu uzun koridora. İlerlemeye devam ederken bir grup tablonun rahatsız iniltileri işimi zorlaştırıyordu.
"Görmüyor musun, uyuyoruz burada?"
Çayırın dibindeki bir ağaçta uyuklayan yağlı boya tablosundaki şövalye bana dik dik bakarken özür dileyerek yoluma devam ettim. Rahatsız olup fazla ses çıkartan tablolar yüzünden elimi asamın ucundaki ışığı kapatması için ön tarafa doğru tuttum. Sonunda Slughorn'un küçük, kiler misali atölyesine gelmiş, kapıyı büyüyle açmıştım. Merdivenle üst rafa çıktığımda koyu yeşil bir iksir gördüm. Üzerinde "Çok Özlü İksir" yazan bu iksiri cebime attım ve kapıyı kapayarak hızla odama doğru koşmaya başladım. Koşarken önümü görmememden ötürü hızla yere yapıştım. Ah Tanrı'm, Bu adam neden burada?!
Snape'in bana gülümseyerek bakmasını görmem için kafamı yukarı kaldırmam gerekiyordu. Yüzünde bir zafer sırıtışı olan Snape konuşmamı bekler gibi ucunda büyük bir ışık olan asasını aşağıya, yüzüme doğrultmuştu.
"Bayan Dainty?"
"Profesör Snape?" dedim aynı soru sorma ses tonuyla.
"Burada ne işiniz var?"
"Ah tuvalete gidecektim de. Sanırım yolları karıştırmışım."
"1 kat aşağısını ve 2 merdiven ardını karıştırmanız normal mi?"
"Aslında ben- ben bir uyurgezerim."
"Bu numarayı daha önce Bay Potter da denemişti, ancak cebinden gizli sırları olan bir parşomen çıkmıştı."
"Ben şey-"
"Ceplerinizi boşaltın."
"Ne?"
"Duydunuz Bayan Dainty."
"Ama profesör-"
"Ceplerinizi boşaltın Bayan Dainty!"
Üfleyerek cebimdeki odamın anahtarımı ve tokamı çıkardım.
"Bu kadar mı?"
Elimi tam iksirini olduğu cebime atmıştım ki arkadan birinin boğazını temizlediğini duydum.
"Draco?"
"Bay Malfoy? Gecenin bu saatinde burada ne işiniz var?"
"Tuvalete gitmem gerekti de profesör, seni-sizi görünce duraksayıp ne olduğuna bakmak istedim de tek değilmişsiniz." Snape'e az önce yanlışlıkla sen mi dedi o?
"Evet Bay Malfoy, Bayan Dainty'yi burada dolaşırken buldum."
"Sizinle önemli bir şey konuşmam gerekiyor profesör." dedi Draco.
Snape, gözlerini kısarak bana baktı.
"Önemli." diye devam eden Draco gözlerini benden ayırmıyordu.
"Siz gidebilirsiniz Bayan Dainty, bu konuyu yarın sizinle daha iyi bir zaman diliminde konuşuruz."
"Pekala profesör, o halde ben gideyim." dedim ve yerden kalkarak yönümü kızlar yatakhanesine çevirdim. Bugün Draco ile yatamayacaktım. Ve bu beni deli ediyor!
Hızlı adımlarla odama gittim ve uyumak yerine resim yapan Pansy'e şok içinde bakakaldım.
"Pansy sen, sen uyumak yerine resim mi yapıyorsun?"
"Neden yatağında yoktun?" Hayır hayır hayır. Ben bittim!
Sınav haftam olduğu için büyük ihtimalle bölüm atmayacağım. Oy vermeyi unutmayın kalp kalp kalp.❤ ❤ ❤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opia |Draco Malfoy Fanfic|
Fiksi Penggemar"Seni seviyorum ama seni sevmek sana zarar veriyor." dedi gözleri dolarken. Ellerini hızla kavradım ve kendime çektim. "Versin Draco, bana istediği zararı versin. Ben yine seni severim. Ben yine seni seveceğim."