Aldatılmak bu kadar berbat bir his mi? Kimseye güvenemeyecek miyim? Peki ya o? O da diğerleri gibi mi? Ona güvenebilir miyim? Beni gerçekten de sever mi? Ah, hayır! Saçmalama Eun Hee! Asla aşık olmayacaksın! Asla bir erkeği sevmeyeceksin! Asla bir e...
Hissettiğim ağrıyla gözlerimi araladım. Sırtım tutulmuştu. Yatağımda zorla da olsa doğruldum ve vücudumu esnettim. Tam iki haftadır durumum böyleydi. Her tarafım ağrıyana kadar uyuyordum. Ağrım geçince oturma odama gidip, kanepeme uzanıyordum. Aşk acısı böyleydi işte.
İki hafta öncesi yine aklıma geldi. Onunla buluşmak için kafeye, yanına gitmiştim. Ama o, kafede başka bir kızla yakınlaşıyordu. Kızı öperken yakalamıştım onu. Oysaki sahteymiş! Bana olan sevgisi, iltifatları, övgüleri... Hepsi sahteymiş!
Ona bağırışımı hatırladım. Beni çakma bir sarışın ile aldatması daha çok üzülmeme sebep oluyordu. Onu ve çakma sarışını orada bırakıp evime gelmiştim. Bana özür mesajı vesaire atmamıştı. Ben de ona mesaj atmadım.
Story paylaşmıştı. Aynı kızla. 'Gereksiz olandan kurtuldum, gereklisini aldım.' yazıyordu story de.
İki hafta önce hayata küstüm. Kendime küstüm. Hiç kimseyle konuşmadım.
Pencereye doğru ilerledim ve camı açtım. Yüzüme çarpan hava beni kendime getirmeye yetmemişti. Camı açık bıraktım, Tek varlığım olan kedime mama verme vaktiydi.
''Min Ki!''
Yavaş yavaş yanıma geldi. Benim durgunluğum onu da etkilemişe benziyordu. Mama çuvalından biraz mama aldım ve Min Ki'ye verdim. Ardından başını okşamaya başladım.
Telefonumun çalması ile Min Ki'yi rahat bıraktım ve telefonuma baktım. Choi Hea Woo
Ekranı kaydırdım ve aramayı cevapladım. Hea Woo okula gelmeyi bıraktığım için arıyordu beni. Eğer açmazsam olay çıkartabilirdi. ''Efendim?'' dedim çatallı sesimle.
''Eun Hee! Nerelerdesin sen?! Seni çok özledim. İki haftadır okulda yoksun! Düşünme artık şu Ji Hoon'u! Sen onu değil, o seni kaybetti! Artık okula gel!''
Derin bir nefes alıp verdim. ''Hea Woo, yorgunum. Kendimi iyi hissetmiyorum. Gelemem. Kaydımı aldıracağım. Ji Hoon'u görmek istemiyorum.''
''Ne! Aç kapını evine geliyorum. Hem seni sevgilimle tanıştıracağım! Onunda arkadaşları var! Bizim kızları da toplarız eğleniriz! Sen de yorgunluğunu atarsın. Olur değil mi?''
''Üstüne alınma ama, erkek görmek istemiyorum. Üzgünüm.''
Hea Woo burnundan soludu -gerçekten- ''Evine geliyorum. Hazırlan yoksa elbise giyersin!'' dedi. Ardından telefonu suratıma kapattı.
Oflaya puflaya üzerimi değiştirdim. Hea Woo'ya inat, onun en nefret ettiği kıyafetlerimi giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yanıma biraz para ve telefonumu aldım. ''Min Ki! Benimle gelmek ister misin?'' Tabi ki cevap almadım, zaten cevap beklemiyordum. Min Ki uyumuştu, her zamanki gibi. Min Ki'nin su kabına biraz daha su koydum. Ardından odamdaki hiç kullanmadığım makyaj aynamın önüne oturdum. Gözlerimin altı morarmıştı. Yüzüm solmuştu. Ölü gibiydim.
