Okula geldiğimde kimseler yoktu. Sadece hademeler ve güvenlik vardı. Okulun bahçesinde bulunan banklardan birisine oturdum. Hea Woo, dün beni zorla insan içine çıkartmıştı. İntikam vakti!
Telefonumu çıkarttım ve Hea Woo'yu aradım. Açmadı. Tekrar aradım. Açmadı. Son kez tekrardan aradım, telefon açıldığında "Ne var be?!" diye bağırdı.
Kahkaha attım ve "Okuldayım, gelsene." dedim. Sinirle soludu. "Salak mısın kızım sen? Dersin başlamasına kırk dakika var!"
Tekrardan kahkaha attım. "Hea Woo~ Lütfen~ Seni bekliyorum. Gelmezsen evine gelirim! Sana pantolon giydiririm!"
Hea Woo yenilgiyi kabul etti ve "Tamam be!" diye bağırdı. Ardından hiçbir şey söylemeden telefonu kapattı.
Bankta çocukken yaptığım gibi ayaklarımı salladım. Saçma, ama bir o kadar da eğlenceliydi.
"Selam~"
Hana gülümseyerek yanıma oturdu. Bende ona gülümsedim. Okula ilk gelenlerden birisiydi. "Selam Unnie,"
Hana ile hiç koyu bir sohbetimiz olmamıştı. Aslında ben kimseyle o kadar konuşmazdım. Hana telefonunu çıkarttı ve "Okulumuzun grubu yeni şarkı çıkartmış! Dinlemelisin harika!"
Hana telefonunun ekranını kaydırdı ve bir şarkı açtı. Şarkının ismi Super Board'dı.
Hana random atarak şarkıyı söyledi. Şarkının MV'si vardı. Vay be!
Ekranda daha önce görmediğim ama tanıdık olan bir yüz gördüm. Bu bana çarpmak üzere olan sürücüydü!
"Ne?"
"Ne oldu Eunnie~?" Hana'ya şaşkınca baktım. Omuz silktim ve "Hiç." dedim.
Bu o adamdı! İnanmıyorum!
"Nasıl hiç? Neden 'ne' dedin?"
Her zamanki gibi kıçımdan uydurma zamanıydı. "Dün yedi kişilerdi, niye burada sekiz kişiler?"
Hana gülümsedi ve "Dün bir arkadaşlarının işi varmış, o yüzden Lee Minho yani Lee Know gelemedi." dedi.
"Hm," Kafamı salladım ve bize doğru gelen Hea Woo'yu gördüm. "Eun Hee, seni öldürücem!"
En son böyle dediğinde elbise giymekle kalmamıştım, bir partiye bile zorla götürülmüştüm ve~ dans etmiştim!
Hemen ayaklandım, öğrenciler de gelmeye başlamıştı. Koşarak okul binasına girdim. Hea Woo hâlâ beni kovalıyordu. "Eun, beni zorlama! Gel buraya!"
Koşmaya devam ettim, bir yandan ona cevap veriyordum. "Ben tekvandocuyum kızım! Yetişemezsin bana!"
Hea Woo nefes nefese kaldığı için durdu ve ellerini dizlerine koydu. Bende bu anı fırsata çevirdim ve durarak nefesimi düzene sokmaya çalıştım.
"Aish... gerçekten sen var ya!"
Hea Woo tekrardan koşmaya başladı. Bende koşmaya başladım. İzimi kaybettirme umudu ile sağa döndüm. Döndüğüm gibi benden uzun bir bedenle karşılaştım ve frenledim.
Tam çarpmak üzereyken durmuştum. Eğildim ve özür diledim. "Özür dilerim."
Karşımdaki kişinin yüzüne bakmadan konuştum yine. Hemen ardından Hea Woo geldi. Nefes nefeseydi.
"Hayret. Gerçekten özür dileyeceğini düşünmemiştim. İlla bana çarpman mı gerekiyor?"
Karşımdaki kişiye baktım. O sürücü, Lee Minho -Lee Know- tam karşımdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRIVE - Lee Minho / YN
Teen FictionAldatılmak bu kadar berbat bir his mi? Kimseye güvenemeyecek miyim? Peki ya o? O da diğerleri gibi mi? Ona güvenebilir miyim? Beni gerçekten de sever mi? Ah, hayır! Saçmalama Eun Hee! Asla aşık olmayacaksın! Asla bir erkeği sevmeyeceksin! Asla bir e...