Lee Minho'dan...
Yoo Harin okulumuzun aşko kuşko götü havada zorbasıdır. Onun tarafından zorbalığa uğrayan bir sürü kız gördüm daha önce. Genelde sessiz sakin kişilere bulaşır, karşılık alana kadar onlarla uğraşırdı. Eun Hee ona karşılık verecek bir kız değildi.
Yoo Harin'in babası zengin bir iş adamı ve kızını şımartmayı sever. Harin'in bu kendi üstün görme davranışı babasının onun üstündeki bir etkisi. Yoo Harin şu sıralar alt sınıflardan bir kızla uğraşıyordu. Acaba Eun Hee ile ne zaman uğraşmıştı? Eun Hee anksiyete hastası ve içine kapanık bir insan. Bu yüzden sorunlarını dillendirmiyor.
Teneffüs zili çalar çalmaz sınıfımdan koşarak çıktım. Yoo Harin'in sınıfına ilerliyordum ki yanıma gelen Chan'ı fark ettim. "Dur Minho!" Ona boş gözlerle baktım ve diyeceği şeyi bir an önce söylemesi gerektiğini belli ettim. "Nereye gidiyorsun?"
Göz devirdim ve yoluma devam ettim. Chan'ın kolumu tutarak ilerlememi engellemesi ile durdum. "Bıraksana Hyung," Chan tabi ki dediğimi yapmadı ve sorusunu yineledi, "Nereye gidiyorsun?"
"Yoo Harin'in yanına," dedim. Chan beni sınıfıma sürüklemeye başladı "Gidemezsin, o kız seni dinleyecek mi sanki?" Chan'ı iktirdim ve kolumu ondan kurtardım. Ne olacağı umurumda değildi. Ailesini, benim ailem yüzünden kaybetmiş bir kızı ölüme iten bu şahısı cezalandırmalıydım. Nasıl olacak bilmiyordum.
Harin'in sınıfına girdim. Sırasında makyaj yapıyordu. Zaten yüzünde iki kilo makyaj var, daha ne sürüyorsun? Hızla ona yaklaştım, Harin bana gülümsüyordu ama kısa süre sonra ağlayacaktı. Onu kolundan tutarak çekiştirmeye başladım. Onu sınıftan çıkardığımda bana itiraz etmek yerine yürüyordu.
"Minho ne oluyor?"
Harin'e cevap vermedim ve direkt olarak Eun Hee'nin sınıfına ilerledim. Sınıfa girdiğimde Eun Hee başını sırasına yaslamış uyukluyordu. Sınıfta Hea Woo, Hwa Jae, Kyung Soon, Hana, Jin Ae, Vien ve Hye Su dışında kimse yoktu. Beni ve yanımdaki Harin'i gören kızlar kaşlarını çattılar.
Sınıfın kapısını kapatıp Harin'i yere fırlatırcasına iktirdim ve diz çökmesini sağladım. "Özür dile!" diye bağırdım. Harin tahmin ettiğim gibi ağlamaya başladı. Eun Hee başını kaldırdığında şaşkın gözlerle bize bakıyordu.
"Eun Hee'den özür dile!" diye tekrar ettim kendimi. Harin ağlamaya devam etti. "Ağlama!" diye emrettim. Harin başını kaldırdı ve Eun Hee'ye baktı. "Öleceksin Eun Hee! Bunu sana ödeteceğim!"
Asla şiddetten yana olmayan ben şu an bu kızın saçlarını yolmak istiyordum. Ama özür dilemesi için ona zarar vermem, Eun Hee'yi üzerdi. "Sus ve özür dile!"
Harin bir anda ayağa kalktı. "Neden? Neden özür dileyeyim böyle bir aptaldan?! Ölmesi bile umurumda olmaz, hatta zil takıp oynarım!" Kastığım çenemle sinirlendiğimi fark ettim. Harin'e doğru gelen Vien'i fark ettiğimde gruba yazdıklarını hatırladım.
Minho agamla dövek
Ve Vien dediğini de yaptı... Harin'in saçlarına yapıştı ve saçlarını çekmeye başladı. Diğer kızlar onu Harin'den uzaklaştırmaya çalışırken ben öylece dikeliyordum. Böyle bir kavgaya karışmak istemiyordum. Harin, Vien'e tekme attı ve Vien bir anda yerle buluştu. Hepimizin hiç beklemediği bir sırada Eun Hee kavgaya dahil oldu. Eun Hee, Harin'i tekwando tekniği olarak bildiğim bir teknikle yere yatırdı. Ardından Harin'in kasığının üstüne oturdu. Gerisi çok hızlı geldi.
Eun Hee'yi, Harin'i döverken bulmuştum. Harin ağlamaktan bir hâl olmuştu. Sonunda Harin ondan duymak isteğimi söyledi, "Özür dilerim! Eun Hee özür dilerim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRIVE - Lee Minho / YN
Teen FictionAldatılmak bu kadar berbat bir his mi? Kimseye güvenemeyecek miyim? Peki ya o? O da diğerleri gibi mi? Ona güvenebilir miyim? Beni gerçekten de sever mi? Ah, hayır! Saçmalama Eun Hee! Asla aşık olmayacaksın! Asla bir erkeği sevmeyeceksin! Asla bir e...