#8#

307 22 13
                                    

Üzerimdeki kıyafetleri düzelttim ve kızların yanına gittim. Konserin başlamasına daha vardı ama bizimkiler sevgililerini görmek istemişti.

Sahne arkasında duruyorduk. Stray Kids'in provasını izleyecektik. Geldiğimden beri Minho ile konuşmamıştım. Onun yalnız olduğu bir anı yakalamak ve hesap sormak istiyordum. Beni dün fazlasıyla sinir etmişti.

Chan yanımıza geldi ve seyirci koltuklarına oturmamızı söyledi. En öndeki koltuklardan birisine oturdum. Vien ve Kyung Soon da yanıma oturdu. Diğerleri ise arka sıraya oturdular. Sıkıntıdan sol bacağımı sallamaya başladım. Dün gece doğru düzgün uyuyamamıştım. Hea Woo beni sabah saat sekizde aradığı için erkenden kalkmış ve onun evine gitmiştim. Sebep ise, Seungmin'e bir hediye almak istiyormuş. Ben de sanki hediyelerden çok anlıyorum, benden yardım istedi. Tam dört saat aç karna çarşıda Seungmin'e hediye aradık. Güç bela bir pokemon karakterinin peluş oyuncağına karar verdi Hea Woo. 

Kahvaltı yapamamıştım. Şu an saat 15:25'ti. Yediğim tek şey, iki tane mochiydi. Başımı koltuğun sırtına yasladım ve gözlerimi kapattım. Uyumak istiyordum, hem de çok. Kısa süre sonra uyuyacak gibi oldum ama müzik sesi ile irkildim. Oflayarak başımı dik tutmaya çalıştım. Ama olmuyordu. Başımı Vien'in omzuna koyduğumda ondan azar işittim. "Uyuma sakın! Kaldır başını Stray Kids'i dinle." Başımı dik tutmayı başarabildiğimde söyledikleri şarkıyı bilmediğimi fark ettim. Ben okulumuz ve okulumuzun müzik grupları ile ilgilenmezdim. Benim için okul, derslerden ibaretti. 

"Kyung Soon, bu şarkının ismi ne?"

Kyung Soon gözlerini kocaman açtı ve bana baktı. "Bilmiyor musun? Utan Eun Hee! Stray Kids'i bilmeyen mi var?" Sessiz kalmam ile şarkının ismini söyledi. "S-class" 

Nakaratı söyleyen Stray Kids'e eşlik eden kızlara göz devirdim. "Bichkkal ppeonjjeong, bichkkal ppeonjjeong!" Koltuğa yaslandım ve uyumayı dileyerek gözlerimi kapattım. Şarkının patlama kısmında yine açtım gözlerimi istemsizce. Ben niye buradaydım ki? Minho'yu dinlemek zorunda değildim. Bedelleri uydurmasyon bir şeydi. Onu dinlemek zorunda değildim ben! Hızla ayağa kalktım ve konserin yapılacağı salondan çıktım. Bu zamana kadar hep arkadaşlarımın peşinden koşturmuştum. Ama böyle bir zorunluluğum yoktu ki? 

Çantamdan telefonumu çıkarttım ve ablama evde olup olmadığına dair mesaj attım. Ama ablam mesajımı görmedi. Aradığımda ise operatör karşıladı beni; Aradığınız kişi şu anda meşgul, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. 

Büyük ihtimalle toplantıdaydı. Anahtarım olmadığı için mecbur ablamın toplantısının bitmesini bekleyecektim. Çalan telefonum ablamın aradığını düşünüp mutlu olmamı sağlasa da arayan kişi ablam değildi. Bu yüzden yüzümü düşürdüm ve aramayı reddettim. Yine aradı, yine aradı ve yine...

"Ne var be?!" 

"Öncelikle bana bağırma! Nereye kayboldun bir anda?" Vien'e cevap vermek yerine, telefon kulağımda, yürümeye devam ettim. "Eun Hee?" Adımlarımı durduran şey tam olarak neydi bilmiyorum, ama ileride ATM'den para çeken bu yüz çok tanıdıktı. "Eun Hee?" 

Sertçe yutkundum ve gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildim. Burnumu çekip, "İlacımı almayı unutmuşum. Konser başlayana kadar yetişirim, Vien. Kapatmalıyım." dedim ve aramayı sonlandırdım. ATM deki işini bitirdi ve siyah arabaya doğru yürüdü. Arabanın arka kapısını açmadan önce etrafta gezdirdi gözlerini. Beni görmesini istiyor muydum? Belki... 

Arabaya binerken gözleri beni buldu. Bakışlarımı kaçırdım ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Onca yıl sonra buraya gelebilmişti demek! Sanırım şu an gerçekten ilacıma ihtiyacım vardı. iyi hissetmiyordum. Otobüs durağına ilerledim ve otobüsü bekledim. Kore de otobüsler hızlı çalışıyordu. Durak dolu olduğu için durağın dışında ayakta beklemeye karar verdim. Telefonumun çalması ile elimi cebime götürdüm. Ablam yazısını görünce gülümsedim. ''Alo?" 

DRIVE - Lee Minho / YNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin