8.Bölüm

231 19 129
                                    

Brick'den:

O olaydan sonra odamdan çok çıkmadım. Bugün sevgililer günü ve sanırım baloya gitmekten de vazgeçtim. Odamda oturucam bütün hiç aşka meşke bulaşamam.

Özellikle dün Blossom'a o soruyu sorduktan sonra bir süre yüzüne bakmasam iyi olur.

Offf dün neden öyle düşündüm ki? Bu hissettiğim şey hoşlantı mı yoksa aşk mı? Anlamıyorum.

Ne olursa olsun gelmeyecekti. Kim düşmanı ile sevgililer günü balosuna gitmek ister ki? Benim de aklımdan bile geçmemesi gerekiyor. Onun için ben düşmansam o da benim için düşman olmalıydı...

Balonun başlamasına 1 buçuk saat vardı ve ben odamda pijamalarım ile hayatı sorgular gibi ona olan hislerimi sorguluyordum.

Ben düşüncelerim arasında daha fazla kaybolurken birinin kafama vurduğunu hissettim. Etrafa baktıktan sonra bunun Blossom olduğunu anladım. Resmen kendi kafasına mı vuruyor şuan? Ya da bir başkası mı vuruyor? Ne yapıyor şuan? Kim ona dokunuyor?!

Hemen telefonumu elime aldım almam ile birçok bildirimi üst üste gördüm. Çoğunluğu Blossom'dandı. Ben daha birine bile bakamadan yine aradığını gördüm. Anlaşılan telefonum sessizde kalmış. Neyseki de sessizde kalmış bu kadar bildirim nedir ya?

Brick: Noluyo? Kim kafana vuruyor senin? Ne yapıyorsun?

Blossom: Sen nerdesin Brick?! Arıyorum açılmıyor, mesaj atıyorum bakılmıyor. Ne o trip mi yiyorum?

Brick: Soruya soruyla karşılık verme.

Blossom: Ben vurdum kafama. İnsanlar bana delirmişim gibi bakarken bende kendi kafama vuruyorum işte. Ne güzel bi sahne hayal edebiliyor musun? Hayır ne hikmetse cevap verdin ama biz napsak bundan sonra mors alfabesiyle mi iletişim kursak? Daha hızlı dönersin.

Brick: Ne?

Blossom: Bir daha sormalı mıyım? Nerdesin?

Brick: Evdeyim nerede olucam?

Blossom: Hâlâ hazırlanıyorsundur o zaman diye tahmin ediyorum.

Brick: Ne için?

Blossom: Sen değil miydin dün baloya seninle gelmemi isteyen? Ekecek misin beni böyle?

Brick: Balo mu?

Blossom: Brick... Birkaç dk içinde burada olmazsan ve saçma sorular sormaya devam edersen o evi başına yıkarım senin. Anladın mı?!

Brick: H-hayır. Yani şey. Sen kabul etmedin ama.

Blossom: Geliyor musun? Gelmiyor musun?

Brick: Geliyorum-

Blossom: Acele et!

Ve yüzüme kapattı. Ne zaman kabul etti ki teklifimi? Şuan orada bekliyor mu gerçekten?

Kafamdan onca soru geçerken telefondaki sesinden sonra hazırlanmaya başladım hemen. 1 saatim var neredeyse.

Baloda;

Balonun olacağı yere yaklaşmıştım. Blossom hâlâ bekliyor mudur acaba? Balonun başlamasına birkaç dk kaldı. O kadar kısa sürede nasıl hazırlandım ben?

Biraz daha yaklaşınca uçmayı bırakıp yere indim. Biraz da yürüsem iyi gelirdi. İçimde bir his var ve bu beni rahatsız ediyor.

Yaklaşınca onu gördüm. Gerçekten çok güzel olmuştu. Pembe rengin fazlasıyla yakıştığı tek insan olabilir. Özellikle saçları her zamanki gibi mükemmel duruyordu.

°Hissediyorum°  •Blossick• ❤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin