Kanıtları Müdür Rhee'ye gösterdiğimde sinirden deliye dönmüştü. Fotoğrafları ona atmamı istedikten sonra iyi bir iş başardığımı söyleyip takdir etmişti. Gerisiyle kendisinin ilgileneceğini söyleyince odadan çıktım. Kapının önünde bekleyen Jisung'a durumu anlattım. Bundan sonrasını bekleyip görecektik.
İkinci teneffüste de her şey normaldi. Hyunjin ile bahçedeki masalardan birinde tostlarımızı yerken ona da durumu anlattım.
"Demek bu yüzden dün akşam birlikteydiniz."
"Aynen öyle. Fotoğrafları çekip hemen döndük ama ödev işi uzun sürdüğü için saat geç olmuştu."
Tostundan bir ısırık alıp kafasını salladı.
"Ben de bir an için sonunda Jisung kabul etti sandım." dediğinde kaşlarımı çattım, "Neyi?" diye sordum meyve suyumu içerken.
"Felix, senin Jisung'dan hoşlandığını söyledi."
Cümlesi bitmeden meyve suyum boğazımda kalmış, öksürmeye başlamışım. Hyunjin başta endişe etse de kendime gelince rahatlamıştı. Boğazımda şeftali tadı vardı ve yakıyordu. Dudaklarımı elimin tersiyle sildim.
"Felix bunu niye sana söylüyor ya?!"
Yarım kalan tostunu kağıdın üzerine bırakarak kollarını masaya koydu ve biraz öne geldi, ciddiyetle baktı.
"Çok mu hoşlanıyorsun?"
"N-ne?"
"Ondan... Çok mu hoşlanıyorsun?"
Yutkundum ve çekinerek gözlerimi kaçırdım, "Bunu konuşmasak?" normalde asla utanmaz her önüme gelene söylerdim ondan uzak durmaları ve rahatsız etmemeleri için. Ama Hyunjin ile yeni tanıştık ve bir arkadaşlığımız vardı, bu yüzden ister istemez utanıyordum.
"Neyinden bu kadar hoşlanıyorsun? Seni reddetmişken hem de..."
"Hyunjin! Konuşmak istemiyorum dedim."
"Kusura bakma Shin-yeol ama anlamaya çalışıyorum; seni istemeyen birine bağlı kalarak kendine zarar veriyorsun sadece."
Ben de tostumu bıraktım, "İzin ver de kimden hoşlanacağımı kendim seçeyim. Ayrıca Jisung'a olan hislerim basit bir hoşlantıdan ibaret değil. Onun benim için ifade ettiği anlam çok büyük."
Hyunjin güldü, "Neymiş, süper kahramanın falan mı?"
Dalga geçmesi fazlasıyla zoruma giderken sinirle ayağa kalktım, "Sanırım sen de bana iyi davranmak yerine her yaptığımda kusur bulan tayfaya geçtin, şimdi gerçekten tanışmış olduk."
Gözleri panikle büyürken oradan ayrıldım, hemen peşimden geldi. Seslenmesini umursamadan okulun içine girip izimi kaybettirdim. Sonunda bir tane düzgün arkadaşım oldu derken o da benimle alay etmişti. Şanssızlığın ham maddesi olmalıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave and Nerd | Han Jisung
FanfictionÖğrencilerin "zeka" seviyelerine göre sınıfsal ayrıştırma yapan bir okul, notlara göre düzenli olarak öğrencilere sınıf değişimi uyguluyordu. Bu da öğrencilerin öğrenci gibi değil de bir yarış atı gibi hissetmelerine sebep oluyor fakat hiçbiri bunu...