Han Jisung'ı yoran neydi?
Onu, durmadan çalışmak zorunda kılan hayat şartları neden bu kadar zordu diye düşünürüm zaman zaman. Aslında zihnimin her yerini kaplayan bu çocuğun kendi zihni o kadar doluymuş ki, şimdi eskisinden daha fazla düşünür olmuştum onu, hayatını.
Sabah uyandığında ilk ne düşündüğünü bilmek istiyordum. İlk ne yaptığını, kahvaltıda ne yediğini, annesiyle ne konuştuğunu, en sevdiği şeyleri, nefret ettiği şeyleri, evinde ders çalışırken nasıl göründüğünü... Bu tür şeyleri bilmem gerektiğini sanardım.
Ama Han Jisung bunlardan çok daha fazlasıydı.
Hakkında ne kadar şey bilirsem bileyim yetersizdi. Onun göstermediği bir yüzü vardı ama ara sıra kapı arasından bakıp kendini belli ediyordu ve ben de o aralıktan gördüğüm kadarıyla biliyordum gerçek Jisung'ı.
Sadece ders çalışan sınıf birincisi inek değildi o.
Ben hiçbir şey bilmiyormuşum.
Ağzımdaki lolipopun çilek aroması artık mide bulandırıcı gelmeye başladığı için sıkılarak çıkarıp çimenlere fırlattım. Min Ho'nun yazdıklarını okuyordum o sırada.
Min Ho;
Duvarın kenarındayım
İkizler karşı taraftan geliyor, hazır ol.Shin-yeol;
Sen deBana doğru gelen ikizleri görünce ayağa kalktım, kollarımı iki yana açtım.
"Merhaba canım arkadaşlarım! Beni özlediniz mi?"
Park Dae Gang gözlerini devirerek boynunu kütletti, "Bizi buraya çağıracak cesareti nereden bulduğunu merak ediyorum."
Alayla güldüm, "Cesur benim göbek adımdır Gang, bilmiyor musun?"
O da güldü, bana olan nefreti buradan anlaşılıyordu ki duygularımızın karşılıklı olması ne güzel.
"Uzatma, ne istediğini söyle. Anlaşılan o ki yediğin dayak sana yetmemiş."
"Ah, tabii. Yaka paça okuldan atıldıktan sonra sinirlenmiş olmalısınız. Attığınız iki yumruğa karşı ses etmeyip centilmenlik gösterdim ama bir teşekkür bile etmediniz!"
Dae Gang iyice sinirlenirken Dae Gun sonunda bir dili olduğunu hatırlamıştı, "Jo Shin-yeol, daha fazla kaşınma istersen?"
Dudak büzerek "Oouw, tatlı Dae Gun; sen bana vurmamıştın değil mi? Ne kadar da iyi bir çocuksun. Ah, ama Felix ile Jisung'a nasıl vurduğunu unutmadım. Çok yazık, halbuki benden hoşlandığını sanmıştım."
Dae Gun yutkundu, bir şey söylemedi. Dae Gang bir adım öne geldi, "Kızım senin derdin ne?!"
Alaycı ifademi silerek ben de bir adım yaklaştım ve sinirle bakmaya başladım, artık durumun ciddiyetini anlamalarının vakti gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave and Nerd | Han Jisung
FanfictionÖğrencilerin "zeka" seviyelerine göre sınıfsal ayrıştırma yapan bir okul, notlara göre düzenli olarak öğrencilere sınıf değişimi uyguluyordu. Bu da öğrencilerin öğrenci gibi değil de bir yarış atı gibi hissetmelerine sebep oluyor fakat hiçbiri bunu...