Turkuaz renkli pijamalarımı katlayıp çantama koyarken yanımda durup beni sorguya çeken anneme cevap vermeye çalışıyordum.
"İyi kızlar olduklarından emin misin Shin-yeol? Bak bu zamana kadar hiç arkadaş edinmedin ve şimdi birinin evinde kalmaktan söz ediyorsun, güvenilir insanlar mı bilmiyoruz!"
Derin bir iç çekerek ona döndüm, "Anne, benim arkadaş edinememin sebebi 2/1 sınıfında olmam. En hırslı öğrencilerin arasında okuyorum, onların tek yaptığı beni kıskanmak. Ama bu kızlar öyle değil, çok samimi ve eğlenceliler! Tek konuştukları şey notlar değil en azından."
"Nasıl tanıştın peki onlarla?"
"Sana Hyunjin'den bahsetmiştim, bu kızlar da onun arkadaş grubundan." hala tatmin olmamış bir ifadeyle baktığından ellerini tuttum ve güven verici bir şekilde tebessüm ettim, "Seni orada arayacağım ve ufacık bir yanlışlık sezersem çıkıp geleceğim. Söz veriyorum."
O da tebessüm etti, kafasını salladı.
"Pekala, git bakalım. Umarım doğru arkadaşları bulmuşsundur."
Umarım... Daha önceki arkadaşlık deneyimlerim ağzımda kötü bir tat bırakmıştı. Bu sefer hiç değilse hüsrana uğramayayım, tek temennim buydu.
𓆟𓆝𓆞
Hikaru lezzetli yiyecekleri mutfak masasına koyduktan sonra bu güzel sofraya oturmak için can atıyordum. İçecekleri ben doldurdum ve Ningning de mutfak kapısını kapatıp yanımıza dönerek tamamen bize ait bir alan oluşturmuştu. Hikaru'nun babası yoktu zaten, birkaç yıl önce annesi ile boşanmışlardı. Annesi ise bizi sevecen bir şekilde karşıladıktan sonra yorgun olduğunu söyleyip uyumaya gitmişti. Yani tamamen biz bizeydik.
"Eveet, Jo Hanım; anlat bakalım kimmiş bu çocuk?"
Önümdeki cips dolu tabaktan bir tane alıp yerken rahat bir şekilde söyledim, "Han Jisung."
Ningning kolasını püskürtürken Hikaru'nun gözleri kocaman açılmış ama burnunu tutup sızlanan Ningning yüzünden dikkatini benden çekmişti. İkimiz de onunla ilgilenirken canının ne kadar yandığını bakarak hissedebiliyordum.
"Burnum yanıyor!"
"Tamam sakin ol, gel yıkayalım."
Ningning'in burnunu hallettikten sonra masaya döndük. Hikaru ona bakıp göz devirdi, "İki dakika kaos yaratmadan duramıyorsun ya..."
"Ne yapayım çok şaşırdım!" bana döndü, "Ciddi misin sen? Şu okul birincisi olan Han Jisung mu?"
Olumlu anlamda kafa salladım ama hala şaşkın görünüyordu. Hikaru biraz daha sindirmiş gibiydi.
"Aslında yakışıklı çocuk zaten zeki de ama... Bilemedim Shin-yeol, düşününce daha iyi biriyle olabilirsin gibi?" diyen Hikaru kaşlarımı çatmama sebep oldu, "Jisung'ın ne eksiğini buldun ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave and Nerd | Han Jisung
FanfictionÖğrencilerin "zeka" seviyelerine göre sınıfsal ayrıştırma yapan bir okul, notlara göre düzenli olarak öğrencilere sınıf değişimi uyguluyordu. Bu da öğrencilerin öğrenci gibi değil de bir yarış atı gibi hissetmelerine sebep oluyor fakat hiçbiri bunu...