"Daha iyi misin?"
Hyunjin'in uzattığı su şişesini yarılamış, biraz sakinleştikten sonra oluşan sessizlik sayesinde daha iyi hissetmeye başlamıştım. Dur, hayır daha iyi değil; öncekinden daha az kötü.
"Shin-yeol, bana bakar mısın?" kibar ses tonu bakışlarımı anında ona çevirmeme neden olmuştu. Şefkatli bir tebessüm sundu, sabahki öfkesinden eser yoktu.
"Seni burada ilk gördüğüm günü hatırlıyor musun?"
Kafamı salladım, asla unutmazdım. Sınıftakiler yüzünden sinir krizi geçirip sınıfı terk etmiş ve buraya sığınmıştım.
"O gün öfkeyle ağlıyordun, sinirini gözyaşlarınla boşaltıyordun. Ama bugün hüzünle ağlıyorsun, ve ne kadar ağlarsan ağla rahatlayamıyorsun."
Derin bir iç çekerek ekledi, "Yani bu sefer sorun sinir bozucu sınıf arkadaşların değil. Bu kadar üzüldüğüne göre... Han Jisung mı?"
Hyunjin'e cevap vermek zorlaşırken kafamı merdiven demirlerine yasladım. Şu an tek istediğim eve gidip odama kapanmak. Kimsenin ne sesini duymak ne de yüzünü görmek istemediğim o boktan evreye girmiştim yine.
Ben cevap vermesem de Hyunjin anlamıştı. Oturduğu basamakta biraz geriye giderek dirseklerini dizlerine yasladı.
"Ne yaptı o pislik? Ne yaptı da seni bu hale soktu?"
"Hyunjin..." diye mırıldandım güçsüz sesimle, "Ben gerçekten embesilim. Dae Gang haksız değildi."
"Ne? Shin-yeol ne alakası var Tanrı aşkına?"
"Anca bir embesil kendisini istemeyen birinin peşinden koşar."
"Shin-yeol sus."
"Bir gün beni seveceğine o kadar emindim ki, ettiği tüm hakaretleri iltifat saydım. Ama bugün çok farklıydı. Söylediği şeyler öylesine ağır geldi ki keşke her zamanki gibi hakaret etseydi dedim. Jisung... Beni hayatından tamamen çıkardı."
"Sus dedim Shin-yeol!" sesi yükseldiğinde bakışlarım yorgunlukla yüzüne çıktı. Öfkeli yüz ifadesi yerini alırken sakinleşmek için derin bir nefes alıp saçlarını geriye taradı eliyle. Ardından oturduğu yerde bana dönüp ellerimi tuttu.
"Beni dinle; senin o çocuğa ihtiyacın yok, tamam mı? Yanılıyorsun, onu sevmiyorsun."
"Hyunjin-"
"Bunları seni manipüle etmek için söylemiyorum ama artık kendine gelmen lazım. Belki hoşlandın, etkilendin evet... Ama hepsi bu. Bu kadar Shin-yeol. Sevgi bu değil."
Yine gözlerim dolduğunda başımı aşağı eğdim, "Ona çok alıştım."
"Unutacaksın." ellerimi bırakıp yüzümü kavradı ve gözyaşlarımı sildi, "Söz veriyorum, daha iyi olacaksın. Seni yalnız bırakmayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave and Nerd | Han Jisung
FanfictionÖğrencilerin "zeka" seviyelerine göre sınıfsal ayrıştırma yapan bir okul, notlara göre düzenli olarak öğrencilere sınıf değişimi uyguluyordu. Bu da öğrencilerin öğrenci gibi değil de bir yarış atı gibi hissetmelerine sebep oluyor fakat hiçbiri bunu...