10'- Görücü

11.4K 664 63
                                    


Yorum yapmayı unutmayın lütfen.












Zahide'yi evinin önüne kadar getirdi Engin. Gazanfer yanında, Zahide arkadaydı ve ölüm sessizliği vardı arabanın içinde. Araba durdu ama kimse inemedi. Hemen arkalarında Savaş ve Sühan vardı. Onlar indi. Sühan, Zahide'nin kapısını açtığında kan çanağına dönmüş gözleriyle arkadaşına baktı. Sahi bundan sonra kimse Sühan gibi bakmayacaktı yüzüne. Elini tutup indirirken Gazanfer indi.

Annesi kapıya çıkmıştı. Başına bağlamış yemenini, herhalde ağrıyordu. Koluna girip eve doğru giderken Sühan'ın elini sımsıkı tutuyordu.

"Ben sana" dedi Gazanfer. "Bu kızı akşam ezanından sonra sokağa salma demedim mi ana?" Bunu öyle çaresiz, öyle aciz söyledi ki kadın yıkılırcasına eğdi başını. "Ben sana sözümden çıkma demedim mi?"

Zahide ağlayarak başını Sühan'ın omuzuna koydu.

"Al canlı cenazen. Ne yana gömersen orda ölür gider." Gazanfer'in acımasız sözleri annesinin yüreğini delip geçti.

"Oy" diye sessiz sessiz ağıt yaktı sanki kızı ölmüş gibi. Oysa el birliğiyle ayağa kaldırılırdı ama bunu kimse anlamayacaktı. O köyde değişmeyen şeyler vardı. Adın çıktı mı yollanırsın başka bir eve. Çünkü artık utançsındır...

Günler artık birbiri üstüne biniyordu. Zahide odasından çıkmaz olmuştu. Köyde bir dedikodu aldı başını gitti. Gazanfer başını yerden kaldıramıyordu. Kardeşine saldıran arkadaşıydı ve artık bir duvar gibiydi. Kimseye güveni, inancı kalmadı. Asolan çarpıtılmış, Zahide kötü kız olmuştu. Belki de kuyruk sallamıştı.

Zahide babasını hiç görmedi ama Gazanfer ona hep baba olmuştu. O en güvenli dağa artık yaslanamıyordu. Şakağından eksildi öpücükler, yüzünü güldüren sözler sustu, kendi evinde sığıntı gibiydi.

Sühan'ın kendini suçlaması devam ederken sus pus olmuş, işine gelir giderdi ve o yalnızca oğluna sarılırdı.

Öte yanda Özlem dedikoduları duymuş, Zahide'nin adının yanına sevdiğinin adını koymuşlardı. Zaten imkansıza çok yakın olan sevdiğine kavuşma ihtimali artık büsbütün imkansız olmuştu. Evde annesinden, babasından işitmediği söz kalmadı.

Bir diğer tarafta ise sevdiği kadın tarafından artık arayıp sorulmaz oldu Engin. Kendini içkiye verdi yine. Dut gibi sarhoş olana değin içiyordu. Oysa derdi sevdiğine kavuşmaktı, o da hepten el oldu. Özlem'i arıyordu ama hiç ulaşamadı. Görmek için çok bekledi ama sokağa çıkmaz oldu bir kere. Annesi eski haline dönen oğluna nasıl çare bulacağını bilmiyordu. Bir tane oğlu vardı onun, başka da kimsesi yoktu.

Sühan köyde babasından ayrı dolaşmaz oldu. O korku onu da tuttu. Jandarma saat başı devriye geziyordu gece gündüz. Nasıl normale dönecekti bu insanlar bilinmezdi. Malum olayın üstünden iki hafta geçti.

Oğlunun okulundan çağrıldı. Oraya gelmişti yine babasıyla. Öğretmeni karşıladı.

"Hoş geldiniz Sühan Hanım."

"Hoş bulduk hocam. Bir şey mi oldu? Benim oğlan yine yaramazlık değil mi?"

"Yok. Aslında keşke yaramazlık yapsa ama Deha çok içine kapandı. Konuşmuyor, derslere katılmıyor. Ona verdiğim ödevleri sıranın altında biriktirmiş."

SARI GELİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin