Yorum yapmayı unutmayın canlarım. Bir özel bölüm daha gelecek.
Engin ve Necmi şaşkın şaşkın Savaş'ın yüzüne bakıyordu. Kadınlar tarlada ekim yapıyor, o da palavra gibi bir plan anlatıyordu.
"Anladınız mı?"
"Oğlum. Allah'ım ya manyak. Sühan bizim yüzümüze bakınca anlar bir işler çevirdiğimizi. Mala bağlarız" dedi Engin. Necmi ona başını sallayarak katıldı.
"Bağlamayın oğlum Allah Allah. Dört beş saat var halledin hemen. Çocuklara söyleyin köye haber versinler. Deha gelecek onu da sen saklayacaksın Engin. Ben kızları organize ettim, onlar Sühan'la ilgilenecek. Zaten ever gider gitmez Doğa'yla ilgilenir anlamaz. Hadi. "
" İş başa düştü Engin. Org sende. "
" Mekan da sende o zaman. Bizim ufaklıkların eline davetiye niyetine şeker torbaları verelim, kapı kapı gezsinler. "
Söylene söylene giderlerken Savaş yerine döndü. Hemen hemen tarla bitmek üzereydi. Deha'nın yaklaştığını haber veren mesajını alınca tek sıkıntısı orada uçup gitti. Deha olmadan olmazdı.
Hatibe elbiseyi almış, Özlem çiçeği. O da çıktı aradan. Zahide evde yemek yapan aşçının başındaydı. Figen ve Sühan'ın annesi Nurhan her şeye koşturuyordu. Canan Doğa'ya bakıyordu.
Savaş sabah nikah için bugünü zorlamış, kararlaşınca da herkesi harekete geçirmişti. İyi ki kadınlar vardı, gerçekten erkekler onlar kadar organize olamazdı. Köy meydanını Necmi halledecek, orgu da Engin getirecekti. Bu kadar. Detayları kadınlar hallediyordu neyse ki.
Ah bu erkekler kadınlar olmasa ne yapacaktı?
"Hadi geçmiş olsun" dedi çavuş kadın. Sühan yere oturup rahat bir nefes vermişti. Kadınlar aralarında fısır fısır konuşarak toparlanır Sühan sabahtan beri telefonu meşgulüm deyip kapatan oğlunu düşünüyordu. Onu arayıp sinirlendirmek de istemiyordu.
"Savaş, Deha'yı aradın mı?"
"Evet."
"Bana meşgulüm dedi iki defa. Aklım onda kaldı."
"Ben konuştum onunla merak etme. Ders çalışıyoruz dedi, yanında Özcan vardı."
"İyi bari." Savaş'ın uzattığı elini tutarak ayağa kalktı. "Ergen oldu çıktı başıma. Hep bir asabiyet."
"Genç adam oldu artık, alış buna."
"Niye büyüyorlar?"
"Hiç bilmiyorum."
Traktörün romörküne bindi kadınlar. Sühan, Savaş'ın yanına, hostes koltuğuna oturduğunda tin tin yola çıktılar. Savaş'ın çapkınvari bakışlarını yakalıyordı arada. Bedeni ısınıyordu ama aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyordu, bu yüzden gerçek bir evlilik, gerçek bir nikah bekliyordu ondan. Savaş'ın bunu anlaması uzun sürecek gibiydi.
Sühan arada sırada maziye gidip gidip geliyordu. Arada kaybolan zaman canını yaksa da Deha' yı toparlamış ve iyi bir lise kazanmasını sağlamıştı. Bu tek tesellisiydi.
Kadınları bıraka bıraka evlerine vardılar. Sühan eve koştu direkt. Doğa yollarını bekler çünkü. Salona girdiğinde onu televizyonun karşısında çizgi film izlerken gördü.
"Doğa, ben geldim." Kız bu sesi duyar duymaz ellerini üstünde dönüp emekleyerek gelmeye başladı. Biraz sonra heyecanlı çocuğu kucağına aldı. "Yavrum. Çok özledim seni."
Doğa'nın ağzı yanağını sözde öperken sarılmış öpüp kokluyordu.
"Ben gideyim mi kızım?"
