...Sevgi her zaman bencildir. Ne kadar ateşliyse, o kadar bencildir sevgi.
Onu korkutan yaraları değildi. Tam aksine. Bu kadar yakında dururken yüzünün iki tarafını da görememesiydi. Bir tarafı seçmesi gerekiyordu.
Jungkook onu esir alanın hangi tar...
"Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır. Birini sevmiyorsan hiçbir şeyin anlamı yoktur."
Bölüm Şarkısı | Serena × Doja Cat - Streets
Son sahneyi medyadaki şarkıyla birlikte okumanızı öneririm...
İyi okumalar :)
***
Yerimde kıpırdanırken elimi sağa atarak yatağı yokladım tabi ki boşluktu. Çarşafın ürpertici soğukluğunu tenimde hissettim. Birkaç saat önce evden çıkmış olmalıydı. Gözlerimi kırpıştırarak görüş açımı netleştirdim.Yatakta sırtüstü dönerek bakışlarımı tavana diktim. Dün gece en son hatırladığım anlar zihnime akın etti, sıcaklığını iki dakika öncesinde hissediyor gibiydim. Kokusu zihnimi bulandırıyordu. Parmak uçlarıyla bel boşluğumu okşamıştı. Parmakları hala belimi okşuyormuş gibi tenimde hissediyordum. Yokluğunda karıncalanan bir boşluğa dönüştü. Tenimi kavuran dokunuşları...
Sinirlenmiştim. Çünkü onunla uyanmak istiyordum.Ve beni yalnız bırakmıştı. Bana karşı dengesiz davranıyordu. Bazen kibardı bazen ise çok otoriter. Bipolar olma ihtimali var mıydı? Belki o bile nasıl davrandığının farkında değildi. Ama ben onun için farklı olmalıydım. İstiyordum. Bana herkese davrandığı gibi davranamazdı. Bunu kabullenmeyecektim. Kabullenmek istemiyordum..
Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerim suda eriyen pamuk şeker misali ortadan kayboldu. Başımı kapıya doğru çevirdim, "Gir," diye seslendim. Gelen kişi Bayan Song'du. Kafasını kaldırmadan bakışlarını yere sabitleyerek konuştu. Yıkılmaz bir duvar gibi dimdik duruyordu.
Saçlarını küt kestirmiş, boyu çene hizasına geliyordu.Yakışmıştı. Onu gördüğüm süre boyunca hiç güldüğünü görmemiştim. Yüzünde yaşına rağmen kırışıklık yoktu sadece göz çevresinde kaz ayakları vardı. Gülmek gibi bir mimik sergilerse daha çok meydana çıkacak cinsten. Ya çok mutsuzdu ya da mizacı öyleydi. Belki de yıllar onu çok yormuştu. Ancak zaman acımasız davranamamış güzelliğinden ödün vermiyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bay Kim, sabah erken çıktı. Saat 10.00'a kadar uyanmazsanız sizi kahvaltı için uyandırmamı söyledi. Kahvaltınız hazır." dedi. Başımla onayladım. Ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıtıp boynumu sağa sola kıtlattım ve odaya kemiklerin çıtırdama sesinin yayılmasına neden oldum. Rahatlamıştım, gözüme komodinin üstündeki paketler çarptı. "Bunlar ne?" diyerek merakla sordum.
"Onlar sizin için Bay Kim, bilgisayar ve cep telefonu."
"Lütfen Jeon veya Jungkook diyebilirsin."
Samimiyetimden ötürü şaşırmıştı ama Bayan Song'a kanım kaynamıştı.
"Peki efendim, siz nasıl isterseniz." Hafifçe gülümsedim. Taehyung'un ben istemeden beni düşünüp alması hoşuma gitmişti.
"Sen inebilirsin teşekkürler. Hazırlanıp birazdan ineceğim." Başıyla onaylayıp sessizce çıktı.