*Bir şarkı daha bıraktım, iyi okumalar! 🫶🏼
Ağır misafirler için alınmış, rahat olmanın yanından bile geçmeyecek koltuğun üzerinde, yüz üstü yatıyordum. Sarp, büyük pencerelerden birinin önünde fırtınalı bir geceyi izlerken midemdeki baskıyla yüzümü buruşturdum ve aynı soruyu neredeyse üçüncüye sordum.
''Neden hatırlamıyordum?''
İlk iki soruşuma makul bir yanıt bulmaya çalışan Sarp bu sefer sessiz kaldı. Yeni hatırladığım anının her bir detayı zihnime iğneyle kazınırken mideme arka arkaya birkaç kramp girdi.
''Sonra ne olmuştu?'' diye sordum usulca. ''Sanki... Sanki gözümüzü açınca gitmişlerdi. Doğru mu?''
Nihayet pencereden uzaklaşıp bana döndüğünde, ''Evet.'' dedi. ''Ama biz her şeye rağmen odadan çıkmamıştık.''
''Çünkü annem asla çıkmayın demişti.''
Sarp alaycı bir tavırla güldü. ''Şimdi düşününce ne kadar salakmışız.'' dedi. ''Öyle bir durumda bile çıkmadık. Ne olurdu ki çıksak? Yani gördüklerimizden daha kötü ne olabilirdi ki?''
Zar zor doğrulduğumda yüzümde hala aynı ifade vardı. ''Bilmiyorum.'' diyebildim. ''Kimdi onlar? Gerçekten kimdi?''
''Ya da gerçek miydi?''
''Uyku ile uyanıklık arasında bir şey miydi diyeceğim ama-''
''Nasıl aynı şeyi görmüş olabiliriz?'' dedi yorgun bir sesle.
''Doğru.''
Sesim kısık, uykulu ama hala canlıydı. Sarp çok ama çok yavaş adımlarla gelip koltuğa, yanıma oturdu. Kafasını geriye doğru itip koltuğa göre en rahat pozisyonu buldu. Ben ise bacaklarımı kendime çektim ve midemde kaynayıp duran her an kusacakmışım gibi hissettiren bu baskıyla savaşmaya başladım. Sarp'ın bizi yeniden o geceye geri götüren hareketiyle sarsıldım. Ellerini kaldırdı ve avuçlarının içine yeniden o sıcak kan damlalarını görebilirmiş gibi baktı.
''Başka neleri hatırlamıyorum acaba merak ediyorum.'' dedim. ''Nasıl bir his olduğunu tahmin edemezsin. Sanki her şey... Her şey...''
''Bir yanılsamadan ibaret gibi.'' derken indirdi ellerini. "Çoğu zaman ben de öyle hissediyorum."
Başımı usulca ona çevirdim ve yüz yüze gelmemizi sağladım. ''Evet, tam olarak öyle.''
Birbirimize bakarken o rahatsız edici baskı midemde arka arkaya kramplar oluşmasına, bana acı çektirmeye devam etti. Gözlerine bakarken geçmişimdeki her kötü anıyla birlikte ona neden bu kadar bağlı olduğumu bir kez daha hatırladım. Sarp, basit bir çocukluk aşkından çok daha fazlasıydı. O benim tek arkadaşım, sırdaşım, koruyucum, bu karanlık evin içindeki tek aydınlıktı. Ve ben, tüm bunları nasıl birkaç ay içinde unutabilmiştim? Yutkunurken Sarp'ın bakışları derinleşti, daha kırgın bir hal aldı.
''Ne oldu?'' diye sordu.
''Özür dilerim.''
''Ne için?''
''Seni unuttuğum için.'' dedim. "Bunun mümkünatı yoktu oysa ki. Yaşadığım her bir anıya şüpheyle bakıyorum."
Gülümserken öyle kırgın görünüyordu ki kendimi git gide daha kötü, daha karanlık hissetmeye başlamıştım.
''Lütfen beni affettiğini söyler misin? Ama içten.''
''Söylediğimde gerçeklemiş mi olacak?''
''Gerçekleşmeyecek mi?'' dedim kalbimde hissettiğim tüm bu yükün altında ezilirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtınalı Gecede (Tamamlandı)
FantasyTrajik bir geçmişin ardından yurt dışına gönderilen Ahsen için geri dönüş vakti gelip çatmıştı. Büyük bir özlem ile geri döndüğü evinde onu çocukluk aşkı Sarp ve büyük sırlar besleyen ailesi beklemektedir. Aşkını geri kazanabilecek mi yoksa ailesin...