Bazen ne kadar acıdır insanın ölmekle yaşam arasındaki mücadelesi. Yaşıyorsun ama ölüyorsun.Çaresiz,zavallı gibi hiss ediyorsun belkide kendini. Hiç bir şey yapmak gelmiyordur belkide içinden. Yıkmak,dökmek isyiyorsun. Zamanı geriye almak istiyorsun. Nerde hata yaptım diye düşünüp duruyorsun. Düşünüyorsun.. Düşünüyorsun.. Ama elde kalan koca bir HİÇ olur bazen.
Bende son bir yıldır kendimi böyle hiss ediyordum. Zavallı gibi. Arasdan ayrılalı koskoca bir yıl oldu. Bir koca yıl. Yemeden,içmeden, nefes dahil alamadığım bir koca yıl. Özlem dolu bir yıl. Cemal Süreyanın bir lafı vardır "özlemek ölmekden iki harf fazla be çocuk". İşte ben ölüyordum. Nefes alamıyordum. Kabus gibi geliyordu her şey. Boş ve anlamsız. Gerçek sandığım her şey koskoca bir yalanmış. İlk bir kaç ay aradım, konuşmak istedim ama çıkmadı telefonlarıma. Sonrada telefon numarasını değiştirmişdi, okulunu dondurmuşdu. Yani tamamen çıkmışdı hayatımdan. Yoktu artık.. Hiç olmamış gibi... Bir rüya gibi.. Her rüya bir zaman sonra unutulur. Aras benim unutulmasını istediyim bir rüyamdı. En güzel rüyamdı hemde. Asla uyanmak istemediğim bir rüya...aynaya baktığımda bunu çok iyi anlamışdım. Uzun saçlarımı kesdirmişdim. Çünki çok severdi Aras saçlarımı. Mavi gözlerime lens takıyorum artık. Çünki çok severdi Aras gözlerimi. Gülümsemelerimin yerini göz yaşlarım almışdı artık. Çünki Aras hep mutlu olmamı, gülmemi isterdi. İsteseydi gitmezdi ya o ayrı.. Ben Arasın sevdiği ne varsa değiştirmişdim. Tüm fotoğraflarımızı silmiş,ona ait ne varsa atmışdım. Atmışdımda anıları ne yapacağız? Kim yaşadıklarından kaçmış ki bende kaçayım?!
Uzun holden geçip camın kenarından bakındım.. Bir yılda bende okula bende gitmemişdim bir kaç kez dışında. Sonraysa gitmeyi es geçmişdim. Her şey yetmezmiş gibi annemde ölmüşdü. Yine en ihtiyacım olduğu anda olmamışdı yanımda. Yine yalnız bırakmışdı beni. Hoş istese bile olamazdı ya yanımda o ayrı.. Babam annemin vefatından sonra Ankarada kalmayı tercih etmişdi. Onunlada ara sıra konuşuyordum ve en uzun konuşmamız 1dk. sürmüşdür belkide. Her şey ne kadarda mükemmel dimi ama?
Gamzeyle Güvenmi? Ha onlar geçen yaz nişanlandılar bile. Nişana Aras gelmemişdi tabiiki. Beni görmek istemiyordu belliki. Oysa bir zamanlar bir birimizi bir saniye bile görmek için neler yapardık. Noldu bize? Nolduda şimdi bize uçurumun kenarından bir birimize el sallıyoruz? Göz yaşlarım yanağımdan akarken omzumda hiss ettiğim sıcaklıkla ona döndüm. Neyseki yanımdaydı şimdi. Benimleydi. Göz yaşlarımı her defasında silmiş, hiç bıkmadan dinlemiş, bir yıl boyunca yanımda kalmışdı. Bana sarıldığında bende kollarımı ona sardım "ben yanındayım bunu sakın unutma" dediğinde daha çok sokuldum ona. Kapı caldiginda gamzeyle guven iceri girdiler. İkside suratsizdilar. Zaten hic onaylamamisdilar bunu.
"Lara konuşmaliyiz" dedi gamze .
"Konusalim"
"Yalniz" dedi guven tislarcasina
"O benim esim olacak guven gizlim saklim yok "
"Bu mu lan esim dedigin. Ne cabuk unutdun arasi ha lara? Ne cabuk unutdunuz bir birinizi? Bu kadarmiydi lan yani her sey? Unutdun mu yani arasi? Lar hepimiz biliyoruz Mertle arasi unutmak icin evlendiyini. Yalnis yapiyorsun. Pisman olacaksin"
"Yeter lan. Arasi mi savunuyorsun? Tamam lara onu unutmaya bilir ama unutacak. Ruyalar bile unutulurken arasi da unutacak lara. Yeter artik"diye bagirdiklarinda bir birlerine damla girmisdi iceri. Mertin, esimin ablasi. "Her sey hazir sizi bekliyorlar" dediginde mertin elini tuttum ve guvene bakmadan odadan cikip asagi indik. Konuklar gelmisdiler bile. Sarki caldiginda ortaya gecip dans etmeye basladik. Oysa bu dansi ben ilk Arasla yapmaliydim. Ama yapmadim. Yapamadim... Neden? Diye bagirasim vardi ama bagirmadim. Bagiramadim
Arasdan:
Bazen anlatacak çok şeyin olur ama anlatamazsın. Uzakdan deyr edersin bazen yanı başındadır halbuki. Göz yaşların kadar yakınında yağmur damlaları kadar uzağındadır. Hani tuttuğun eli bir başkası tutar ya kırmak istersin o eli. Sorarsın kendine neden her şey bu kadar zor olur diye. Vaz geçmişdi bizden lara. Benim gibi o da heçmişdi. Şu s*ktiğimin hayatında ben bir tek onu istemişdim o da bir başkasının olmuşdu. En kötüsüde benim yüzümden. Lan neden lan? Çokmu istedim lan? Diğerleri gibi hepsinden mi istedim bir tek onu istedim be. Lanet olsun baba sanada , işlerinede.. Şimdi evet dese ben ne yapacağım lan? Nasıl yaşayacağım?
Bir yılda hep izledim onu. Ne yaptı, ne yeyip-içdi hepsini. O güzelim saçlarını kesdirip boyatmışdı. Nedenmi? Çünki baktıkca beni hatırlıyordu. Şimdide unutamadığı için bir başkasıyla evleniyordu. Belkide seviyordu onu ha? Belkide aşık olmuşdu ona? Oldun mu güzelim? Sen başka birine mi aşık oldun? Ona da mı bana baktığın gibi bakıyorsun? Dokunuyorsun? Ne yapıyorsun güzelim? O da bakıyormu benim gibi sana ? Sarılıyormu? Dokunuyoru benim sana dokunduğum gibi? Kızarıyormusun ondada benim gibi? atıyormu hızlı hızlı kalbin onun da yanında benim yanımda olduğum gibi?ha güzelim?
Şarkının ardından nikah masasına oturdular. Nikah memuru ondan malum soruyu sorduğunda beklemeden evet dedi larama bakarak. Gülümsedi sevdiyim bir başkasına bakarak. Ne güzel gülüyorsun be hatun.
Gür bir alkış tuttuğunda nikah memuru bu kez soruyu ona sormuşdu. Kalbim duracakken buluşmuşdu bir anda gözlerimiz. Şaşkınca bakarken gözlerime,gülümsedim hiç bir şey anlamasın diye. Hayır, hayır bir az daha beklersem hiç düşünmeden alıp giderdim onu.
Laradan;
Burdaydı. Gelmişdi. Bir yılın ardından gelmişdi. Ama gidiyordu şimdi. En son yaptığı gibi. Ne sanıyordum sanki 'evlenme' demesinimi? Salak kafam hala inanıyorum onun beni sevdiğine.. "Kızım?" Nikah memurunun sesiyle ona döndüm ve bekletmeden yapmam gereken şeyi yaparak gur bir sesle "evet" dedim...
Evet ben Lara ALTINDAĞ, Mert Altındağ'ın eşiydim artık. Laras diye bir şey yoktu artık. Lara ve Aras bitmişdi artık. Hiç yaşanmamış gibi.. Hiç yaşanmayacakmış gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laras
Teen FictionTAMAMLANDI Loş ışıkların altında görebildiğim tek şey Arasın elinde gitarla sahneye çıktığıydı. Bir dakika 'Aras mı' dedim az önce ben? Şarkı söylediğini bilmiyordum, tabi gitar çaldığını da. Bak sen bizim öküze. Neler de biliyormuş öyle. Bir de büt...