Gözünü açmasına rağmen kafasını kaldıramıyordu. Sanki kafası koca bir kayaya dönüşmüştü. Ayılmak için uğraşırken önce Chan'ın dün gece evine geldiğini hatırladı. Sonra...
Hassiktir!
Hatırlamasıyla yerinden sıçraması bir oldu. Hemen kendini kontrol etti. Her şey yerli yerindeydi.
Hem birini izinsiz öptüm hem de reddedildim. Nasıl suratına bakacağım şimdi?
Kesinlikle hayatı boyunca daha berbat bir şey yapmamıştı. Bunları düşünüp kendine lanet ederken tekrar Chan'ın evde olduğunu hatırladı.
Kendini hazırlayarak odadan çıktı. Eğer garip davranırsa yaşadığı utanca dayanamaz ve onu evden atardı ya da kendi evini terk ederdi. Sonuç ne olursa olsun suratına bakarken sakin kalamayacağından emindi.
Koltuğun yanına geldiğinde Chan'ı ortalıkta göremedi. Banyoda olabileceğini düşünerek birkaç kez ona seslendi ama ses yoktu.
Tabii gider. Çok kötü hissetmiş olmalı.
Tekrar kendini suçlamaya başladığı zaman kapı açıldı. Elinde poşetlerle içeri giren Chan'a şaşkınlıkla bakıyordu.
"Günaydın." eğilerek selam verdi.
"Günaydın. Neredeydin?"
Bu sefer sesi kısılan Seungmin idi."Acıktım ve dolap boştu."
"Beni uyandırsaydın alırdım. Zahmet etmişsin."
"Uzun zamandır yemek almıyorsun değil mi? Evde yenebilecek bir kırıntı bile yok."
Konuyu buraya çekmesi sinirini bozmuştu.
"Uzun zamandır iş yerinde yiyorum. Mümkünse herkese uzak bir yerde çünkü yorum yapılmasından pek hoşlanmam."
Yine huysuzluğu çökmüştü üstüne. Bir anda aklına dün yaptığı şey dank etti ve utançtan yerin dibine girecekmiş gibi hissetti. Kaba davranmaya hakkı yoktu şuan.
"Omlet ister misin?"
Chan, ciddiye almış gibi görünmüyordu ve bu Seungmin'i rahatlatmıştı."Olur." Transa geçmiş gibi koltuğu toplamaya başladı. Sonra yatağını düzeltti ve banyodaki işlerini halletti. Geri döndüğünde masa hazırdı.
Bu onu daha fazla utandırmıştı çünkü Chan'ın gidebileceği başka bir yer olmadığını biliyordu. Şuan kendisinden nefret etse bile burada kalmak kalmak zorundaydı.
Düşündüğüm şeyler doğru mu? Belki de fazla abartıyorumdur.
Sandalyesine oturdu ve karşısındaki adama baktı. Sadece yemeğiyle ilgileniyordu. "Özür dilerim." sesi fısıltı gibi çıkmıştı.
Ani bir hareketle kafasını kaldırıp cevapladı "Hım? Ne dedin?"
"Özür dilerim, dün için. Sarhoştum. Söz veriyorum sen burada kaldığın sürece bir daha o kadar içmeyeceğim."
Chan kahkahasını tutmaya çalışıyor ve büyük ölçüde başarılı oluyordu.
"Önemli değil."
"Ciddi misin?"
"Unuttun sanırım ne iş yaptığımı? Küçük bir öpücük beni o kadar etkilemez açıkçası. Ayrıca senin yerinde kim olursa olsun aynı şeyi yapardı."
Ortamın gerginliğini başarıyla dağıtmış ve Seungmin'den bir tebessüm kazanmıştı.
Ama senin yerinde olan herkes aynı şeyi yapmazdı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lawliet / ChanMin
Fanfiction"Sıradan bir erkek fahişeyim sadece, ölsem kimse umursamaz." //angst// //intih@r içerir//