Saat:20.25
"That's why, I need a one dance~. Got a Hennessy in my hand. One more time 'fore I go, higher power taking a hold on me!!" diye bağırarak ve gülerek, koca evde sesinin duyulmasını umursamadan dans ederek sevgilisiyle vakit geçiriyordu Beomgyu. Yine mutlu, yine deli dolu, yine çocuk ruhluydu sevgilisinin yanında. Zaten Kang Taehyun'un yanında hep benliğiyle hareket ederdi Beomgyu... Taehyun, Beomgyu için kaçma köşesi ve bir aynaydı: Beomgyu, Taehyun'a kaçardı çünkü Taehyun onu korurdu; Taehyun, Beomgyu için aynaydı çünkü ne zaman Taehyun'a baksa kendisini görür ve mutlu olurdu. Taehyun, Beomgyu'nun her şeyiydi...
Beomgyu güzel düşüncelerle sevgilisine bakarken kendini gülmekten alamıyor ve sevgilisine gözlerinin içine bakarak gülmeye devam ediyordu. Taehyun da kendini tutamayıp gülerken uzun süredir gülmesinden ve ciğerlerine oksijen girmemesininden yüzü kızarmaya başlamış, sevgilisine öyle bakmaya çalışıyordu. Taehyun'un kızarmış yüzü o kadar komiğine gitmişti ki Beomgyu'nun, tuhaf bir ses ayarında söylediği şarkıya gülerken sevgilisinin yüz ifadesine kahkaha atmaya başladı bu sefer kimseyi umursamadan çünkü koca evde tek başlarına, mutfakta, led ışıklar hakim olduğu bu ortamda istediklerini yapıyorlar ve yine kendilerini tutmadan eğleniyorlardı. Bu iki beden, kimse olmadığında özlerine dönebiliyordu: Çünkü birbirlerine rahat bir ortam oluşturuyor ve kimsenin görmediği o benlikleri geri alıyorlardı ruhlarına...
Kahkaha tonu artık azalsa da -yine de- gülmeyi kesmeden kendisini sevgilisinin kollarına attı Beomgyu bir saniye bile düşünmeden. Çünkü Taehyun'u tanıyordu, çünkü ona güveniyordu; Taehyun onu hep korur ve ne olursa olsun alanında tutardı. Taehyun, sevdiği insanlara değer verir ve onları mutlu edebilmek için elinden gelen her şeyi yapardı. Taehyun bu kadar nazik ve hoşgörülü bir çocuktu, ailesi tarafından iyi yetiştirilmiş yumuşak kalpli bir beyefendiydi. Beyefendi diye anıyordu onu Beomgyu ama Taehyun hem ebeveyn hem abi hem de çocuk olan birisiydi. Birden fazla role bürünebilir ve ruhundan gelen bir neşeyle onları etrafına sunabilirdi. Taehyun; bütün terimlerin karşılığı olabilecek bir isimdi, biriydi. Beomgyu'nun gözünde her şeyin yakışabilecek ilk ve tek kişiydi Kang Taehyun...
Beomgyu kendisini Taehyun'un kollarına attığında bunu beklemeyen Taehyun, yüreğinde bir panikle kollarını açtı ve sevgilisinin yere düşmemesi için sıkıca kavradı kollarını. Az önceki panik ve birkaç dakika öncesinde güldüğü için düzensiz olan nefesiyle göz kapaklarını sonuna kadar açtı ve sevgilisine baktı Taehyun. Yere düşme düşüncesi öyle korku salmıştı ki içine, eğer refleksleri iyi olmasaydı Beomgyu'nun yere düştüğü görüntüleri görecek olmak onu bayağı korkutmuştu çünkü Beomgyu bazen sakar olabiliyor ve evdeki bütün eşyaları -nedensiz bir şekilde- kendisine çekip kırabiliyordu, ya da kendi kafasını kırabiliyordu ama bir şey kırılıyordu bazen bu evde. O yüzden tedirgindi Taehyun: Beomgyu'nun güzelliğine evdeki eşyalar bile katlanamayıp ona doğru gelirken Beomgyu'yu nasıl koruyabilirdi ki?
Nefesi, düşüncelerinin kesiciliğiyle iyice düzensizleşirken; her şeyi yoluna koyan sevgilisinin sesi doldu kulağına ve yüzüne bir gülümseme yayıldı anında Taehyun'un. "Ne güzel söyledim ama?" alayla soran Beomgyu'ya, alaycı bir gülüş takdim etti Taehyun ve bir saniye bile beklemeden aynı ses tonunda dönüt verdi: "Çoooook." o harfini uzatarak söylediği söz Beomgyu'yu bir kıkırtı girdabına atmış, Taehyun da nefesini düzeltmek için bakışlarını ilerideki mutfak tezgahına çevirmişti. Maalesef ki Choi Beomgyu'nun gözlerine bakmak nefeslerini düzenlemiyor, tam tersine onun nefesini kesiyor ve kendisini uzay boşluğunda düşerken yakalıyordu. İmkansız ama gerçek olabilecek kadar olasılıklı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opening Sequence + Taegyu +
FanfictionHer şey rüya gibiydi: Aşkları, birbirlerine olan sevgileri ve birbirlerine verdikleri değerleri; hepsi onlara rüya gibi geliyordu... Aynı rüyayı, hayatı, dünyayı, kaderi paylaşıyorlardı onlar. Dışarıdan bakanların kıskanacağı türden bir bağ ile ba...