1.7

104 13 19
                                    

Sekiz genç birkaç saat önce bol yeşillikli bir parka gelmiş, getirdikleri eşyaları yere serip sohbet ederek pikniklerine başlamışlardı. Hepsi Jisung ve Felix'in ısrarları üzerine kot pantolon ve beyaz tişört giymişlerdi her ne kadar istemeseler de. Jisung arada Jeongin'e laf atıp sonra sözde kaçmak için yanına oturduğu Minho'nun arkasına saklanıyor, Jeongin de Minho'nun diğer yanında oturduğu için arkadaşının üzerine atlamaya çalışırken arada abisini eziyordu. Diğer tarafta Changbin Hyunjin'e çok ciddi bir ifadeyle gym tip veriyordu. Onların yanlarında Chan, bir tarafında Seungmin diğer tarafında Felix'le beraber derin bir dedikoduya dalmışlardı. Hepsinin dikkatini dağıtan şeyse Changbin'in gür sesiydi.

"Kim yaptı lan bunu?"

Changbin elindeki ısırılmış sandiviçi göstererek bağırdı diğerlerine doğru. Herkes ne olduğunu anlamamış bir şekilde kaşları çatılı Changbin'e bakıyordu. Kimseden ses çıkmayınca sesini biraz daha yükseltti.

"Hangi karakter yoksunu yedi lan benim hakkımı? İlla döverek mi anlatmam lazım yemeğimin yenmesini sevmediğimi?"

Changbin'in yanında oturan Seungmin ve Hyunjin kulaklarını kapatıyorlardı o sırada. Jeongin kendi önündeki sandiviçi alıp Changbin'in ağzına soktu oflarken.

"Sus be adam. Bu da kafa yani, şişirdin." Changbin hiçbir şey demeden Jeongin'in verdiği sandiviçi sonra da kendi önündeki ısırılmış olanı yedi ses çıkarmadan. "Hayvan herif, önüne beni koysan canlı canlı beni de yer."

"Yemiş zaten." Jisung'un kırdığı potla hepsi ona dönmüştü, boğazındaki lokmadan boğulmak üzere olan Changbin hariç. Her ne kadar iki eliyle ağzını kapatsa da artık çok geçti, Jeongin gözleriyle onu öldüreceğini söylemişti bile.

"Anlamadım?" Tek kaşını kaldırmış Jisung'a bakıyordu Minho. Anlamadığından değildi sorusu zaten, bir açıklama bekliyordu. Ondan cevap alamayacağını anlayınca diğer tarafına döndü Jeongin'e bakmak için. Başını elleri arasına almış, kafasını yere eğmiş oğlandan da cevap alamayacaktı belliydi. Yerden kalkıp boğulmaktan zor kurtulan Changbin'i kolundan tutarak kaldırdı ve diğerlerine uzak bir yere götürdü, daha doğrusu peşinden sürükledi.

"Dinliyorum." dedi tek düze sesiyle.

"Neyi?" Changbin biraz salağa yatarak kendine düşünmek için zaman tanımaya çalışıyordu ama Minho ona koyu gözlerle bakarken düşünmek çok da kolay değildi.

"Biraz önceki konu Changbin. Anlat."

"Önce uzaklaş biraz," dedi dibine giren arkadaşını hafifçe itip. "Sikecekmişsin gibi hissettiriyor." Minho uzaklaşmıştı, yüzündeki ifade asla değişmemiş Changbin'den gelecek cevabı bekliyordu. "Bir kere öptüm, olay bundan ibaret. Jisung abartıyor bence."

"Sen nefret ettiğin insanları öpüyor musun Changbin?"

"Nefret etsem öpmezdim." Minho'nun çatılan kaşları yavaşça havaya kalkmıştı Changbin'in cevabından sonra. Konuşmasına fırsat vermeden devam etti Changbin. "Şu zamana kadar senden bir şey saklamadım, bundan sonra da saklamam. İster kız, istersen kavga et benimle ama söylemem lazım bunu. Hoşlantı denir mi buna bilmiyorum ama Jeongin'den etkileniyorum ben."

"Ne?" Minho şaşkınlıktan konuşamamış, yaklaşık bir dakika sonra da ağzından çıkan tek kelime bu olmuştu.

"Duydun işte." diyip omuz silkti sadece.

"Changbin ne dediğinin farkında mısın sen?"

"Ne var oğlum, sen de Jisung'la flörtsün ben bir şey diyor muyum?" Minho üzerine yürüyünce biraz geri gidip sesini yükseltti Changbin.

Gym Bro'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin