2.6

85 11 14
                                    

"Arkadaşlar abartmıyor musunuz?"

"Hayır canım abartmıyoruz. Ayrıca emir büyük yerden."

"Tuvalete gideceğim amına koyayım ya, bırakın ona da tek başıma gideyim. Özelim de mi olmayacak? Sıçarken de yanımda olmak istiyor musunuz cidden?"

"Ben olurum kanka."

"Jeno siktir git sen de." Arkadaşını ittirip tuvalete girdi Jeongin. En azından kabine onunla beraber girmemişlerdi.

Changbin'in, okulda Jeongin'in yanında olamayacağı için Wooyoung'dan ona göz kulak olmasını istemesi üzerine o da arkadaş grubunu peşine takmıştı. Sınıfta, bahçede, kafeteryada sürekli peşinde dolanmışlardı, şimdi de tuvalete gelmişlerdi onunla beraber. Başta hoşuna gitmişti bu durum Jeongin'in, yalnız hissetmiyor, o adamın bir yerlerden çıkacak olma ihtimali onu korkutmuyordu ancak bir süre sonra canını sıkmaya başladı. Küçük bir çocuk gibi muamele görmek, tek başına herhangi bir yere gidememek sinirlenmesine sebep oluyordu. Tanrı aşkına okul tuvaletinde kim ona ne yapabilirdi ki?

Ellerini yıkamak için çıktığında Mingi hemen peşine takıldı. Neredeyse birkaç santim mesafe vardı aralarında o ellerini yıkarken. Uzun olanı itse de pek işe yaramadı. Kafasını arkasında duran arkadaşına çevirdi yavaşça. "Utanma kanka ya, biz bizeyiz. Daya ne olacak."

"Ne diyorsun be?"

"Götünden diyorum, biraz uzak mı dursan?"

"Senin götünü sikeyim Jeongin. Çıkalım artık, bok kokusundan bayılacağım yoksa." Jaemin'in sövmesi üzerine grup tuvaletten çıktı topluca.

"Götümle derdiniz ne tam olarak?" İki tarafındaki Jaemin ve Mingi'nin kollarına girerek sordu Jeongin. Önlerinde yürüyen Jeno cevap verdi ikili yerine.

"Seninki kadar güzel götleri yok diye kıskanıyorlar."

"Ben de öyle düşünmüştüm."

✧ ✧ ✧ ✧

Sonunda dersleri bitmiş ama Jeongin hala peşindeki arkadaşlarından kurtulamamıştı. Beraber bir kafeye oturmuş sohbet ediyorlardı. Aynı zamanda Jeongin Changbin'in gelmesini bekliyordu, eve tek başına gitmesini izin vermemiş, o spordan çıkana kadar arkadaşlarıyla kalmasını söylemişti. Spordan çıkınca da yanlarına gelmiş, Jeongin'i alıp gidecekti ki Wooyoung'un ısrarları üzerine mecburen yanlarına oturmuştu.

"Sonra ben de dedim ki işte güvenmiyorsan ayrılalım."

"Siktir lan, sen mi ayrıldın yani?" Jaemin fazla tepki verip kafedekilerin dikkatini üzerlerine çektiğinde kafasına yediği şamarla sustu.

"Öyle oldu biraz."

"Benim tanıdığım Wooyoung bunu yapmazdı. Noldu lan sana?" Yanında oturan arkadaşının omzunu sıvazlarken sordu Changbin.

"Sen o yüzden mi ağlayarak aradın beni?" Sorusu Wooyoung'un onaylar anlamda başını sallamasıyla yanıtlandı Mingi'nin. "Ben de dedim neye ağlıyor bu çocuk. Konuşuyor, konuştuğunu da anlamıyorum."

"Bugün yarın yazar o sana, Jeongin demişti dersin."

"Müneccim misin, nerden biliyorsun?"

"Kör kütük aşık değil miydi bunlar? Bu kadar kolay ayrılmazlar. Ya hyung yazacak ya da o." Dedi kendini haklı çıkarmaya çalışarak. Wooyoung'a gönerek devam etti. "Bence bekle onun yazmasını."

"Yazar mı sizce cidden?"

"Yazmazsa büyü yaptırırız." Jeno'nun söylediği şeyler hepsi kahkaha atmıştı.

Gym Bro'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin