1.3

110 13 34
                                    

"Kai kadar taşaklı biri yok."

"Salak mısın nesin ya? Chanyeol? Park Chanyeol!?"

"O çok tatlı bir kere."

"Taşaklı insanlar tatlı olamaz diye bir kural mı var?"

Felix ve Jisung nereden geldikleri belli olmayan bir konu hakkında tartışma yaşıyorlardı şu an. Hyunjin ve Jeongin ise Jeongin'in odasında bilgisayar oyunu oynuyorlardı.

"Hyunjin'e soralım. O da kesin Kai diyecek."

"Sevgilin de senin gibi zevksizse der tabii. Ama ikisi de Chanyeol diyecek ve sen bok gibi kalacaksın."

"İddiasına girelim." Minik serçe parmağını kaldırdı Felix, Jisung kendininkiyle birleştirip güldü.

"Kazanırsam bir hafta ayaklarımı yıkarsın." Felix yüzünü buruşturdu ama sevgilisiyle zevkleri uyuştuğu için kaybetmeyeceğine emindi.

"Kabul. Ben kazanırsam etek giyeceksin."

"Bana koymaz." Jisung elini çekip diğer ikilinin yanına gitmek için kalkmıştı yerinden, Felixse şaşırdığı için kalakalmıştı. Jisung'un böyle bir tepki vereceğini düşünmemişti. Kendine gelip kalktı yerinden, Jisung'un peşinden Jeongin'in odasına girdi.

İki gence oyunu bıraktırmak çok zordu, ne kadar uğraşsalar da başaramadılar. Jeongin'in sülalelerine sövmeye başlamasıyla kenara oturmuş, oyunun bitmesini beklemişlerdi.

Jeongin sevinçle bağırarak ayağa kalktı. "Jeongin'e kafa tutarsan böyle ağzına sıçar işte." Diye dalga geçti arkadaşıyla. Hyunjin oflayarak oturduğu yerden kalkıp sevgilisinin yanına gitti, oturup beline sarıldı. "Şimdi söyleyin derdinizi." Jeongin gülerek arkadaşlarının yanına oturdu. Jisung hevesle olayı anlatmaya başlamıştı bile.

"Biz bir editini gördük Kai'nin. Sonra ben dedim mi Chanyeol daha taşaklı, Felix de tutturdu Kai varken Chanyeol kim diye. Sonra size sormaya geldik. Kai mi Chanyeol mu?"

"Suho." Jeongin ve Hyunjin aynı anda aynı ismi söylemiş, bunu fark edince de bir beşlik çakmışlardı.

"Ne?" Felix şaşkınlıkla bağırmıştı, Jisung ağzı açık öylece bakakalmışken. "Hyunjin nasıl Kai'yi seçmezsin?"

"Aşkım ama Suho yani." Ellerini kaldırmış, top tutar gibi yapmıştı. "Nah bu kadar." Kafasına yediği şamarla görünmez bir fermuar çekti dudaklarına.

"Yani şimdi Felix ayaklarımı yıkamayacak mı?"

"Benim sevgilim niye senin ayaklarına dokunuyor amına koyayım?"

"İddiaya girdik. Ben kazanırsam Jisung etek giyecekti." Felix dudaklarını büzerek Jeongin'e baktı bu sefer de. "Ne olurdu Kai deseydiniz?"

"Oha! Jisung kabul etti mi bunu?" Jeongin havalanmış kaşlarıyla bir Felix'e bir Jisung'a baktı. Çok şaşırmıştı.

"Evet ettim. Bana ceza olmazdı ki."

"Giy lan o zaman." Jeongin arkadaşını gaza getirmeye çalışıyordu. Hoş, Jisung'un böyle bir gaza ihtiyacı yoktu, zaten kendi de istiyordu giymeyi. Ama arkadaşı ona gaz veriyorsa o da arkadaşına gaz vermeliydi, değil mi?

"Sen de giyersen giyerim."

"Ben ne alaka?"

"Çok yakışır sana." Felix Jisung'un yapmaya çalıştığı şeyi anlamış, ona destek çıkmıştı.

"Harika bir fikrim var." Dedi Jisung. Zıplayarak yerden kalkmış, gülerek arkadaşlarına bakıyordu. "Akşam bara gidiyoruz. Ben, Felix ve Jeongin etek gidiyoruz."

Gym Bro'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin