Jude Bellingham

2.5K 40 5
                                    

(Bölüm 2026'da geçiyor)

Odamın kapısı tıklatıldığında çıkmak için hazırlanıyordum. Gir diye seslenmemin ardından kapıdan giren Jude'u gördüm. Tanıştığımız günden beri kendisinden deli gibi hoşlanıyorum. Aslında o da benden hoşlanıyor ama ben aynı yerde çalışırken ilişki yürütebileceğimize inanmadığım için ondan elimden geldiğince uzak duruyorum.

"Selam nasılsın"

"İyiyim sen nasılsın"

"Ben de iyiyim. Şey için geldim ben, bir şey soracaktım da sana"

"Tabii , dinliyorum"

"Bu akşam işin var mı"

"Biriyle yemeğe çıkıcam, ne oldu ki"

"Yine annenin ayarladığı evlilik görüşmeleri mi"

Kafamı salladığımda sinirli bir nefes verip bana yaklaştı

"Duygularına karşı çıkmasan annenin ayarladığı görüşmelere gitmek zorunda kalmayacaksın"

Kolunu belime dolayıp beni kendisine çekti ve boynuma ufak bir öpücük kondurdu

"İş yerindeyiz Bellingham, yine aynı konuyu konuşmayalım lütfen"

"Niye kaçıyorsun benden, duygularından? Hiç tanımadığın şerefsizlere bir şans verirken bana niye şans vermiyorsun? Aşığım sana, sen bana değil misin"

Derin bir nefes alıp ona baktım

"Jude-"

"Neyse boş ver ya iyi eğlenceler sana"

Cevabımı beklemeden odadan çıktığında kapanan kapıya baktım. Derin bir nefes alıp kafama takmamaya karar verdim ve çantamı toplayıp tesislerden çıktım. Arabama ilerleyip eve gitmeye başladım. Bugün fazlasıyla yorulmuştum. 

Akşamki yemeğe gitmeyi hiç istemesem de arada annem olduğu için iptal edemiyordum. Ona her seferinde bana böyle şeyler ayarlamamasını söylememe rağmen yapmaya devam ediyordu.

Kendime gelmek için duş aldıktan sonra yavaşça hazırlandım. Giyinirken aklımda sadece Jude vardı. Bana defalarca adım atmasına rağmen ben ona hiçbir adım atmamıştım. Korkuyordum. Duygularımızın altında kalmaktan, hakkımda söylenecek sözlerden. Yaptığım bencilceydi belki ama cesaret edemiyordum. 

Aynada son kez kendime baktım ve evden çıktım. Buluşacağım kişinin bana gönderdiği konuma bakıp radyodan bir şarkı açtım. Arabada yankılanan Adele-Lovesong ile derin bir nefes aldım. Bana ilk beni sevdiğini söylediğinde arkada bu şarkı çalıyordu. 

Gelen ağlama isteği ile arabayı kenara çektim ve başımı direksiyona yasladım. ne yapmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yok. Jude'u istiyorum. Korkularımı bir kenara bırakıp kalbimin sesini mi dinlemeliyim. 

Önümdeki yola baktığımda bir seçim yapmam gerektiğine karar verdim. Ya soldaki sapağa girip Jude'a gidecek, ya da içimdeki son cesaret kırıntısını da görmezden gelip yine dünyanın en sıkıcı buluşmasına gidecek ve belki de jude'u kaybedecektim. 

***

Arabayı park edip indim ve ilerlemeye başladım. Yapamamıştım, artık duygularımdan kaçmaktan sıkılmıştım. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım ve beklemeye başladım.

Kapı açıldığında beni hiç beklemediğini belli eden bir yarı çıplak bellingham duruyordu karşımda. Gök gürüldediğinde bir iki adım geriledim ve yağmaya başlayan yağmura baktım. Yağmurla beraber ben de ağlamaya başladığımda artık delirdiğime kanaat getirip bakışlarımı ona çevirdim.

"İyi misin, gel buraya hasta olacaksın"

"Değilim"

"Ne oldu neden gitmedin o adamın yanına, içeri gelir misin artık"

"Gidemedim, senin yüzünden. Her şey senin yüzünden"

"Ben ne yaptım"

"Niye beni kendine aşık ettin. Seni düşünmeden bir an bile duramıyorum. Uyuyorum sen, kalkıyorum sen. Kalbim, aklım, her şeyim sen. İçine düştüğüm ikilem beynimi yiyor. Evet, ben de sana aşığım. Bu aşkımla ne yapacağım bilmi-"

Konuşmaya devam edememe sebebim Jude'un büyük adımlarla yanıma gelip belimden çekip beni öpmesiydi. Tam bir dizi sahnesi yaşıyorduk. Yağmur altında öpüşen aşık çift. 

Nefessiz kaldığımızda geri çekilip alnını alnıma yasladı.

"Birlikte öğreniriz"

Öpücüğün etkisinden çıkamadığım için ne dediğini anlamamıştım

"Hı"

Halime gülüp dudaklarıma ufak bir buse daha kondurdu

"Aşkımızla ne yapacağımızı, birlikte öğreniriz. Olur mu?"

"Olur"

"Hadi içeri geçelim, hasta olucaz yoksa"

Birlikte içeri geçtik, bana havlu ve kıyafet verip odadan çıktı. Hızlıca kurulanıp üzerimi değiştirdim ve yanına adımladım. Bana dönüp uzun uzun süzdü

"Hayallerimden bile daha güzelsin"

Utançla başımı eğdiğimde yanıma geldi ve belime sarılıp boynuma bir öpücük kondurdu. Ellerini belimden çekmeden biraz geri gitti. Kafamı yukarı kaldırıp ona bakmaya başladım.

"Söz veriyorum seni pişman etmeyeceğim. Çok mutlu olacağız"

"Özür dilerim"

"Ne için"

"Sana bu kadar geç geldiğim için"

"Sonunda bana geleceksen bir ömür bekleyebilirim seni"

"Seni seviyorum"

Yavaşça dudaklarıma kapandığında ellerimi boynuna sardım. Ömrümün sonuna kadar böyle kalabilirdim.

*

Hocam ben bu çocuğa çok yükseliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hocam ben bu çocuğa çok yükseliyorum. Gerçi ben herkese çok yükseliyorum da neyse :)))

Oy ve yorumu unutmayalım lütfennn. Diğer bölümde görüşmek üzereee <333


Enchanted / Imagine with FootballersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin