Elimde kahvemle İtalya sokaklarını keşfederken bir sürü fotoğraf çekip aileme atmayı da ihmal etmiyordum.
Yüksek lisans hayalim için İtalyaya taşınmıştım. En az iki senemi burada geçirecek olmak beni aşırı heyecanlandırıyordu. Sakin bir bank bulduğumda oraya adımladım ve oturdum. Kulağımdaki şarkıyla sokağı izlerken yanımdakş hareketlilikle oraya döndüm.
Gördüğüm kişiyle yudumladığım kahveyi zar zor yuttum.
HAKAN ÇALHANOĞLU ŞU AN YANIMDA OTURUYORDU
"Selam"
Benimle kounşmasıyla kalbim yerinden çıkacak gibi atsa da sakin gözükmeye çalışarak ona döndüm
"Merhaba da Türk olduğumu nereden anladınız"
"Çantanda ay yıldızlı broş var"
BEN TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM ARKADAŞ
"Aa doğru" diyip daha geniş gülümedim
"Hakan ben"
"Biliyorum tabii ki, Merve ben de"
"Çok memnun oldum Merve"
"Ben de"
"Burada mı yaşıyorsun"
Halan Çalhanoğlu benim hakkımda bir şeyler mi öğrenmek istiyordu??
"Yeni taşındım, yüksek lisansa başlıyorum burada"
"Çok sevindim hangi bölüm"
"Moda Tasarımı"
"İyiymiş"
"Siz napıyorsunuz burada- yani tanınmaktan falan korkmuyor musunuz"
"Yoo bu sokaklar aşırı kalabalık olmaz genelde ben de buralarda takılıyorum. Her zaman tek başıma oturduğum bankın dolu olduğunu göründe merak ettim seni"
"Anladım" diyip başımı salladım ve önüme döndüm
"Çok güzelsin"
Utançla gülümserken teşekkür etmeyi de ihmal etmedim
"Erkek arkadaşın var mı"
Hakan Çalhanoğlu beni merak etmiyor bana koşuyordu
"Yok yalnızım"
"Güzel. O zaman seni çok sevdiğim bir makarnacıya götürmemde sakınca yoktur diye umuyorum. Madem yeni geldin buralara iyi yerler keşfetmelisin"
"Şey sizin vaktinizi almıyım ben"
"Vaktimi almanı istiyorum ama ben, lütfen kabul et teklifimi"
"Peki tamam, ben de acıkmıştım zaten"
"Süper" diyip hızla ayağa kalktı. Onunla birlikte ben de kalktım ve İtalya sokaklarını bu sefer yanımdaki adamla gezmeye başladım.
Restorana geldiğimizde etrafı inceledim. Minik ama çok şık bir restorandı. Sadece makarna ve pizza servis ediliyormuş. Ben seçimi Hakan'a bırakmıştım.
Siparişlerimiz geldiğinde makarnamdan aldığım ilk çatalda resmen aşık olmuştum. Yediğim en lezzetli makarnaydı cidden.
Yemek yerken birbirimizi biraz daha tanışıktık. Ne kadar karşı çıksam da hesabı ödedi ve İtalya sokaklarına bu kez akşam ışığında adım attık.
"Çok teşekkür ederim çok keyifliydi. Siz ben de size bir gün kendi ellerimle yemek yaparım"
"Teklifini bir şartla kabul ederin"
"Nedir?"
"Bana siz deme artık"
"Tamam siz- sen nasıl rahat edeceksen"
"Anlaştığımıza göre seni evine bırakabilirim artık"
"Evimi mi öğrenmeye çalışıyorsun"
"Çok mu belli ettim"
Dediğine ikimiz de gülerken yan yana batan güneşin altında yürüyerek evime geldik
"Bugün için çok teşekkür ederim çok keyifli vakit geçirdim"
"Ben de sayende"
Gülümseyip arkamı dönmüşken bileğimden tutmasıyla ona döndüm tekrardan
"Telefonunu versen, bana olan sözünü ne zaman tutacaksın onu konuşuruz"
Cümlesini bitirp bana göz kırptığında güldüm ve kafamı sağa sola salladım. Bana telefonunu uzattığında numaramı yazdım ve kendimi çaldırdım.
Vedalaşıp eve girdiğimde yüzümdeki aptal gülümseme saatlerce gitmemişti
***
Kendisini pek sevmem ama tatlı oğlan ya
Oy ve yorumu unutmayalım
İstekleri buraya alabilirim telefon değiştirdiğim için listem silindi
Sizi çok seviyorum kendinize çok dikkat edin
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enchanted / Imagine with Footballers
FanfictionKısa bölümlerden oluşmaktadır. Imagine with Footballers 💗