Bölüm ithafı 09aztalya09
İyi okumalar!
Emirhan'dan;Uyuşuk ve hâlâ netliğine kavuşamamış gözlerimle beyaz tavanı izliyordum. Göğsüm yavaş yavaş inip kalkıyordu. Yorgun gözlerimi örtmemek için zor dayanıyordu sarı kirpiklerim. Örtünce de uyuyamıyordum zaten. Tam bir gündür bu odada uyanıktım ve ağzımı açmamıştım. Odanın Kutay'ın odası olduğunu anlamamam için aptal olmam gerekiyordu, yoğun bir nane ve mentol kokusu hakimdi. Kolumu kaldırıp bileğimdeki serum izini süzdüm. Beyaz ufak bir bant vardı. Vücudumun her yerinde sargı bezleri vardı. Temizlenmiştim. Hâlâ her yerim acıyordu.
Bulunduğum gri ağırlıklı odanın kapısı yavaşça açılınca bakmasam da gözümün kenarına giren uzun siyah saçlar sağ olsun giren kişinin Ecrin olduğunu anlayabilmiştim. Yattığım yatağın yanında bulunan beyaz komodine desenli bir tepsi bıraktı. Tekrar doğrulduktan sonra birkaç saniye yüzüme bakınca tavandaki gözlerimi ona çevirdim.
"Emir..." diye mırıldandı. Gözlerimi ilk açtığımda yanımda bir doktor ve tüm arkadaşları vardı. Anladığım kadarıyla beni hastaneden eve getirmişlerdi ve artık nasıl yaptıysa Kutay herhangi bir bilginin kaydedilmesini önlemişti. Gerçi bu kadar param olsa ben de bunu yapabilirdim sanırım? Sonuç olarak uyandığımdan beri tek kelime etmemiştim ve kimseye cevap vermiyordum. Yemek de yememiştim. Yanlış hesaplamadıysam bugün 29 Aralık olmalıydı. Saat akşam ona geliyordu.
"Doktor bir şeyler yemen gerektiğini söylüyor. Bizimle konuşmasan bile bir şeyler yiyemez misin? Zaten vücudun çok kötü durumda, doktor daha fazla serum vermek istemiyor." dedi kırgın sesiyle. Gözleri çok incinmiş bakıyordu, bir insan düzgün tanımadığı birisi için nasıl bu kadar üzülürdü ki? Cevap vermedim ve tepkisiz bir şekilde yüzüne baktım. Gözlerim doluyordu ama bu karşımdaki kız yüzünden veya kendime acımamdan değildi, sikeyim, cidden ağrıyordu! Hangi manyak birisinin gözlerine çubuk sokmaya çalışırdı Tanrı aşkına? Bıkkın bir nefes verip yüzümü tavana geri çevirdim. Ecrin tekrar konuşmak üzereyken kapı açıldı ve içeri elinde bir kutuyla Kutay girdi. Bir bana bir ayakta duran kıza baktı ve beni es geçerek konuştu.
"Yemiyor mu?"
"Hayır."
"İlaçları içmedi o zaman?"
"Doğal olarak içmedi, salak salak sorular sormasana. Başı ağrıyor zaten çocuğun!" dediğinde gülme isteği gelse de dudaklarım oynamadı. Gülümsemek istemiyordum.
"Sen in aşağı ben göstereceğim sana kim salak kim değil."
"Poyraz'ı mı göstereceksin bana?" dedi gülerek kapıya giderken.
"Ecrin çık lan dışarı!"
"Tamaaam!!" derken arkasından kapanmıştı kapı. Kutay yanıma yaklaşırken gözlerimi kapattım hafifçe, yüzüne bakarsam uslu uslu dediği her şeyi yapacakmış gibi hissediyordum. Sertçe yutkununca boğazıma giren acıyla yüzüm buruştu.
"Canın mı acıyor?" İkimiz de canımın yandığını biliyorduk. Hepsi yaşadığım şeyi öğrenmiş olmalıydı ve yüzlerine bakmak istemiyordum. Canım sıkkındı ve suçlu olmadığımın farkında olsam da bunu ifade etmek zordu, çekiniyordum. Utanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Numara | BxB [+18] (Slow Update)
RomanceÖlmeye karar veren bir genç, bir gece yarısı eline telefonunu alır ve rastgele bir numara tuşlar. Son konuşmasını yapmak ve kendisine zarar veren insanların inadına, birine acı çektirmek ister. Tuşladığı numara sayesinde gözlerindeki ışıltıyı tekrar...