34 ⋄ Su Edebiyatı

1.1K 49 28
                                    

Bölüm ithafı ElidaInci

İyi Okumalar!

Emirhan'dan;

Duşakabinin camından mermer zemine akan su damlalarında gezdirdim gözlerimi. Şu anda benim için giderden akan köpüklü bir miktar sudan ibaret olan bu görüntü, sadece bir ay önce yerinde olmak istediğim bir miktar maddeden ibaretti benim için. Saçımı köpüklemeye devam ettim. Kutay benim için farklı bir aroma arayabileceğini söylese de ben de mentollü şampuan istemiştim.

Vücuduma değen ılık suyun altında kayarak zemine oturdum. Sırtım hala banyonun mermerine yaslıydı. Sol bileğimdeki, saatler önce kızarıklık olan ama şu anda morluğa dönüşmüş ize baktım. Sahi, benim için kendimden başka her şey önemliydi sanırım. Bir tek kendime değer veremiyordum. Dizlerimin üstünde kollarımı birleştirip alnımı da kollarımın üstüne yasladım. Ölmek için ağlarken aklımın ucundan bile geçmezdi vücudumu üşütmeyen bir suyun altında yıkanabileceğim. Yine de olmuyordu, kendimi bir şeyleri hak eden birisi olarak göremiyordum. Bencil hissettiriyordu.

Ağzıma kapanan el tekrar aklıma gelirken giderden akan pis suyun bile benden daha huzurlu olduğunu düşünerek ağladığım zaman hissettiğim o garip his yine tüm vücuduma akın etti. Göz yaşlarım yüzümden inen suya karışırken öylece akan suyu izlemeye devam ettim.

Her duşa girdiğimde bu hisler aklımı ele geçiriyordu. Kapının açılma sesini duydum.

"Emir? Niye yerde oturuyorsun, bir şey mi oldu?" diyen tanıdık sesle, buğulu camdan seçemeyeceğini bildiğim halde başımı sağa sola salladım.

"Hayır! Çıkıyorum şimdi."

"Tamam, bornoz ve havlu astım askıya. Alırsın üstüne. Bekliyorum ben odada."

"Pekii..."

Kapı kapanırken yavaşça ayaklandım. Üstümde hem okulun, hem öğrendiğim şeylerin hem de o kadar zaman geçmesine rağmen siktiğimin suyuna imrenmeye devam etmemden kaynaklı bir yorgunluk vardı. Su yahu su!

Metali tutup indirerek akan suyu kestim. Tüm su giderden akana kadar izledikten sonra camı kenara kaydırıp ıslak ayaklarımı duşakabinin önündeki havluya bastırdım. Bornozu almak için kapıya adımlarken gözüm büyük aynadaki görüntüme takıldı. Boynumdaki iz ilk güne göre daha az belirgindi. Kollarımda yıllardır yaptığım için kalmış izler hâlâ belli olsa da beyaz tende seçebilmek için yaklaşıp göz dikmek gerekiyordu, aynadan veya uzaktan bakarak fark etmek pek mümkün değildi. Ben bile bazen seçemiyordum ama işin sonunda orada duruyorlardı. Farkındaydım. Eskisine göre daha parlak görünen cildime ve azalmış göz altı morluklarıma ilişti gözlerim. O günden kalan izler iyice azalmıştı, fark edebiliyordum.

Kabul etmek istesem de istemesem de Kutay bana iyi gelmişti.

Keşke içimdeki izler de azalsaydı.

En sonunda gözlerimi aynadan koparıp bornozu üstüme geçirdim. Kapıyı açıp ışığı arkamdan kapattım, banyodan çıktığımda gözlerim yatakta oturan bedene ilişti. Aynadaki yansımasına bakan yüzü bana döndü, gardrobun aynası tam yatağın karşısında kalıyordu kapalıyken.

"Sıhhatler olsun." dedi gözleri bornozun açık bıraktığı tenimde gezinirken. Başımı salladım hafifçe, eş zamanlı olarak ayaklandı.

"Ben sofrayı kurayım, giyin sen."

"Ecrin geldi mi?"

"Hayır, bugün Poyrazlarda kalacakmış."

"Ne alaka?"

Bilinmeyen Numara | BxB [+18] (Slow Update)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin