Bilinmeyen Numara | BxB [+18] (Slow Update)

37 ⋄ Kayıtsız Numara

Uzun bir zaman sonra, Bölüm İthafı meliscelikbas14

Geldik zurnanın zort dediği yere.

Medya  4-5 aydır bölüm bekleyen okuyucularım :)

İyi okumalar.

Emirhan'dan;

Gözlerim kışın etkisiyle hâlâ hafif karanlık olan ancak aralık perdeden giren soluk güneş ışığı sayesinde aydınlanan odaya alışmaya çalıştı bir süre. 

Görüntüm netleşene kadar, sıcaktan terlemeye başlamanın verdiği rahatsızlığı görmezden geldim. Altımdaki bedenin neredeyse hissedilmeyen soluk alış verişleri, bedenimin hafifçe yükselip geri inmesine sebep oluyordu. İçimde, bugünden aşırı rahatsız olduğumu hissettiren bir huzursuzluk vardı. Beni uyandıran da bu olmuştu. Midemin içinde iğrenç bir ağrı vardı ve bu hazımsızlık hissi kalbimin içine, her köşesine sinmiş gibiydi. 

Ruhum kırgındı.

Olacaklardan haberi varmış gibi. Acaba kendi kendini kıracağından haberi de var mıydı?

Altımdaki bedenden gelen derin solukla kaşlarım çatıldı.

Altımdaki beden?

Dün gece Kutay'a benimle yatmasını kendi ağzımla söylediğimi tekrardan hatırlayan zihnimi, inanılmaz bir utanç kapladı. Zaten sıcak olan yüzümün alev alev yanmaya başladığını da böyle fark ettim. Gözlerimi tek elimle ovuşturup, uyurken üstüne çıkmış olduğum bedene baktım tepeden. İlk defa yüzünü bu kadar rahat ve çekinmeden inceleme imkanım olduğunu da tam o an fark ettim. Gözlerim komodinin üstündeki dijital saate kaydı, geri altımdaki bedenin yüzüne döndü. Beyaz teni, benim tenim gibi ölü bir solgunluğa sahip değildi. Hatta fazlasıyla canlıydı. Birkaç gün önce boynumda açık açık gezinen dolgun dudakları kapanmıştı. Arada sırada aldığı hafif nefeslerle açılıyordu. Orta kısımları daha koyu, mat kırmızıya yakın bir renkteydi. Dümdüz aşağı inen, hafif sivri bir burnu var gibi gözüküyordu. Şimdiye dek öyle sanıyordum ama tek parmağımı burnunun üstüne çıkarmamla yanıldığımı o an fark ettim. Çok küçük bir kemik vardı burnunda. Fark edilmesi çok zordu, dokununca bile ancak hissedebilmiştim minicik kıvrımı. Elmacık kemikleri yine aşırı belli değildi, hafif çıkıktı ve fark edilebiliyordu. Özellikle gülümsediğinde veya dişlerini birbirine bastırdığında ortaya çıkıyorlardı.

İlk seçeneği seviyordum. Birazcık.

Baş parmağım çok hafif bir şekilde çıkık kemiği okşamaya başladı, ne yaptığımı pek umursamıyordum. Farkında olsam müdahale edebilirdim ama sadece içimden geleni yapmak istemiştim. 

Gözlerim bir süre boyunca şekilli kaşlarıyla uzun kirpikleri arasında mekik dokudu. Onun da saçları birazcık uzamıştı. Tüm saçını toplayamasa da yanlardan aldığı iki tutamı arkadan, zorla da olsa, toplayabilirdi bence. 

İrkilip hiç uyanmamış gibi başımı göğsüne yaslamama ve gözlerimi kapatmama neden olan şey ise bir anda çalmaya başlayan alarm oldu. Ben hızla gözlerimi yumup yanağımı çıplak göğsüne yaslarken onun kıpırdanmaya başladığını fark ettim. Başım hafifçe yana kaydı, alarm sesi sona erdi. Beni uyandırmasını beklemeye başladım soluklarım arasında. Uyuma taklidi yapmamı zorlaştıran ve hızlanan kalbimi hissetmemesi için dua etmeme sebep olan şey ise, beni uyandırmak yerine kolunu belime dolayıp başımı boynuna yaslaması oldu.