33 (final)

32 3 10
                                    

Bu kitap icin yazacagim son bolum umarim seversiniz
Iyi okumalar

Jimin

Herkes dağılmıştı. Taehyung'da yorgun olduğunu ve uyumak istediğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı.

Ben telefonumla oyalanırken, yoongi eliyle oynamayı sürdürüyordu. Ben telefonu elimden bırakınca oynadığı ellerinden gözlerini çekip bana baktı uzunca. Fakat bu defa gözleri gözlerime değil suratımın her inchinde dolanıyordu. Bana bakarken gülümsüyordu. Gülümsemesi gittikçe büyüyordu.

Karşımda ki gülümsemeye karşı benim de gülümsemem büyürken konuştu.

"Benim sana sözüm vardı. Hatırlıyor musun jimin ?"

"Merakıma yenilmemek için zor durdum. Söyleyecek misin yoksa?"

Kıkırdadı "hayır hayır... şimdi söylemeyeceğim. Ancak varınca anlarsın" dedikten sonra elimi kavradı ve beni kaldırdı.

Çıkmak için kapıya yeltenmeden taehyunga dışarda olduğumu ve biraz geç geleceğimi belirtecek bir mesaj attım.

🫀

Arabada bir sessizlik hakimdi. Ara ara birbirimize dönüyor; tekrar önümüze dönüyorduk. Bu sefer merakıma yenilmeyi seçerek günlerdir içimi kemiren soruyu sordum ona.

"Biz neyiz yoongi?"

Gözünü yoldan kaldırmadı. Fakat vitese yerleşen elini çekip elimi kavradı ve susmayı sürdürdü. Sırıttığını görebiliyordum. Boğazını temizledi ve tuttuğu elimi okşamaya başladı.

Aradan bir kaç dakika geçtı. Saymadım. Ama arabayı sonunda ıssız gibi duran ama bir kaç insanını gördüğüm bir sokaktı. Sanırım varmamız gereken yer için biraz yürümeliydik.

Bayağı yürümüştük. Sonunda bir yerin önüne geldik. Yangın sonucu kül olup gitmiş bir binaydı. Ben olan bitene anlam vermeye çalışırken, bakışlarım yavaş yavaş elimi bırakan elin sahibine baktım. O anda onun içinde ki yangının varlığını hissetmiştim. Lakin nedeni beni herşeyden çok korkutuyordu.

Bedenimi tamamen ona döndüğümde tekrar uzun uzun baktım. Bir kaç saniyeliğine donuk bedeninden eser kalmamıştı. Şimdi ise gözünden yaşlar geliyordu. Elini ağzının üztüne atıp hıçkırıklarını boğazına tıkıyordu adeta.

Ağlarken ki titreyen omuzlarından tuttum onu da kendime döndürdüm. O ise gözlerini oraya dikmiş ağlamayı sürdürüyordu.

"Yoongi?... neden ağlıyorsun?"

Sözlerim adeta bir bıçak gibi göğsüne saplanmışçasına; daha şiddetli ağlamaya başladı.

Tedirgindim. Ona tekrardan olan biteni sormaktan korkuyordum. Ne yapacağımı bir ya da  iki saniye düşündükten sonra, onun elini bir elimle tutup diğer elimi beline atıp ona destek veriyordum yürümesi için.

Sonunda varmıştık. O içli içli ağlamayı sürdürürken, onun kapısını kapatıp sürücü koltuğuna geçtim. Kemerlerimizi bağladım. Iki dakika sonra anlık yüzümü ona döndürdüm. Yüz ifadesinde ki o burukluk, ruhunun kahroluşunu hissettim. Fakat biraz olsun sakinleşmişti.

Onu uzaklara götürmek istiyordum. Çok uzaklarda bir yerde. Onu sevmek istiyordum. Herkesten koruyup kollamak istiyordum. Kimsenin üzmeyeceği, kırmayacağı, içinde ki yangına odun vermeyeceği çok uzak yerlere.

🫀

Ara ara düşüncelerimden sıyrılıp ona bakarak, akan giden yolun ardından varmıştık. Onu deniz kenarına getirdim. Burda bulunan bankların karşısındaki o güzel manzara onu biraz olsun rahatlatır düşüncesiyle onu getirdim buraya.

Kapımı açar açmaz o da bana eşlik ederek açtı kendi kapısını. Bir banka oturup bir süre o denizin sessizliğine dalıp gitmiştik.

Bir anda çıkan kısık sesi beni kendime döndürdü.

"Amacım sana sürpriz yapmaktı. Elime yüzüme bulaştırdım" dedi karşısına bakmaya devam ederek.

"Hayatımın bir parçasını oluşturman benim en büyük armağanım. Min yoongi"

Yüzünü bana döndü. Dolup taşan gözlerini döndü bana. Kaşlarımı çatıp yanağına götürdüm elimi. Eliyle bileğimden tutup yavaşça banka bıraktı. Sanki kırılgan bir şeymiş gibi.

"Aslında yanan bina, benim anlaştığım yayın evi idi." Yutkunup bir süre bana bakan gözlerini uzaklara diktikten sonra yumdu.

"Sen kitap mı yazıyordun?" Kaşlarımın çatılmasına mani olamamıştım.

Yumulu gözleriyle başını salladı tekrar.

"Adı neydi peki? Eminim senin kadar güzel bir şeydir" dedim ona moral olmaya çalışırken.

"Psikolog"

Duyduğum isime karşı dudaklarım aralandı kaşlarım çatıldı. Bu aklımdan geçenlerin gerçek olma olasılığı benim için sıfırdı. O da yüzüme anlamsızca bakarken, onun boynuna kollarımı doladım. Bir kaç saniye sonra belime dolanan ellerin ardından;

"Hayran olduğum tek kitabın sevdiğim adama ait olması bir tesadüf olmamalı" dedim.

Yüzünü boynuma gömdüğünden boğuk çıkan sesiyle konuştu

"Keşke yazar adına baksaydın, sevgilim."

Bu yolun sonuna geldik.
Sevinsem mi aglasam mi cidden bilmiyorum. Fakat bu kitabi yazarken ki yasadigim duygular cok baskaydi.
Bu baslangici cirkin kitabi bu sekilde bitirecegimi hic dusunmezdim.
Ama guzel geldi bana. Umarim sizde begenirsiniz.

Basta bu kitabi yazarken okunup okunmamasi umrumda olmaksizin atmaya baslamistim. Fakat bu gunlerde hergun acar kontrol ediyorum.

Tesekkur ederim hepinize. Yanimda durup destek olanlara; uzaklarda bir yerde bu yazilarimi okuyan herkese cok tesekkur ederim.

Twitty_honey sanada buradan ayrica tesekkur etmek istiyorum. Zor anlarimda yanimda durdugun icin. Bu hikayede bana yardim ettigin icin tesekkur ederim.

Sonra gorusmek uzere.
Optum sizi 🥺🫀



chance | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin